Cargill işçisi ekmek ve hürriyet için direnmeye devam ediyor! Bu mücadele hepimizin!
Tek Gıda-İş sendikasında örgütlü oldukları için 2 buçuk yıl önce işten atılan ve işlerini geri almak için direnen Cargill işçileri eylemlerine devam ediyor. İşçiler, hem yerel mahkemede hem istinafta davalarını kazandılar. İşçilerin sendikal sebeple atıldıkları tescil edildi ve işe iade kararları kesinleşti. Ancak Cargill şirketi hak ve hukuk tanımamaya devam ediyor ve işçilere işbaşı yaptırmıyor. Bunun üzerine işçiler geçtiğimiz hafta eylemlerini bir kez daha Cargill’in İstanbul Ataşehir’deki (Paladium Tower) Genel Merkezi önüne taşıdılar ve her hafta şirketin tedarikçi firmalarının önünde eylem yapıyorlar. Cargill işçileri bugün bu eylemlerden ikincisini Etiler Akmerkez’de yönetim ofisi bulunan Assan Gıda önünde gerçekleştirdi. Eylem sonunda Assan gıda yönetimine yaşanan hukuksuzlukları ve işçilerin taleplerini belirten bir mektup ulaştırıldı. Basın açıklamasında eğer işçilerin talepleri karşılık bulmazsa bunda sadece Cargill’in değil tüm tedarikçi şirketlerin de sorumlu tutulacağı ve eylemlerin yönetim merkezlerinden bu şirketlerin fabrikalarına doğru taşınacağı belirtildi.
Tüm emekçi halk Cargill işçisi gibi kendi gündemine ve hakkına sahip çıkmalı
Devrimci İşçi Partisi “Cargill işçisi yalnız değildir”, “İşçilerin birliği sermayeyi yenecek”, "İşsize İŞ, Herkese AŞ, Emekçi Halka HÜRRİYET!” yazılı dövizlerle Cargill işçileri ve Tek Gıda-İş sendikasıyla birlikte eyleme katıldı. Cargill işçilerinin mücadelesi, işçi sınıfının kendi gündemine sahip çıkması gerektiği bugünlerde son derece önemli bir yerde duruyor. Çünkü Türkiye’nin sınır ötesinde ve açık denizlerde egemenlik hakkından bahseden iktidar, uçak gemisi yapmaktan, küresel aktör olmaktan bahsediyorken Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın, yasalarının ve mahkeme kararlarının emperyalist tekellerin Türkiye’deki şirketlerinde hükümsüz olduğunu gözlerden saklıyor. Cargill gibi bir çok emperyalist tekelin Türkiye’de hak hukuk tanımamasını ve bu ülkenin işçilerini ucuz emek olarak sömürdüğü gerçeğini gizliyor.
İstibdad yönetimi emperyalist şirketin yanında işçinin karşısında
Nitekim bugün de devlet, polislerini, işçilerin Ataşehir’deki Cargill merkezi önündeki oturma eylemini engellemek üzere seferber ederek gerçekte nerede durduğunu bir kez daha gösterdi. Cargill yönetiminin açık hak, hukuk, yasa ve mahkeme kararı tanımaz tutumu ortada iken, polisin derdi Paladium Tower önünde taburelerde ve sosyal mesafeyi koruyarak oturan işçileri kapının önünden kaldırmaya çalışmak oldu. Hiçbir gerekçe sunamayan polis amirleri sadece talimatlardan bahsedebildi. Bu da aslında Türkiye’deki istibdad düzeninin bir itirafı niteliğindeydi. Anayasa, yasalar, mahkeme kararları bir yanda hukuki geçerliliği olmayan “talimatlar” diğer yanda… Tam anlamıyla bir keyfi yönetim tablosudur bu! Bu keyfi yönetim sermayeyi korumakta, Türkiye’yi emperyalist şirketlere ucuz emek cenneti olarak sunmakta ve hakkını arayanları ezmektedir.
Bu kavga ekmek ve hürriyet kavgası
İşçiler kararlı duruşlarıyla bu baskıları boşa çıkartıyor ve direnişlerini sürdürüyor. Ancak bu istibdad düzeninin karşısında tüm emekçi halkın ekmek ve hürriyet talebinin gerçekleşmesi için birliğin ve mücadelenin büyümesi gerekiyor. Cargill işçileri ise sadece kendi işlerini geri kazanmak için mücadele etmiyor aynı zamanda tüm Türkiye’nin emekçi halkına emperyalizmin, sermayenin ve istibdadın boyunduruğundan kurtularak hürriyete ulaşmanın da yolunu gösteriyor. Bu yol mücadele ve direniş yoludur. Elbette ki bu yolda Cargill işçileri ile birlikte yürümeye devam edeceğiz ve tüm işçi sınıfını bu yolu birlikte yürümeye çağırıyoruz.