Tersanelerde iş güvenliği tiyatrosu
Geçtiğimiz Çarşamba ve Perşembe günleri, İstanbul Tuzla’da bulunan Çelik Tekne tersanesine çalışma bakanlığına bağlı iş müfettişleri “iş güvenliğini teftiş amacıyla” bir ziyaret düzenlediler. Teftiş yerine ziyaret diyoruz, çünkü misafirliğe gelir gibi önceden haberleşmiş de hazırlıklar ona göre yapılmış bir tersane gezisiydi adeta. Sözde teftişin başladığı Çarşamba (ilk gün) hiç bir sıkıntı yaşanmadan gezi tamamlandı. Perşembe günü ise (yani ikinci gün) taşeron patronları iş yetiştirme baskılarıyla tam bir olağanüstü hal ilan edip işçilere mesai yaptırdı. Tersaneyi gezen müfettişler, ilk gün her hangi bir kusur bulmadıkları gemilerde ikinci gün “teftiş yapılırken kaynak makinelerinin çalıştırıldığı” gerekçesiyle bilinmeyen bir süreye kadar Çelik Tekne tersanesini mühürlediler. Tersanede kaynak makinesinin çalışmasından daha doğal ne olabilir? Çarşamba'dan Perşembe'ye hiçbir çalışma şartının değişmediği tersanede kara komedi gibi mühürleme gerekçesi!
İşin görünen kısmı bu şekilde olmakla beraber, gerçek şu: Çarşamba günü tersanede teftiş başlar başlamaz iş güvenliği uzmanları, işçilerin tamamını öğlen yemeğine erkenden çıkartarak müfettişlerin gezdiği sırada işin durmasını sağlamış, üstüne bir de müfettişlerin önünde dolaşmamaları için tüm işçileri tembihlemişti! İşçi olmadan iş teftişi mi olurmuş? Ancak anlaşılan o ki, müfettişlerin hiç birisinin aklından dahi geçmemiş bu soru!
Yetmiyor, öğlen yemeğine erkenden gönderilen tüm işçiler mesai başlar başlamaz “elinizdeki işler bitmeden eve gitmek yok” şeklinde baskıya maruz bırakılıyor. Perşembe günü ise, müfettişlerin gezisinde iş durmuyor. Tüm kaynak makineleri çalışıyor ve geminin içi toz duman oluyor. Çünkü kaynak yapılırken baca olmazsa kaynaktan çıkan duman ortamda birikir. Biriken bütün zararlı toz ve dumanı maskesiz tersane işçisi solur. Bunu gören müfettişler tersaneyi “biz gezerken kaynak makinelerini durdurun, sonra çalıştırırsınız” diye uyarıyorlar. Gezerken dumandan mı rahatsız oldular yoksa patronla rüşvet rakamında mı anlaşamadılar bilinmez. Sözleri dinlenmeyince toz duman içinde gezmek istemedikleri için tersaneyi mühürleme kararı alıyorlar!
Tersane mühürlenince şartların iyileşmeye gideceğini düşünenler, ne tersaneleri ne de Soma ve sonrasındaki gelişmeleri bilmiyorlar demektir. Olan yine işçiye oldu. Tersane işçileri banka üzerinden asgari ücret alıp, taşeron zulmü altında yevmiye ile çalışırlar. Bir gün dahi çalışamayan tersane işçisinin yevmiyesi hemen kesilir.
Peki işçinin güvenliği ne olacak? Umurlarında bile değil! İşçinin güvenliğini patrondan maaş alan iş güvenliği uzmanı sağlayabilir mi? Hayır! İşçinin güvenliğini tersaneye kırk yılda bir okul gezisine gelir gibi gelen müfettişler sağlayabilir mi? Hayır! İşçinin güvenliğini en iyi işçi kendisi alır. İşi en iyi işçinin kendisi bilir. O yüzden de işçinin ve işin güvenliğini hakkıyla kontrol edebilecek tek merci, işçinin kendisidir. Neyin güvenli yada güvensiz olduğunu en yakından işçiler görebilir. İşçiler nerede hangi güvenlik önleminin çiğnendiğini anında denetleyebilir ve engelleyebilirler.
Taşeron illetine ne demeli? Bir yerde taşeron varsa, güvenli ve sağlıklı çalışma ortamından bahsedilebilir mi? Bir tersanede işçiyi bölen ve öldürmek pahasına sömüren yüzlerce taşeron varken şartlar düzelebilir mi? Hayır! Taşeron sistemi, tersanelerde kuralsızlığı kural yapan mekanizmadır. Taşeron, patronun işçi üzerindeki tüm pis işlerinin maşasıdır. Taşeron, tersaneyi işçi için cehenneme çeviren patronun en etkili silahıdır. Tersanelerde asgari ücret, yevmiye ve ücretli haftalık - yıllık izin sorunu gibi sorunların da taşerona bağlı olduğunu görmemek elde değil. Taşeron ortadan kaldırılıp, herkes güvenceli şekilde kadroda çalışmadan sorunlarımızın çözülmesi mümkün değil.
Anlayacağımız o ki, Çelik Tekne’de iki perdelik kara mizah konulu bir tiyatro oynanıyor. Ama yalnız Çelik Tekne’de mi? Hayır tabi ki. Geri kalan 51 tersanede de durum farklı değil. Bizi bizden başka koruyacak kimse yok. İşçinin halinden sadece işçi anlar. Dolayısıyla da iş güvenliği, patrona bağlı çalışan kişiler tarafından değil işçilerin denetiminde sağlanmalıdır! Yevmiyeler hiçbir koşulda kesilmemelidir! Taşeron kalkmalı, herkes güvenceli şekilde kadroda çalışmalıdır. Çok iyi biliyoruz ki, bunları ne tersane patronu ne de taşeron patronu vermez. Bunları ancak biz söke söke alırız. Bunun için birlik olmalı ve mücadeleyi ilmik ilmik örmeliyiz. İşçiler için cehennem olan tersaneleri hep birlikte işçilerin cennetine çevirelim!
Çalıştırılmadığımız günlerin de yevmiyelerini istiyoruz!
Haftalık ve yıllık ücretli izin hakkımızı istiyoruz!
Taşeron yasaklansın, herkese güvenceli kadro!
Tersanelerde işçi sağlığı ve güvenliği için işçi denetimi!
Tersaneleri işçilerin cenneti yapalım!