19 Nisan 2015, Pazar
İstanbul'da 1 Mayıs Kahvaltısı
Devrimci İşçi Partisi’nin her ay düzenlediği kahvaltılı gazete toplantısı bu ay 1 Mayıs kahvaltısı olarak yapıldı. Yoğun bir işçi katılımının olduğu kahvaltıya Dora Otel ve Grand Hyatt işçileri, Bakırköy Belediye işçileri, Ülker işçileri, İstanbul Üniversitesi taşeron temizlik işçilerinin yanı sıra kamu emekçileri, sağlık emekçileri, banka çalışanları, metal ve inşaat sektörlerinden işçiler ve öğrenciler dahil olmak üzere 100’e yakın insan katıldı.
Kahvaltının ardından Levent Dölek yoldaşımız Gerçek gazetesinin Nisan sayısının sunumunu gerçekleştirdi. Sunumda ilk olarak Devrimci İşçi Partisi’nin yakın zamanda gerçekleştirdiği 3. Kongresi’nin aldığı kararlardan bahsedildi. İşçi sınıfının öncüsünü örgütlemeyi ve Türkiye’nin önemli işçi havzalarında daha fazla örgütlenmeyi önüne koyan partinin işçi sınıfının mücadelelerini ileriye taşımak için daha fazla çaba sarfedeceğini ifade eden Levent yoldaş, DİP’in politik hattının Türkiye sosyalist hareketinden farklarına değinirken Fuat Avni’nin tweetleri doğrultusunda haber yapmaktan ziyade AKP’nin içindeki çatlaklara erkenden işaret ettiğini ve bu doğrultuda sınıf mücadelesine yaklaştığından bahsetti. Bu çatlakları derinleştirmenin bir vesilesi olarak da önümüzdeki seçimlere değinen yoldaş, Devrimci İşçi Partisi’nin AKP’nin Başkanlık Sistemi projesine karşı, seçim barajının yıkılması için işçi sınıfı talepleriyle faaliyet yürütecek işçi – emekçi inisiyatiflerine dayanan bir seçim çalışması yapacağını ve HDP’ye oy çağrısında bulunacağını ifade etti.
Ermeni soykırımının ve Çanakkale Savaşı’nın 100. Yılını idrak ettiğimiz 2015 senesinde her iki konuya da işçi sınıfının öncüsünün nasıl bakması gerektiğini ifade eden Levent yoldaş, Ermeni soykırımında dönemin Türk hakim sınıflarının ve emperyalist işbirlikçilerinin parmağı olduğunu, Türk ve Ermeni işçi ve emekçilerinin kardeşliğinin yolunun önce soykırımda suçu olanlarla hesaplaşmaktan geçtiğini ifade etti. Levent yoldaş, Çanakkale Savaşı’nda yitirdiğimiz insanları anarken de savaşın sorumlularının hakim sınıflar olduğunu hatırlamamız gerektiğini ve emperyalist paylaşım savaşında bir taraf olan Osmanlı Devleti’nin safında savaşan işçi ve emekçilerin bu savaştan bir çıkarı olmadığını söyledi.
Son olarak işçi sınıfının mücadelelerinden, kadın ve gençlik mücadelelerinden bahsedilmesinin ardından sunum sona erdirildi. Sunumun ardından söz alan Ülker, Dora, Grand Hyatt, Bakırköy ve İstanbul Üniversitesi taşeron temizlik işçileri mücadelelerini anlattı.
Grand Hyatt otel tarafından işten atılan Sinan Sütçü'nün oğlu Emre de 1 Mayıs kahvaltımıza bağlamasıyla renk kattı.
Türk – İş’e bağlı Belediye - İş sendikasında örgütlü olan ve grevleri kısmi kazanımlarla sonuçlanan Bakırköy Belediyesi taşeron işçilerinin ve DİSK’e bağlı Genel – İş sendikası altında örgütlenme faaliyeti yürüten İstanbul Üniversitesi taşeron temizlik işçilerinin aldıkları sözlerle yaptıkları deneyim paylaşımı, farklı sendikalarda olmalarına rağmen benzer sorunlara karşı mücadele eden işçilerin birlikteliğini ortaya koydu. Odeabank tarafından yediği tostun kokması bahane edilerek işten çıkarılan Volkan Kahyalar yoldaşımız da yaptığı konuşmada, kokak tost değil, taşeron düzeni olduğunu ifade etti.
Toplantı, alınan sözlerin ve yapılan katkıların ardından son olarak Devrimci İşçi Partisi Genel Başkanı Sungur Savran’ın konuşmasıyla sona erdi. Savran, yapılacak seçimlerin ardından bambaşka bir Türkiye’ye gidilebileceğinin işaretleri olduğunu, özellikle Abdullah Gül’ün çeşitli etkinliklere sürekli olarak konuşmacı olarak çağırılmasının kendisinin parlatıldığının, geleceğe dönük hazırlandığının bir işareti olarak okunması gerektiğini, CHP’nin buna göz kırptığını ifade ederken burjuva kamplarında yeni ittifakların artık daha da belirgin hale geldiğini, sınıf düşmanlarının yeni konumlanmalarına karşın işçi sınıfının bir siyasi özne olarak kendi partisiyle siyaset sahnesine çıkmasına ihtiyaç duyulduğunu ve Devrimci İşçi Partisi’nin de işçi sınıfının çıkarları doğrultusunda bu perspektifte çalışmaya devam edeceğinin altını çizdi.