Tuzla HT Solar’dan bir işçi: HT işçisi unutmaz!
Merhaba dostlar ve yoldaşlar,
Fabrikamızın sözleşme döneminde hiç istemediğimiz süreçler yaşıyoruz. Kasım ayından beri üretimimiz oldukça sekteye uğramıştı ve bir süredir fabrikamızda kısmi duruşlar yaşamıştık. Eski bir üretim hattımız ise yakın zaman önce kapanmıştı. Şimdi de fabrika yönetimi o hattın bir daha açılmayacağını söylüyor. Hâlbuki bundan 6-7 ay önce yeni bir üretim hattının açılmasıyla birlikte fabrikada işgücü artışı yaşanmış ve bu doğrultuda yetmişin üzerinde işçi alınmıştı. Açılan yeni hatta karşılık eski hattın kapatılmasından dolayı çok fazla işçinin boşa çıktığını dile getiren yönetim yüze yakın işçinin ise fabrikada atıl kaldığını belirtti. Görüyoruz ki biz işçiler onlar için üretim planlamasının basit birer maliyet kaleminden ibaretiz. İşler iyiyken ballı börek olurlar, işler kötüyken kışın ortası demeden kapıyı gösterirler. Fabrikamızda ne kadar işgücü kaybı yaşanmış olursa olsun yönetim art niyetli bir hamlede bulunmuştur. Çünkü bu çıkışlar hem sözleşme arifesine denk getirilmiştir hem de iki haftalık bir duruşun hemen öncesine. Sözleşme görüşmelerinde “İşlerimiz açık değil, önümüzü göremiyoruz.” diyerek şimdiden söylenmeye başladılar bile.
Sendikamız bu süreçte yönetimin kendi oluşturduğu çıkış planını kabul etmeyerek fabrika komitesini topladı ve bazı kararlar aldı. Bu kararlar ışığında yapılan görüşmelerin neticesinde çıkarılacak işçi sayısı 25 olarak belirlendi. “Son giren ilk çıkar” usulüne göre 17 arkadaşımız, emekliliği gelen ve emekliliğe hak kazanan işçilerden ise gönüllüler hariç 6 arkadaşımızın işine son verildi. Bunlara ek olarak çıkarılacak işçiler için bazı talepleri de kabul ettirdik. Elbette bir gün de önce girmiş olsa on yıllık emekli de olsa tek bir arkadaşımızın bile işten çıkarılmasını istemeyiz. Ancak üretimden gelen gücümüzü kullanamadığımız bu zayıf anımızda, amirlerin ve yöneticilerin keyfi bir şekilde hazırlayacağı listelerin önüne geçebilmemiz bizim için bir teselli oldu. Çünkü sendikanın belirlediği usule göre çıkışları sağlamak, patronun çıkarlarına göre hazırlanacak ve sendikayı zayıflatacak bir kıyımı engellememizi sağladı.
Üretimimizin tekrar canlanacağı, siparişleri yetiştirebilmek için tekrardan elimize düşecekleri günler geldiğinde bugünleri unutmamalıyız. Onlar bize nasıl insaflı davranmadıysa, biz de onlara davranmamalıyız. En büyük silahımız üretimden gelen gücümüzdür diyoruz. Ancak o gücü kullanmanın da en büyük şartı birlik ve beraberliği koruyabilmektir. Önümüzdeki günlerde fabrika komitemizi daha da güçlendirmeli, eskiler-yeniler ya da vasıflılar-vasıfsızlar diye bölünmeden patrona karşı tek yumruk olabilmeliyiz.
Tuzla HT Solar’dan bir işçi
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ocak 2024 tarihli 172. sayısında yayınlanmıştır.