Baldur grevinde parola: “İşgal, grev, direniş!”

Kocaeli Şekerpınar’da bulunan İspanyol sermayeli Baldur Süspansiyon fabrikasında sendika hakkı için 25 Aralık 2020 tarihinde başlayan grev arkasında 6 aya yayılan bir mücadele bıraktı. 6 ayda istibdadın ve sermayenin türlü saldırılarına maruz kalan ancak grev iradesinden vazgeçmeyen, grevlerine sahip çıkan işçiler ekmek ve hürriyet için grev alanında mücadeleye kararlılıkla devam ediyor.

Grev süreci patronun bütün hukuk tanımaz saldırılarına sahne olurken aynı zamanda iktidarın patronların işledikleri suçlara nasıl göz yumduğunu da gözler önüne seriyor. Fabrikada hukuksuz bir şekilde grev kırıcı çalıştırarak üretimine devam eden Baldur patronuna iktidar hiçbir şekilde müdahale etmiyor, fabrikanın içine “güvenlik önlemi” bahanesiyle yerleştirdiği polisiyle patrona kalkan oluyor. Bu hukuksuzluğu teşhir etmek için Ankara’da Çalışma Bakanlığı ile görüşen Birleşik Metal-İş sendikasına ve Baldur işçilerine bakanlık, işçilerin yüzüne mücadelelerinde haklı olduklarını söylerken aynı zamanda patronun yanında durmaya ve bütün hukuksuzluklarına göz yummaya devam ediyor. Riyakarca bir süreç yürüten iktidarın amacı açık: grevi fiili olarak kırmaya çalışan patrona zaman kazandırmak ve yaşanan bütün hukuksuzlukları görmezden gelmek.

Hukuksuzluğa son verin çağrısı yapan grevci işçiler, memlekette işlemeyen hukuku kazanacak olanın da, hukuku uygulatacak olan gücün de bizzat kendi grev iradeleri olduğunu biliyor. İşçi sınıfının ekmek ve hürriyet mücadelesinin mevzilerinden bir tanesi olan Baldur’da her türlü zorluğa rağmen mücadelesine devam eden Baldur işçileri patronun yürüttüğü fiili mücadeleye meşru fiili mücadeleyle cevap vermeli, Devrimci İşçi Partisi’nin Baldur grev alanında yükselttiği “İşgal, grev, direniş!” şiarını en öne çıkarmalıdır. Fiili olarak yapılan hukuksuz üretime karşı zafer ancak işçilerin işgal, grev, direniş iradesiyle gelecektir.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Temmuz 2021 tarihli 142. sayısında yayınlanmıştır.