“Filipin tipi barbarlık”
Barbarlık çirkin yüzünü dünyanın dört bir yanında gösteriyor. DAİŞ’in tekfirleri bir yandan, Avrupa’nın yükselen faşist ve proto-faşist partileri öte yandan her gün gazete ve televizyonlarda arz-ı endam ediyor. “Serseri mayın faşisti” olarak adlandırılabilecek Trump’ın ABD’de iktidara gelmesi her gün daha olası hâle gelirken, Fransa’da proto-faşist FN’nin (Ulusal Cephe) lideri Marine Le Pen’in cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanabileceği dillendiriliyor. (Le Pen’in cumhurbaşkanı olduğu bir senaryoyu anlatan bir çizgi roman Fransa’da birkaç aydır çok satanlar listelerinden inmiyor). Bu örnekler yoğun biçimde dikkat çekerken, dünyanın başka köşelerinde de barbarlığın yürüyüşü sürüyor. Müslüman azınlığa karşı girişilen katliamlardan sorumlu olan Modi, 1.25 milyarlık Hindistan’ın başına geçeli iki sene oldu, şimdi ise sahneye Asya’nın büyük ülkelerinden Filipinler çıkıyor.
9 Mayıs’ta gerçekleşen başkanlık seçimlerinde iktidara gelen Duterte, basında sıkça “popülist” lider diye anılarak haberleştirildi. Ne olduğu muallâk, beş benzemezi yan yana getirmek için kullanılan bu ifadenin ötesine geçtiğimizde ise, bağıra bağıra gelen bir katliam rejimiydi Duterte’nin vaad ettiği. Abarttığımız düşünülebilir, akıllara Batı’da barbarlığın demokrasi cilalı versiyonlarını satanların göçmenlere, azınlıklara ettikleri galiz laflar gelebilir. Fakat Duterte’yi ayıran bir husus var, Duterte açıkça, gizlemeye dahi ihtiyaç duymaksızın bir katliam programı ile iktidara gelmiştir bu yüz milyonluk ada ülkesinde.
Kafalarda netlik kazanması için sözü Duterte’nin kendisine bırakalım. 2015’in sonlarında yaptığı bir açıklamada “Günde beş suçlu öldüreceğim” diyen Duterte, bununla da yetinmeyerek, seçimlerden birkaç gün önce şöyle diyordu: “İnsan haklarını unutun, başkan olursam, belediye başkanıyken yaptığımı yapacağım. Torbacılar, soyguncular ve aylaklar, sizi öldüreceğim.” Belediye başkanı iken yaptığımı yapacağım demesi boşa değil. Filipinler’in en büyük şehirlerinden biri olan Davao’nun belediye başkanı olduğu 22 yıllık dönemde, Duterte’nin adamlarının binin üzerinde cinayet işledikleri belirtiliyor. Bu ekiplerde yer alan ve itirafçı olduktan sonra bu dönemi anlatan bir çete üyesi binin üzerinde insanı öldürdüklerini belirtirken, öldürülenlerin yalnızca uyuşturucu satıcılarını ve bağımlılarını değil, Duterte’nin muhaliflerini de içerdiğini ekliyor. Başkan olmasıyla beraber hedefini de adım adım büyüttüğü anlaşılan Duterte bir açıklamasında iktidarının ilk 6 ayında 100.000 suçlu öldürüp, onları balıklar şişmanlayıncaya kadar Manila körfezine atacağını söylerken, en son konuşmasında ise kendini açıkça Hitler’le kıyaslamaktan geri durmadı. Hitler’in 3 milyon Yahudi öldürdüğünü söyleyen Duterte, Filipinler’de de 3 milyon bağımlı olduğunu belirtip onları öldürmekten memnuniyet duyacağını aktardı. Açıklamasını bitirirken ise “Almanların Hitler’i vardıysa, Filipin’in de, bilirsiniz işte” diyerek kendisini işaret etti.
Fakat âyinesi iştir kişinin, lâfa bakılmaz. Neler oldu Duterte geldiğinden beri? Duterte iktidarının ilk 7 haftasında 1.900’ün üzerinde insan ya polis tarafından öldürüldü ya da fail-i meçhul cinayetlere kurban gitti, yani nerdeyse günde 40 kişi. Mahir Çayan başta olmak üzere, bir dönemin devrimcileri, Türkiye’deki “Filipin tipi demokrasi” karşısında devrimci mücadele çağrısı yapıyordu. Bizlere de “Filipin tipi barbarlık” karşısında tetikte olmak düşüyor.
Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Ekim 2016 tarihli 84. sayısında yayınlanmıştır.