İstanbul Perfetti van Melle’den bir işçi kadın: En kısa gece!

İstanbul Perfetti van Melle’den bir işçi kadın: En kısa gece!

Kulağa hoş gelen bir cümle değil mi? Çalışan, hele de fabrika ortamında 8 saat gece mesaisi yapan bir kadının, bir annenin, benim hislerimi daha iyi anlatan bir cümle bulamadım. 8 saat nasıl da 1 saate eş değer oldu, size de anlatmak istiyorum.

Dünyanın, yaşamanın, ülkemizin gerçeği kadın-erkek fark etmeksizin çalışmak, temel ihtiyaç, barınma ve beslenme gibi ihtiyaçları bile karşılamaya yetmiyor artık. Sosyal yaşam ve birikimi çoktan unutmuştuk zaten. Bir de bunun üzerine çalışırken işyerinde yaşadığınız psikolojik baskılar, mobbingler, ötekileştirme ekleniyor. Gerçekten trajik bir durum. Bizim fabrikamızda da resmen “açlık oyunları” filminin serisi çekiliyordu. Ve biz de düşünüyorduk, “hayatta her zaman yapılacak bir şey vardır” cümlesini unutturan bir düzeni nasıl değiştirebilirdik?

Bunun için önce karar vermek, sonra istikrarlı olmak gerekiyor. Ama tek başına bir şeyleri değiştirmek imkânsız. O halde ihtiyacımız olan işçinin birlik ve beraberliği ve “sendika” dedik. Belki de haberlerde kelime olarak duyduğumuz ama anlamını öğrenmediğimiz: Sendika. Harekete geçtiğimizde karşımıza çıkan ve “Hayatta her zaman yapılacak bir şey vardır.” fikrini bana tekrar hatırlatan; Tekgıda-İş sendikası ve sendikanın örgütlenme uzmanı Yunus Durdu. Artık istediğimiz çalışma ve yaşam koşulları sadece fikirlerde ve hayallerde değildi. Harekete geçmek, istikrarlı olmak, birlik beraberlik sayesinde haklarımızı öğrenmek, öğrenmekle kalmayıp bizim olanı alma zamanıydı. Birliğimizi beraberliğimizi koruduk, sendikamıza üye olup sahip çıktık. Dile kolay bir yıl mücadele ettik ve sonunda o an geldi. Bir gece mesaisi öncesi Yunus Durdu başkanımın “Yarın davulları hazırla!” cümlesinden sonra çalışma hayatımın “en kısa gecesi, en kısa vardiyasını” yaşadım. Yılın en uzun gecelerinin yaşandığı günlerde artık sendikalı, toplu sözleşmeli çalışacağını bilmenin mutluluğu ile yaşadığım en kısa gece!

Sonunda şunu söyleyebilirim, herkes çalışıyor. Bu düzen hayallerimizi çalmaya çalışsa da hepimiz hayal kuruyoruz. O hayaller çok uzak görünüyor, imkânsız görünüyor ama değil! Herkes hayal kurabilir ama sadece harekete geçen ve haklarını arayan, sendikalı olan işçiler hayallerini gerçekleştirebilir. Perfetti işçileri olarak bunu gösterdiğimize inanıyorum. 2025 tüm işçi sınıfının hayallerine sahip çıktığı, onun için de harekete geçip haklarını aradığı bir yıl olsun! Bizim zaferimiz tüm işçi sınıfına umut olsun, armağan olsun!

İstanbul Perfetti van Melle’den bir işçi kadın

Bu yazı Gerçek gazetesinin Ocak 2025 tarihli 184. sayısında yayınlanmıştır.