Bakırköy grevi sona erdi; Sendikana sahip çık, denetle!
Bakırköy Belediyesi işçilerinin belediye yönetiminin sıfır zam dayatmasına karşı çıktıkları grevleri 100. gününde sona erdi. Belediye-İş sendikası, 2020, 2021 ve 2022 yılları için Belediye yönetiminin sırasıyla %6, %8 ve %11 olarak verdiği zam teklifini kabul etti.
İşçilerin hiçbir talebi sözleşmeye eklenmedi
Artık kimsenin dikkate almadığı %36’lık TÜİK enflasyon rakamının bile çok altında bir zammın kabul edilmiş olmasının yanında hiçbir sosyal hakta iyileştirme yapılmamasıyla işçilerin hiçbir talebi toplu iş sözleşmesine dahil edilmeden belediye yönetimi ile anlaşılmış oldu. Özellikle işçilerin en önemli taleplerinden biri olan Yunus Emre Tiyatrosu’nda çalışan sözleşmeli işçilerin iş güvencelerinin sağlanması talebi de kabul edilmedi. Bu durum işçiler tarafından, greve çıkan Yunus Emre Tiyatrosu işçilerinin Mayıs ayında işten atılacağı olarak yorumlanıyor. Tiyatro İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’ne devredilerek işçilerin Bakırköy Belediyesi’nden gönderilmesi bile bir olasılık halinde.
Sendika enflasyon oranında zam isterken ve işçiler 3 ayı aşkın süredir belediye binası önünde yağmur, soğuk dinlemeden kararlılıkla mücadelelerini sürdürmüşken alınan bu sonuç grev çadırında yenilgi atmosferi doğurdu.
Bakırköy grevi nasıl yürütüldü?
Bakırköy grevini kısaca değerlendirmek ve ilerideki mücadeleler için de dersler çıkarmak gerekiyor. Bakırköy işçileri bu mücadelelerini bir onur savaşı olarak gördüler, grev ne kadar uzarsa uzasın grevlerine sahip çıkacaklarını gösterdiler. Bu süreçte CHP’li Belediye Başkanı Bülent Kerimoğlu’nun iftiralarına ve grevi tahrik etme çabalarına maruz kaldılar.
Bakırköy işçilerinin mücadelesi, bugün TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının yalan olduğunu her fırsatta dile getiren ama konu kendi belediyesinde çalışan işçilere zam vermeye gelince bu sahte rakamların bile çok altında bir zammı vermeyi işçiye reva gören CHP’ye karşı da verildiği unutulmamalı. Alınan bu sonuç, grev ziyaretleri sırasında çok sık duyduğumuz “CHP yönetimi bu işle ilgileniyor.”, “CHP’li milletvekilleri araya girdi.”, “Kılıçdaroğlu bu konuda bilgilendirildi ve konunun çözümü için görevlendirmeler yaptı.” gibi söylemlerin, gelinen bu aşamada bir oyalama taktiği olduğunu göstermiştir.
Meseleyi siyasete, kulis anlaşmalarına bırakan bu anlayışın en önemli uğraklarından biri, işçilerin Bakırköy CHP Binası’nı işgal ettikleri gece yine bu tür sözler verildiği söylenerek, aslında işçiler işgale devam etmek isterken, işgalin sendika tarafından sona erdirilmesi oldu. İşçilerin kararlılıkla mücadelelerine devam etmesine ve sendikayla birlikte hareket ederek daha sonuç alıcı eylemler yapmak istemelerine rağmen, süreci bir yerlerden sözler alınarak ve bu sözlere güvenerek sürdürülmesi üzerinde durulması ve eleştirilmesi gereken bir tavırdır.
Sendika yönetiminin Belediye binasına dokunacak eylemlere girişmemesi, izlenecek yol hakkında işçi iradesinin göz ardı edilmesi, yapılan eylemlerde temsilcilerin dahi bilgisi olmayacak şekilde sendikanın genel merkez güdümünde planlar yapılması ve işçileri yukarıdan verilen sözlerle devamlı bekletmeleri grevi güçsüzleştirmiştir.
Çözüm sınıf sendikacılığı, işçi denetimi!
Gelinen aşamada bazı işçilerde sendikaya karşı duyulan öfke ve güvensizlik sonucu sendikanın bir işe yaramadığı ve istifa düşünceleri oluştu. İşçi iradesini tanımayanlara karşı duyulan öfke son derece haklı da olsa, çözümün sendikayı terk etmek, ayrışmak ve örgütsüzlük olmadığı kesindir. Sendikasız iş yerlerindeki çalışma koşulları apaçık ortada. Nitekim Yunus Emre Tiyatrosu’nda çalışan işçilerin çalışma koşullarının önceki dönem toplu iş sözleşmesi kapsamına alınmalarıyla düzeldiği, bu güvenle bu greve de tiyatro ve kreş işçilerinin çoğunluğunun katıldığı görüldü. Sendikal mücadelenin yükseldiği dönemlerde işçi sınıfının ne büyük haklar kazandığı hepimizin bilincindedir. Bakırköy işçisi sendikasına sahip çıkmalı ve onu denetlemelidir! İşçiler arasındaki birlik korunmalı ve geliştirilmeli, sendikanın sınıf mücadeleci ve işçiye gerektiğinde hesap verebilir bir hatta sokulması sağlanmalıdır. İşyerlerinde işyeri komiteleri, grevlerde grev komiteleri kurulmalı alınacak tüm kararlar öncelikle buralarda tartışılmalı ve öyle hayata geçirilmeli.
Bakırköy Belediyesi işçileri şimdiye kadar mücadelelerini onurlu bir şekilde sürdürmüşlerdir. İşçiler bu grev sürecinden gerekli dersleri çıkarmalı ve önümüzdeki toplu iş sözleşmeleri için gerekli hazırlıkları şimdiden yapmalıdır. Devrimci İşçi Partisi, grev boyunca yalnız bırakmadığı Bakırköy işçilerinin onurlu mücadelesine destek vermeye tüm gücüyle devam edecektir. Selam olsun Bakırköy’ün grevci işçilerine!