MESS ve Türk Metal anlaştı, Metal İşçisinin Sesi ilk değerlendirmesini yayınladı

MESS’le Türk Metal arasında süren toplu görüşmeler sabah erken saatlerde anlaşmayla sonuçlandı. Anlaşma Türk Metal sendikası Genel Başkanı tarafından Olay TV’de canlı yayında açıklandı. Fabrikalar açıklanan rakamları tartışmaya devam ediyor. Pevrul Kavlak’ın açıkladığı brüt rakamların yarattığı hava net rakamlar hesaplandıkça değişiyor. Sözleşme süreci bitmiş değil. “Grev yasağını tanımıyoruz” ve “2 Şubat’ta grevdeyiz” diyen DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş MESS’le bugün masaya oturacak.

Fabrikalardan metal işçilerinin yaptığı yorum ve değerlendirmeler ışığında Metal İşçisinin Sesi bir açıklama yayınladı. Bu açıklamayı paylaşıyoruz: 

Metal İşçisinin Sesi açıklaması

UNUTULMASIN! Masada ne alındıysa metal işçisi almıştır! Ne bırakıldıysa Türk Metal bürokratları bırakmıştır!

MESS ve Türk Metal toplu sözleşmeyi imzalandı. Henüz süreç bitmiş değildir. Grev yasağını tanımıyoruz diyen ve 2 Şubat’ta greve gideceğini açıklayan Birleşik Metal-İş sendikasının MESS’le görüşmesi bugün olacaktır. Bunun birlikte Pevrul Kavlak tarafından açıklanan ilk bilgiler şöyledir:

Sözleşme süresi iki yıl. Ücretler 9 liraya çekilerek (1 Eylül 2017’den başlayarak) üzerine tüm işçilerin saat ücretine 1 lira 60 kuruş seyyanen zam. Her yıl için 30 liraya takabül eden kıdem zammı.  İlk 6 ayda yapılacak bu zammın ardından kalan her 6 ay için enflasyon oranında zam. Sosyal haklarda yüzde 23’lük iyileştirme. Tamamlayıcı sağlık sigortası. Yüzde 8 postabaşı tazminatı. Kayınvalide ve kayınpeder vefatı halinde 3 günlük izin.

Metal işçisinin fabrikalardaki tepkileri farklı farklı olmaktadır. Sözleşmenin ayrıntıları brüt ve net tutarlar tamamen açıklığa kavuşmuş değildir. Tam bir değerlendirme ancak bunlar netleştikten sonra yapılabilir. Ancak ilk aşamada şu değerlendirmeleri yapmak mümkündür:İşçinin ekonomik gerçeği ve geçim zorlukları ortadadır. Mevcut sözleşmenin bu gerçekler düşünüldüğünde kimseyi tatmin etmesi mümkün değildir. Kıdemli işçiler alınan kıdem farkı ile nispeten rahatlamıştır. Ancak bu rahatlama da görelidir. Kıdemli işçilerin ücretleri yeni girenlerle neredeyse aynı seviyeye geldikten sonra alınmış bir zam söz konsudur. Nihayet Türk Metal’in geçmişte yaptıkları, beklentiyi o kadar düşürmüştür ki bu gerçeklere rağmen fabrikalarda nispeten olumlu bir hava esebilmiştir. Buna karşın Pevrul Kavlak’ın brüt olarak açıkladığı rakamların net karşılıkları hesaplanmaya başladığında tepkiler de haklı olarak artmaktadır.

Unutulmasın!

Ne alındıysa metal işçisi almıştır. 2015’in fiili metal grevlerinin etkisi bugüne uzanmış, Türk Metal’in ve MESS’in üzerinde baskı unsuru olmuştur. MESS, Birleşik Metal sendikası ile yarın görüşecektir. Birleşik Metal grev yasağını tanımayacağını açıkladığı ve “2 Şubat’ta grevdeyiz” dediği için MESS masaya önce, bunları söylemeyen Türk Metal ile oturmayı tercih etmiştir. Yani Birleşik Metal masada grev kozunu tutabilmiştir. Metal işçisi için bu son derece değerlidir. Hakkı verilmelidir. Eğer Türk Metal de aynı tutumu almış olsaydı rakamların işçiyi tatmin edecek bir düzeye gelmesi mümkündü. Bunu görüyoruz.

Unutulmasın!

2 yıllık sözleşme en önemli maddedir. Ancak bu tam anlamıyla bir kazanım değil, bir önceki sözleşmede MESS’e verilenin geri alınmasıdır. İşçinin aldığı zammın erimesi bir nebze olsun önlenmiştir. Ancak Eğer 2015 fiili grevleri ile Türk Metal metal, işçisinden tokadı yemeseydi, 2015’te imza atanlar yine imza atar3 yıllık dayatma kalıcılaşırdı. Bu başarı metal işçisinin başarısıdır. Gerçek bir kazanıma dönüşmesi için bir sonraki sözleşme dönemine güçlü bir hazırlık yapılmasıyla, üretimden gelen gücün, grev silahının etkili şekilde kullanılmasıyla mümkün olacaktır.

Unutulmasın!

Bugün masada ne alındıysa metal işçisi almıştır. Masada ne bırakıldıysa Türk Metal bürokratları bırakmıştır. Gelecekte de bu böyle olacaktır. Fabrikalardan başlayarak işçi denetimi arttırılmalıdır. Yüksek enflasyon ortamında bu zamların da eridiğini göreceğiz. Dolayısıyla tabandan başlayarak örgütlenmeler kuvvetlenmeli. Bu sözleşme döneminde genel merkeze gözünü dikmiş pasif şekilde bekleyen temsilcilik ve şube yapısına son verilmelidir.

 Unutulmasın!

Ancak tabandan işçi denetiminin yükseltilmesiyle kayıpların azalması ve kazanımların elde edilmesi mümkün olacaktır. Yıllar yılı iktidarla, MESS ve sarı sendikacılar üçgeninde kurulan düzen patronlara trilyonlar kazandırırken metal işçisi yıllar içinde eridikçe erimiştir. Yüzde 38 alınsaydı bile bu erime giderilmiş kayıplar telafi edilmiş olmayacaktı. Bu yüzden düne, bugüne bakmalı ve metal işçisi gücünü görmelidir. Bu güçle geleceğe yürümelidir. Bu oyunu bozmalıdır. Bozacaktır. Fabrikaları MESS’e, ortaklarına ve işbirlikçilerine mezar edinceye kadar mücadeleyi sürdürmelidir!