68’in parolası: Devrime giden yolda emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı mücadeleye!
6 Mayıs 1972 günü askeri diktatörlük, 68 devrimci gençlik hareketinin üç önderini, Deniz Gezmiş’i, Yusuf Aslan’ı ve Hüseyin İnan’ı idam etti. İdam edildiklerinde Deniz ve Yusuf 25, Hüseyin 23 yaşındaydı. Bu kısa yaşamlarını, sonunda ölüm olacağını bile bile emperyalizme ve işbirlikçilerine karşı devrim mücadelesine adadılar. Hayatlarının son anlarına değin yürüttükleri bu mücadelede bir an bile geri adım atmadılar, ölüme giderken dahi mücadelelerini son sözlerinde haykırdılar: “Yaşasın Marksizm-Leninizmin yüce ideolojisi, kahrolsun emperyalizm, yaşasın Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi, yaşasın işçiler ve köylüler!”
Üç fidan, devrimi göremeden katledildi ancak arkalarında büyük bir miras bıraktılar. Bu miras ki Türkiye sosyalist hareketini parlamentarizmden koparıp devrim yoluna sokmuştur. Bu miras ki bu topraklara büyük harflerle “Kahrolsun Amerika” sloganını yazanların, 6. Filo’yu denize dökenlerin, bu toprakların dört bir yanında köylülerin mücadelesine, işçilerin grevlerine destek olanların, Hakkâri’de Zap suyu üzerinden Van’a uzanan kardeşlik köprüsünü bizzat inşa edenlerin mirasıdır. Bu miras, gençliğe üniversite sıralarına sıkışmamayı, memleketin sorunları için elini taşın altına koymayı öğretmiştir.
Üniversitelerden memleket sorunlarına: Tek yol mücadele!
Üniversiteler eylemlerle, kitlesel boykotlar ve üniversite işgalleriyle çalkalanırken 68 gençliği kampüslerde başlayan mücadeleyi sokaklara taşıdılar. Üniversitelerine ve geleceklerine sahip çıkan öğrenciler, memleketlerine de emekçi halka da sahip çıktılar. İçlerinde yanan devrim ateşi hedefini belirlemişti: Halkların düşmanı ABD emperyalizmi!
1968 yılında, Amerikan 6. Filosuna Gümüşsuyu yokuşunu dar ederek, binler olup NATO'ya ve emperyalizme karşı meydanları doldurdular. O gün 6. Filoyu Dolmabahçe’den denize döken 68'liler, bu yılın ertesinde, 6 Ocak 1969'da Türkiye'ye büyükelçi olarak atanan Vietnam Savaşı'nın ünlü işkencecisi Robert Komer'in aracını ODTÜ'de ters çevirip ateşe verdiler.
68 devrimci gençliği her daim görev başındaydı. Emperyalizme karşı mücadele ettiler, üniversitelerinden çıkıp Singer’de, Derby’de ve daha birçok iş yerinde grevci işçilere destek oldular, Ege ve Akdeniz bölgelerinde toprak işgallerine, Türkiye'nin hemen her bölgesinde ürünlerinin değerlendirilmesi ve tarımsal destek politikaları konusunda talepler formüle eden üretici köylülüğün mitinglerine katıldılar. Emekçi halkın tehdit altında olduğu her an 68 devrimcileri ellerini taşın altına koydular, mücadeleyi yükselttiler.
Kapitalizmi tarihin çöplüğüne atalım!
Kapitalist devletlerin bir virüs salgını karşısında teslim bayrağını çektiği, yüzbinlerce insanın sağlık kapasitesi yetersizliği yüzünden hayatını kaybettiği bu günlerde, 68 devrimci gençlik hareketinin bıraktığı devrimci mirasa sahip çıkmanın, elimizi taşın altına koymanın tam vaktidir! Vakit Deniz olma vaktidir. Evde kalamayan, virüse karşı en ön cephede savaşan milyonlarca işçinin, emekçinin yanında “kavgaya hazırım” deme vaktidir. Devrimci İşçi Partili Öğrenciler olarak 6 Mayıs’ı bir anma değil mücadeleyi yükseltme günü olarak görüyoruz. Tüm gençliği Devrimci İşçi Partisi saflarında örgütlenip bu topraklarda devrim mücadelesini zafere taşımaya, kapitalizmi tarihin çöplüğüne atmaya çağırıyoruz.