Libya’da lejyonerler savaşına hayır!
Erdoğan’ın Libya’da “birkaç tane şehidimiz var” demesi halkın duygularını inciten bir açıklamaydı ve çok tepki topladı. Daha sonra bir gazeteci Erdoğan’a bu sözleriyle ilgili soru sorunca da Erdoğan kendi ağzından çıkmış olan ve herkesin kelime kelime duyduğu ifadelerle ilgili açıklama yapmak yerine gazeteciyi yalan haber yapmakla suçladı. Orduda profesyonelleşme arttıkça “Mehmetçik” kavramının, içi boş bir kalıba dönüşmesi kaçınılmaz. Ölen askerlerin taneyle sayılıp bir mi beş mi önemsenmeden “birkaç” diyerek geçiştirilmesi dil sürçmesi ya da gaf değil profesyonelleşen ordunun bir gerçeği.
Ancak sorun bununla da sınırlı değil. Halk, Libya’da ne olup bittiğini kesinlikle bilmiyor. Erdoğan, Libya Ulusal Ordusu adı altında ülkenin önemli bir kısmını kontrol altına almış olan General Hafter için lejyoner, yani paralı asker diyor. Erdoğan’ın tespiti doğru. Hafter’in CIA’dan eğitim aldığı, Birleşik Arap Emirlikleri’nin ve Suudi Arabistan’ın parasıyla, Mısır ve Rusya’nın siyasi askeri desteğiyle Libya’da etkili olduğu biliniyor. Hafter’in ordusuna taktığı ad dışında milli olan hiçbir yanı yok.
Öte yandan Erdoğan aynı konuşmasında “Lejyoner Hafter'e karşı biz orada yönetici kahraman askerlerimiz ve Suriye Milli Ordusu'ndan ekiplerimizle beraber oradayız” cümlesini kurduğunda aslında Türkiye’nin durumunun da farklı olmadığını ağzından kaçırmış oluyor. Suriye Milli Ordusu (SMO), eğer milli ise nasıl başka bir ülkenin “ekipleri” olarak adlandırılabilir. Eğer Suriye ordusu ise Libya’da ne işi vardır? Tüm bunlar SMO’nun da paralı asker yani lejyoner olduğunun açıkça itirafıdır. Yani Türkiye lejyonerlere karşı lejyonerlerle orada bulunmaktadır.
Türkiye’de askerliğin paralı olması gibi, Suriye’den istihdam edilen lejyonerlerin kullanılması da ordunun meşru savunma vazifesinden uzaklaştırılması anlamına gelir. Tarih boyunca ezilen halklar haklı savaşlarda zalimlere karşı destanlar yazmıştır. Haksız savaşları yürütenler ve başkasının savaşını verenler ise halklarına zilleti yaşatmıştır.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2020 tarihli 126. sayısında yayınlanmıştır.