Kapitalist düzenin fedaileri, Erdoğan’ın can simitleri: Böyle muhalefet dostlar başına!

Kapitalist düzenin fedaileri, Erdoğan’ın can simitleri: Böyle muhalefet dostlar başına!

Düzen muhalefeti (Millet İttifakı, 6’lı masa vb.) emekçi halkın ekmek ve hürriyet derdine derman olacak politikalar üretmiyor. Oysa Erdoğan ve istibdad rejiminin zayıf karnı ekonomi! AKP ve MHP seçmeninin oy verdikleri partiden yüz çevirmelerinin başlıca sebebi iş ve aş derdi. Boşuna denmemiş hükümetleri tencere götürür diye. Peki neden bir muhalefet bu açık gerçek karşısında bu meselenin üzerine gitmez? Onun yerine sürekli top çevirir?

Çünkü bu sorunlara çözüm getirmek sermayenin çıkarlarına dokunmayı gerektiriyor. O sermayenin çıkarları ki CHP’sinden İyi Parti’sine, Gelecek’ten Deva’sına, Saadet’inden Zafer Partisi’ne hepsinin tek ortak noktası. AKP ve MHP’nin tüm milletvekilleri patron, tüccar ya da toprak ağası ama bu düzen muhalefeti partileri de onlardan farklı değil. Bu yüzden iktidarla bu muhalefet arasında neredeyse gizli bir anlaşma varmış gibi gündem işçinin emekçinin derdinde değil, hep başka konularda kilitleniyor.

Göçmen düşmanlığı ile sermayeyi kurtarma telaşı!

Göçmen sorunu bunun en önemli örneğiydi. Kitleleri patronlara değil göçmenlere karşı dolduran kirli bir politikayla açılışı Kemal Kılıçdaroğlu yaptı, sonra bayrağı Ümit Özdağ kaptı. İşsizlik ve pahalılıkla boğuşan kitlelerin öfkesi itina ile göçmenlere yöneltildi. Bundan iktidar da pek memnun gözüktü. Zira ekonomik krize hiçbir çözüm üretemeyen iktidar göçmen tartışmasını fırsat bilip, göçmenleri Suriye’deki TOKİ projelerine yerleştirmek üzere planlarını açıkladı. Yetmedi Suriye’ye düzenlenecek askerî harekâtı dahi göçmen meselesine bağlamayı başardılar.

Kılıçdaroğlu top çeviriyor

Kılıçdaroğlu da top çevirmedeki marifetlerini sergilemeye devam ediyor. Ne işsizliğe ne pahalılığa çözümü var. En yakıcı sorunlardan biri olan EYT’yi ve Aylık Bağlama Oranı (ABO) garabetini çözecek bir plan da ortaya koyamıyorlar. Oysa bu mesele tek kalemde çözülebilir. Ama ağızlarına almazlar, çünkü TÜSİAD çok kızar!

Ekonomiyi şimdiden Babacan’a teslim edenlerin muhalefeti bu kadar olur

Başta CHP ama onla birlikte düzen muhalefetinin diğer partileri de sadece, ekonomide sermayenin ve emperyalizmin güvenini yeniden kazanmakla ve Türkiye’ye sıcak para getirmekle ilgileniyor. Bunun için de ekonomi politikasını, AKP’nin Türkiye’yi borç batağına sokan ve özelleştirmede rekor kıran döneminin mimarı Ali Babacan’a havale etmiş durumda. Yani ekonomi programı TÜSİAD’ın ve İMF’nin programı. Bir başka deyişle halka kemer sıktırmak. Bu politikayla oy toplanamayacağına göre en iyisi bu meselenin etrafında top çevirmek!

Sermayeye güven halka korku

Bu sebeple emekçi halka seslenmiyorlar, özenli biçimde hep devletin içine sesleniyorlar. Örneğin Kılıçdaroğlu TÜİK’in ve SADAT’ın kapısına gittiğinde de, Sedat Peker gibi videolar çektiğinde de, hep “namuslu bürokratlara” sesleniyor. Emekçi halka ise hep aynı öğüt! Aman sokağa çıkmayın! Çünkü halktan korkuyorlar, halka dayanmak yerine iktidara gelmek için istibdadın içinden ittifak yapacak güçler arıyorlar. Her sermaye ve düzen partisinin yaptığı gibi.

Anketlere bakıp aldanma! Bunların hepsi düzen partisidir ve her an saf değiştirebilirler!

Anketler AKP ve MHP’den oluşan istibdad cephesini düşüşte, Millet İttifakı ve etrafındakileri yükselişte gösteriyor. Bu anketleri görüp istibdadın düşeceğine kesin gözüyle bakanlar yanılır. Çünkü halktan korkan ve istibdadın içindeki güçlerle ittifak arayan bu düzen muhalefeti partileri her an birer ikişer saf değiştirebilir. Vaktiyle Devlet Bahçeli hatta Demokrat Parti başkanı olduğu zamanlarda Süleyman Soylu da Erdoğan için bugünkü muhalefetten bile ağır sözler söylüyor, hakaretler yağdırıyordu. Şimdi ikisi de istibdadın en önemli ayaklarını oluşturuyorlar. Hadi diyelim onlar sağcı. CHP’li “solcu” Deniz Baykal’ın Erdoğan’a en kritik siyasi dönemeçlerde verdiği destekler ortada. Şimdi Millet İttifakı ve 6’lı masanın bileşenleri bunlardan çok mu farklı? Halkın onlara daha fazla güven duyması için bir gerekçe var mı? Şimdiden “devr-i sabık yaratmayacağız” diyerek köprüleri açık tutmuyorlar mı? Ekrem İmamoğlu iktidarın AKP kanadına, Mansur Yavaş ise MHP kanadına yok birbirimizden farkımız mesajı vermiyor mu?

Çözüm sınıf siyasetinde! Sermayeden, emperyalizmden ve devletten bağımsız sosyalist bir odağın inşası için ileri!

Bu tabloda işçinin emekçinin en yakıcı sorunlarına sermayenin ve emperyalizmin kuyruğuna, nasırına basmaktan, kırmızı çizgilerini çiğnemekten çekinmeden çözüm üretecek, istibdada karşı hürriyet kavgasını devlet içindeki küskünlerden, saf değiştirmiş mafya şeflerinden medet umarak değil işçi sınıfını örgütleyerek verecek olan bağımsız bir sosyalist odağın önemi giderek artıyor. Devrimci İşçi Partisi bu doğrultuda tüm sosyalistleri ve emekçi halktan yana olanları vakit kaybetmeden güçbirliği yapmaya, işçi sınıfının ve emekçi halkın çıkarlarını ve çözümlerini temsil eden, sermayeden, emperyalizmden ve devletten bağımsız gerçek bir üçüncü cepheyi oluşturmaya çağırıyor.

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2022 tarihli 153. sayısında yayınlanmıştır.