Venezuela’da karanlık provokasyonu
Venezuela’da sözde muhalif, Amerikancı Juan Guaidó’nun Ocak ayında kendini geçici devlet başkanı ilan etmesiyle başlayan, ülkenin meşru hükümetini devirerek yerine kukla bir hükümet kurma çabaları devam ediyor. ABD bir yandan Venezuela’yı ekonomik ve politik olarak abluka altına alırken, geçtiğimiz ay ülkedeki krizi derinleştiren gelişmeler oldu.
Venezuela’da geçtiğimiz ay içerisinde dört kez ülkenin neredeyse tamamını karanlığa boğan elektrik kesintileri yaşandı. Kesintiler sonucunda okullar ve iş yerleri kapanırken, halk gıda ve suya ulaşmakta ciddi sorunlar yaşıyor. Mart başında gerçekleşen ilk kesinti, Venezuela tarihinin en uzun elektrik kesintisiydi ve ekonomik krizin pençesindeki emekçi halkın yaşadığı sorunlara yenilerini eklemişti. Venezuela hükümeti gerçekleşen elektrik kesintilerinin ABD emperyalizminin ve Guaidó taraftarlarının sabotajları sonucunda yaşandığı yönünde açıklamalar yaptı.
Bu süreçte emperyalizmin kuklası darbeciler, geçtiğimiz ay sınırda başarısızlıkla sonuçlanan insani yardım provokasyonunun ve Latin Amerika ülkelerini Amerika’nın müdahalesine ikna edememelerinin ardından gelen elektrik kesintilerini bir fırsata çevirmek için ellerinden geleni yaptı. 23-24 Şubat’ta Guaidó ABD'nin Kolombiya ve Brezilya’ya yolladığı “yardım malzemelerini” taşıyan kamyonları karşılamak üzere bir milyon Venezuelalıya çağrı yapmıştı. Maduro’nun sınırdan içeri almadığı “yardımları” almak üzere sınıra darbecilerin fanatik taraftarlarının dışında halktan gelen olmamış, darbecilerin Truva atı oyunu böylece büyük oranda başarısız olmuştu.
Elektrik kesintilerinin ardından Guaidó defalarca taraftarlarına ve Venezuela halkına Maduro hükümetine karşı sokağa çıkma çağrısı yaptı. Darbe girişimiyle başlayan “kampanyası”nın yeni aşamasına Özgürlük Operasyonu (Operacion Libertad) adını veren Guaidó 30 Mart’ta ve 6 Nisan’da büyük eylemler planladıklarını açıkladı. Bahsi edilen operasyonun Venezuela halkı için özgürlük değil, emperyalizmin boyunduruğu anlamına geldiği açık.
Nitekim Amerikan emperyalizmi, halkın çoğunluğunu arkasına alamayan, provokasyonları başarılı olmayan Guaidó’nun kendi kuklası olacak hükümetini kurabilmek için Maduro’yu devirme çabalarına elinden gelen desteği sunuyor. Siyasi ve ekonomik abluka derinleşirken, emperyalizm askeri müdahale seçeneğini de hâlâ gündemde tutuyor. Trump’ın, Rusya’nın gönderdiği birliklerin Venezuela’dan çekilmesini talep ederken bütün seçeneklerin masada olduğunu vurgulaması bunun bir örneği.
Emperyalizm Venezuela’da başarılı olursa yalnızca Venezuela değil, Latin Amerika’nın bütünü karanlığa boğulma tehdidiyle karşı karşıya kalır. AKP hükümeti ve Erdoğan Venezuela’nın sözde yanında gibi görünüyor. Ancak Venezuela halkıyla dayanışmanın gereği lafla sözle yerine getirilemez. Venezuela halkıyla dayanışmanın gereği NATO’dan çıkmak, İncirlik başta olmak üzere bütün emperyalist üsleri kapatmaktır.
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Nisan 2019 tarihli 115. sayısında yayınlanmıştır.