Fabrikalardan haberler

Gerçek Gazetesi'nin her ay düzenli olarak yayınladığı "Fabrikalardan Haberler" köşesi Mayıs ayında da Manisa ve İstanbul'dan, önemli işçi merkezlerinden haberlerle dolu.

Serel'de mücadele sürüyor

Ben Manisa ECA Serel seramik fabrikasında çalışan bir işçiyim. Bizim fabrikada uzun süredir Çimse İş sendikası örgütlü sendikaydı. Ancak yıllardır bu sendika resmen kanımızı emdi. Bütün sözleşme dönemlerinde işçinin aleyhine, patronun lehine anlaşmalara imza attı. Sözleşmeleri işçiden habersiz patronla kapalı kapılar ardında imzaladı. Bizler de geçtiğimiz yıl buna bir dur deyip Çimse İş'ten topluca istifa ettik. Sonra fabrika içinde sandık kurup kendi içimizden temsilciler seçtik. Ancak ne yapacağımız konusunda bir karara varamamıştık. Hedefimiz olmayınca Çimse İş tekrar hortladı, seçtiğimiz temsilci arkadaşlar el altından Çimse İş'e çalışmaya başladı. Seçtiğimiz temsilci arkadaşlar bize ihanet etmeye başladı. Aslında suç ne onlarda ne bizde. Hiçbirimiz bu konularda tecrübeli değiliz. İstifalar sürecinde kendimize hedef koyamayınca Çimse İş tekrar güç kazanmaya başladı. Lakin bizi satan Çimse İş'i buraya yeniden sokmamak için kararlıyız. Ne olursa olsun Çimse İş bu fabrikaya girmeyecek. Bu sendika buradan kazınıncaya kadar mücadelemiz sürecek.

Manisa Serel Seramik’ten bir işçi 

 

3. havalimanını bir de bize sorun

Ben İstanbul'da 3. havalimanı inşaatında çalışıyorum. Çalışma koşulları son derece ağır. Kâğıt üzerinde yazanla gerçek de bir değil. Mesela çalışma saatleri 7:30-18:30 görünüyor. İki haftada bir de 1 gün izin. Ama yalan. Proje müdürü işlerin yetişebilmesi için önümüzdeki bir ay tatil yapmayıp sıkı çalışmamız lazım diyor, havanın güzel olduğu her an saha sürekli çalışır vaziyette, tatiller erteleniyor. Bir sürü taşeron firma var, toplam 13 bin işçi çalışıyor burada. Yaza 30 bine çıkarmayı planlıyorlar işçi sayısını, onlar için şantiyede yeni kalacak yerler, yeni yemekhaneler hazırlıyorlar.

Taşeron firmanın kamyonları tam bir felaket. Bazı kamyonlar kasası dolu halde neredeyse 70 ton geliyor ve neredeyse makaslarını kıracak kadar yan yatmış vaziyette malzeme taşıyorlar. Devrilmeleri an meselesi. İş güvenliği yok denecek kadar az. İş güvenlikçiler çoğu şeye göz yumuyor. Bunlara ceza kesmekten acizler. Yapım müdürüne "Şu zamana kadar bu projede kaç işçi öldü?" diye sorulmuş "Orasını boş ver" demiş. Gerisini siz düşünün artık! Saha bildiğiniz bataklık. Nasıl burada böyle bir işe girişmişler anlamak mümkün değil. Geçen sene bir tane paletli iş makinesi bataklığa batmış. Batmış derken suya taş atmak gibi tamamen gömülmüş görünmüyormuş yani bataklığın içinde. İş makinesini adamın cesediyle beraber 6 ay sonra ancak çıkarabilmişler. Düşünün bataklıkların boyutunu.

Projede çalışması için kamyon şoförü bulamıyorlar. Kimse çalışmak istemiyor. Şartlar zor, sürekli kazalar oluyor. Bu yüzden Pakistan’dan, Vietnam’dan şoförler getiriyorlar. Onlar da sıkıntılı. Genelde 1 yıl içerisinde nerdeyse herkes iş değiştiriyor, mühendisinden operatörüne işçisinden şoförüne, çoğu kişi çalışırken iş bakıyor. İşini değiştirmeyen kişiler de oraya torpille gelen tipler, mesela Kolin’de 15 yıldır çalışan mühendis gibi. Herhalde onlara da belli bir teminatta bulunmuşlardır. Şu işten sonra seni şuraya alacağız falan gibi.

Sahada sürekli baskı var, iş yapılsın bitsin kafasındalar. Daha neyin ne olduğunu anlamadan bakıyorsun iş bitmiş. İnanılmaz derecede hızlı yapmaya çalışıyorlar. Tek amaç 26 Şubat 2018’e yetiştirmek. Tayyip Erdoğan’ın doğum gününe. O yüzden yazın çalışan sayısı bayağı arttırılacak. Bittiğinde de ne olacak muamma. Çünkü bu havalimanının neresinden tutsan elinde kalır. Zemin bataklık. İnanılmaz boyutlarda ağaç katliamı var. Basında "su birikintisi" deyip geçiyorlar ama bildiğiniz göletleri kurutuyorlar. Bir de Karadeniz kıyısında olduğu için aşırı bir sis var. Bugün inşaat işçisinden operatörüne, mühendisinden şoförüne yapımında çalışan insanların hayatı için tehlikeli. Çevre için zararlı. Bittiği zaman da yine tehlikelere gebe olacak.

İstanbul'da 3. havalimanı inşaatından bir işçi

 

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Mayıs 2016 tarihli 79. sayısında yayınlanmıştır.