Dövizi tutamayan iktidar emekçi halka saldırıyor: İstibdadın kendisi bir provokasyon rejimidir!
Dövizi tutamayan iktidar emekçi halka saldırıyor: İstibdadın kendisi bir provokasyon rejimidir!
İktidar izlediği politikalarla derinleştirdiği ekonomik çöküntü karşısında panik içinde çareyi bir kez daha emekçi halkın haklı tepkilerini bastırmakta bulmuştur. Türkiye’nin bir çok yerinde ve bu akşam İstanbul’da Kadıköy ve Mecidiyeköy’de yapılan eylemler yasaklanmış, polis açıklama yapmak isteyen sendika ve siyasi kurumlara saldırmıştır. Birleşik İşçi Zemini’nin Mecidiyeköy’de basın açıklaması yapmak üzere çağrı yaptığı ve Devrimci İşçi Partisi olarak desteklediğimiz eylem de bu saldırılardan nasibini almış, Mecidiyeköy’de toplanan kitleye polis henüz toplanma anında saldırmıştır.
İstibdad rejimi halkın sokakta, sosyal medyada ve farklı mecralarda gösterdiği haklı ve meşru tepkileri provokasyon yapmakla, dış güçlerin oyunu olarak vb. suçlamakta, kara propaganda yöntemlerine başvurmaktadır. Oysa provokasyonu yapan bizzat istibdadın kendisidir ve istibdadın bir provokasyon rejimi olduğu, iktidarı korumak için kardeş kavgasını kışkırtmaktan çekinmediği bir kez daha ortaya çıkmıştır.
İktidarın polis eliyle emekçi halkın haklı tepkisine karşı yapmaya yeltendiği bu güç gösterisi, ekonominin dizginlerini çoktan elinden kaçırmış, halk desteğini ve meşruiyetini büsbütün yitirmeye yüz tutmuş bir istibdad rejiminin acizlik ve güçsüzlük göstergesidir. Engelledikleri sadece değişik yerlerdeki bazı basın açıklamaları, yürüyüşler ya da protesto gösterileridir. Ancak işçi sınıfı ve emekçi halk gerçekleri görmekte, ciddi bir öfke biriktirmektedir ve istibdad rejiminin sınıf mücadelesinin dipten gelen bir dalga olarak yükselişini, baskı aygıtlarını kullanarak ilanihaye engelleme şansı yoktur.
Devrimci İşçi Partisi bu değerlendirmelerle birlikte fabrikalar ve işyerlerinden başlayarak işçi sınıfının “hak verilmez alınır” şiarı ile örgütlenmeye ve mücadeleye çağırmaya devam edecektir. İşçi sınıfı, sermayenin istibdad rejimi eliyle ekonomik krizin tüm faturasını emekçi halka ödetmek üzere bir sınıf saldırı içinde olduğunu görerek saflarını sıklaştırmalı sendika konfederasyon ayrımı olmadan güçlerini Birleşik bir İşçi Cephesi’nde birleştirmelidir. Yine aynı doğrultuda emekçi halk için Cumhur İttifakı karşısında Millet İttifakı’nın da bir alternatif olmadığının açık olduğu koşullarda, düzen içi ve burjuva siyasi kamplaşmanın karşısında emperyalizmden, sermayeden ve devletten bağımsız bir sosyalist odağın önemi giderek artmaktadır. Bu odağın inşası doğrultusunda Devrimci İşçi Partisi olarak çağrımızı yinelemekteyiz.
Sendikaların ve siyasi yapıların düzenlediği eylemlere ve halkın farklı yerlerde gösterdiği tepkilere yönelen saldırıları bir kez daha kınıyoruz ve protesto ediyoruz. Bugün polis saldırısına maruz kalan, bizim de DİP olarak desteklediğimiz eylemin çağrıcısı olan dostlarımız Birleşik İşçi Zemini’nin (BİZ) yayınladığı açıklamayı paylaşıyoruz.
Birleşik İşçi Zemini (BİZ) açıklaması:
Bugün BİZ “Hükümet istifa, derhal erken seçim, işçi sınıfı iktidar mücadelesine” demek için Mecidiyeköy’de toplandık. İktidar ne doları ne pahalılığı ne de artan işsizliği durdurabiliyor. Ancak polis gücüyle yükselen emekçi halkın öfkesini durdurmaya çalışıyor.
İstanbul’un ve ülkenin birçok noktasında, bugün BİZ’e yapılan saldırılar gibi polis saldırıları gerçekleşti. İşçilerin, yoksulların öncü sesleri engellenmeye çalışıldı. BİZ engellemelerle karşılacağımızı biliyorduk. Bu noktadan sonra bu engellemelerin sonuçsuz kalacağını işçi sınıfının fabrikalardan, atölyelerden, mağazalardan, şantiyelerden, madenlerden, ofislerden, iş yerlerinden, tüm cadde ve sokaklardan yükselecek sesini kısamayacakları günlere ağır ağır yaklaşıyoruz.
Bu günlere hazırlıklarımızı hızlandırıyoruz.
Krizin, hayat pahalılığının ve işsizliğin sorumlusu siyasi iktidar olduğu kadar kapitalist sistemin ta kendisidir. Kapitalizm, adaletsizlik ve kriz üretiyor. Kapitalist açgözlülük gezegenimizin varlığını bile tehdit ediyor.
Dolar, faiz, enflasyon, kriz… Bu gidişatı BİZ değiştirebiliriz. İşçi sınıfının siyasal mücadeleye ağırlığını koymasıyla, örgütlülüğünü güçlendirmesiyle, meclislerini oluşturmasıyla bu gidişat durdurulabilir. Malın mülkün sahipleri kendi çıkarlarından başka hiçbir şeyi düşünmeyeceklerdir. Ülkenin çoğunluğu olan kredi kartı borçlarından başka hiçbir şeyi olmayanlar, işçiler, emekçiler, yoksullar ancak kendi lehine olan kararları alabilir. Bu düzen ancak böyle değişebilir.
Siyasi iktidar ekonomiyle birlikte iflas ettiğini bir kez daha ilan etmiştir. Bu iflasın sonucunu kabul etmeli yapılacak erken seçimle saray-AKP-MHP iktidarı sahneden çekilmelidir. BİZ her siyasal kavgada işçi sınıfı iktidarına bir adım daha yaklaşmak için an be an mücadele edeceğiz. Ne ölüme ne sıtmaya razıyız. Üretenlerin yönettiği bir Türkiye ve dünya için örgütlenmeye ve birlikte mücadele etmeye devam edeceğiz.