İstanbul Perfetti van Melle’den bir işçi kadın: Yol bizim yolumuz, tümsek de olsa, bozuk da çıksa birliğimizi bozmadan devam edeceğiz

İstanbul Perfetti van Melle’den bir işçi kadın: Yol bizim yolumuz, tümsek de olsa, bozuk da çıksa birliğimizi bozmadan devam edeceğiz

Perfetti van Melle’de maceram bir kadın olarak 10 yıldan uzun bir süre önce başladı. İlk çalışma yıllarımda ne kadar şanslı olduğumu düşünsem de zaman beni yanılttı. İşçiye verilmeyen değerden mi yoksa kadına verilmeyen değerden mi bahsetsem bilemedim. Bu kadar büyük firma olmasına rağmen asgari ücrete çok yakın ücretler alıyoruz. Yapılması gerekenden fazla iş yükü de cabası. Formenlerin insan kaynakları personellerinin müdürlerimizin önce insan dediği fakat asla öyle olmadığı yer Perfetti van Melle. Siz bu şekilde tanımıyorsunuz tabii. Sizin tanıyabileceğiniz adıyla Vivident, Mentos. Ülkemizdeki son yıllardaki ekonomik sıkıntı, hayat pahalılığı işverenlerin çay kaşığıyla işçiye maaş diye sunduğu sadakayı biz de alıyoruz. Sendika maceramız da 266 gün önce Tekgıda-İş Sendikası Örgütlenme Uzmanı Yunus Durdu’yu tanımamızla başladı. Yunus Durdu’nun bunu bir görev olarak değil de kendi davası gibi görmesi bizi daha da azimlendirdi. Sendikamız yaklaşık 45 bin üyesiyle işkolunun en büyük sendikasıdır. Şunu anladık ki biz doğru bir yoldayız. Biz bıraksak Yunus Durdu ve sendikamız bırakmayacak. Ama hiçbir şey kolay değildi. Yetkiyi aldıktan sonraki süreçte işverenimizin yapmadığı çirkinlik kalmadı. Mobbingler baskılar başladı. İzinlere çıkarıldık. Birlikte çalıştığımız, aynı tastan su içtiğimiz arkadaşlarımız işveren tarafından atanan grev kırıcılara dönüştü. Bu süreçte hakaretler, işimizi etkileyen davranışlar, tacizler, fabrika içinde ve dışında da devam eden baskılar dozunu arttırdı. Sendika üyeliğimiz sorgulandı, çıkmamız için baskılar yapıldı, eften püften sebeplerle savunmalar, ihtarlar çekildi. Sindirmeye, bastırmaya çalıştılar. Temsilci arkadaşlarımızdan birini iftira atarak işten çıkardılar. Kolay değil, 266 gün oldu. Ama biz Perfetti van Melle’nin baskılarına boyun eğmedik ve eğmeyeceğiz de. Biz bu yola çıkarken zaten kolay olacağı da söylenmedi. Herşeye rağmen dik durduk, özellikle kadınlar fazlasıyla baskı altındaydı. Memlekette kadın olmak zaten zor iken Perfetti van Melle (Vivident, Mentos) bunu iyice zorlaştırdı. Biz hepimiz ekmeğinin peşinde, davası sadece ekmek davası olan insanlarız. Biz işimize sahip çıkıyorsak, dünya çapında bir marka yaratıyorsak, işverenimizin de aynı şekilde bize sahip çıkmasını, emeğimizin hakkını istiyoruz, sadaka değil! Davamızın peşindeyiz. Biz bu yolda Tekgıda-İş Sendikasını, Yunus Durdu’yu, bu zamana kadar işçiyi, emekçiyi, kimseyi yalnız bırakmayan Devrimci İşçi Partisi’ni, Levent Dölek başkanı, Armağan’ı tanıdık ve daha birçok dava arkadaşımız oldu. Yol bizim yolumuz, tümsek de olsa, bozuk da çıksa birliğimizi bozmadan dümdüz devam edeceğiz. Tüm emekçi kardeşlerime selamlarımı iletiyorum. Hakkınızı istemeyin, hak istenmez, hak verilmez, söke söke alınır.

İstanbul Perfetti van Melle’den bir işçi kadın

Bu yazı Gerçek gazetesinin Kasım 2024 tarihli 182. sayısında yayınlanmıştır.