OSB’lerdeki doğalgaz ve elektrik kesintisinin faturasını işçiler ödemeyecek!
İran’dan doğalgaz akışında yaşanan kesinti dolayısıyla Organize Sanayi Bölgeleri’nde (OSB) fabrikalar üretimlerinde kısıntıya gitmeye başladı. BOTAŞ fabrikaların doğalgaz kullanımının yüzde 40 kısıtlanacağını duyurdu. Ayrıca doğalgazla elektrik üreten santrallerde de kesintiye gidildiği için TEİAŞ 24 Ocak’tan itibaren 72 saat boyunca OSB’lerde elektrik kesintileri olacağını açıkladı. Ve her zaman olduğu gibi devlet ve sermaye el ele vererek faturayı yaşanan doğalgaz krizinde hiçbir dahli ve kusuru olmayan işçilere kesmeye çalışıyor.
Patronlar üretimde yaşanan kesintileri işçilerin ücretlerine yansıtmaya çalışıyor. Telafi çalışması ve zorunlu yıllık izin kullandırma gibi dayatmalar da söz konusu. Bazı fabrikalarda ise üretim olmadığı halde işçiler temizlik ve bakım gibi faaliyetler için işe çağırılıyor. Başka tür tedarik problemleri dolayısıyla üretim durduğunda ya da yavaşladığında bu tür faaliyetler yapılabilirse de şimdi gaz ve elektrik kesintileri yüzünden fabrikalar buz kesiyor. İşçiler aşırı soğukta ciddi sağlık riski altında çalışmak zorunda bırakılıyor.
İşçilerin bu dayatmalara karşı örgütlü bir tavır içinde olması şart. Tedarik problemlerinde ve doğalgaz krizinde işçilerin bir suçu da sorumluluğu da yoktur. Üstelik hayat pahalılığının geldiği boyut, katlanan faturalar ortada iken, işçi ve emekçiler için bıçak kemiğe dayanmıştır. Ücretlerde en ufak bir kesinti kara kışın ortasında ciddi geçim sıkıntısıyla karşılaşmak demektir. Dolayısıyla patronların işçilerden fedakârlık beklemeye hakkı yoktur. Ayrıca tedarik sorunları çözülür çözülmez patronların işçilerin üzerine fazla mesai dayatmalarıyla ve aşırı üretim baskısıyla geleceği de aşikardır.
İşçiler sağlığı tehdit edecek nitelikte soğukla karşılaştıklarında işçi sağlığı ve güvenliği için yasal hakları olan “çalışmaktan kaçınma hakkı”nı kullanabilir ve kullanmalıdır. Ücret kesintilerine karşı ise sendikalı ya da sendikasız fark etmeksizin her fabrika ve işyerlerindeki işçiler, yasal toplu eylem hakkını kullanarak fiili grevlere, iş yavaşlatmaya, gerekirse fabrika işgallerine gidebilirler. Patronlar gaz ve elektrik ile yaşadıkları sorunu hükümetle halletmek zorundadır. Devlet ve hükümet ise kendi plansızlığı ve yanlış politikaları sonucunda oluşan krizin sorumluluğu üstlenerek, işçiyi ve emekçiyi koruyacak önlemler almak zorundadır. Ancak devlet sermayenin devleti olduğunu her fırsatta göstermektedir.
Patronlar şimdiden bakanlıkların kapısındadır. Faturayı işçiye kestikten sonra devletten alacakları destek, teşvik, kredi ve borç silmelerle kârlarını korumanın peşine düşmüştür. Sermayenin hükümeti de patronların derdine derman olmaya çalışırken hakkını arayan işçiye istibdadın sopasını göstermektedir. İşçi için yol bellidir: Hak verilmez alınır!