OHAL sürecinde ihraçlar ve açığa almalar İstanbul’da emek örgütleri tarafından protesto edildi
15 Temmuz darbe girişiminden bu yana kamu emekçilerine karşı gerçekleşmekte olan açığa alma, ihraç ve soruşturmalar ile çeşitli yayın organlarının kapatılması, KESK Şubeler Platformu, DİSK, İstanbul Tabip Odası ve TMMOB tarafından İstanbul’da Galatasaray Lisesi önünde 1 Ekim’de saat 13:00’te gerçekleştirilen basın açıklamasıyla protesto edildi.
“OHAL’e, KHK’lara, ihraç ve açığa almalara karşı iş güvencemizi savunuyoruz” yazılı pankartın açıldığı eylemde “özgür medya susturulamaz”, “birleşe birleşe kazanacağız”, faşizme karşı omuz omuza” “ne darbe ne OHAL demokratik Türkiye” sloganları atıldı.
Konuşmacılardan KESK MYK üyesi İlhan Yiğit 15 Temmuz’da darbe başarıya ulaşsaydı yaşanacak olan her şeyin şu an zaten yaşanmakta olduğunu, yaşanan baskıların zaman zaman 12 Eylül dönemini bile geride bıraktığını söyledi.
Sevtap Akdağ tarafından okunan basın açıklamasında ise şunlar dile getirildi:
“Darbecilerle mücadele adı altında emekçilere, işçilere, toplumsal muhalefete bedel ödetildiği, tam anlamıyla bir zulüm döneminden geçiyoruz. OHAL'le, KHK'larla süren saldırı dalgasından, her dönem darbelerin, sıkıyönetimlerin, OHAL'lerin hedefi haline gelen muhalif sendikalarımız, konfederasyonlarımız da payına düşeni alıyor. Kamu emekçileri kokteyl gerekçelerin öne çıktığı KHK'lerle açığa alınıyor, ihraç ediliyor. 15 Temmuz darbe girişimi ile somut bir bağlantısı olmadan, hiç bir adil yargılama ve savunma hakkı tanınmaksızın haksız bir biçimde açığa alınan-ihraç edilen emekçilerin sayısı 100 binin üzerine çıktı. 15 Temmuz'da başarısız olan darbecilerin yapacağı beklenen bütün hukuksuzluklar, 15 Temmuz sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal Döneminin rutin işleri haline dönüşmüş durumunda. Binlerce insan sorgusuz sualsiz işinden, ekmeğinden edildi. Gözaltına alınıp tutuklandı. Buradan milletvekillerine sesleniyoruz OHAL uygulamalarının uzatılmasına izin vermeyin. OHAL'e son vererek KHK'lerin yol açtığı özgürlük ihlallerini ortadan kaldırın.”
Emekçilere karşı uygulanan baskılar sona erene kadar mücadelenin devam edeceği vurgulanan eylem, “gün umutsuzluk günü değil, umudu, dayanışmayı ve mücadeleyi yükseltme günüdür” sözleriyle sona erdi.