On binler haykırdı: “Genel grev, genel direniş” (18-01-2010)

Ankara dışından dayanışma için gelen işçiler sabah saatlerinde Ankara Garı'nda toplanıp Sıhhiye Meydanı'na doğru yürüyüşe geçerken, 10 bin Tekel işçisi 34 gündür direnişlerini sürdürdükleri Türk-İş genel merkezi binası önünden meydana geldiler. Ankara Garı'ndan başlayan yürüyüş kolunun en önünde Türk-İş imzalı "Ekmek, Barış ve Özgürlük için Demokrasi ve Haklar" pankartı yer alırken, arkasında Tes-İş, Türkiye Gazetecileri Sendikası, Belediye-İş, Yol-İş, Tümtis, Kristal-İş, Petrol-İş, Harb-İş, Tez-Koop-İş, Genel Maden-İş, Deri-İş, Hava-İş, Teksif, Selüloz-İş, Şeker-İş kendi pankartlarıyla yer aldılar. DİSK'e bağlı Genel-İş, Sosyal-İş, Dev-Sağlık-İşile KESK Ankara Şubeler Platformu da mitinge katılarak Tekel işçilerine destek verdiler.

"Suçlu sizin kahrolası düzeniniz"

Onur Akın konseriyle başlayan mitingde ilk sözü Türk-İş Genel Teşkilatlandırma Sekreteri Pevrul Kavlak aldı. Türk-İş'in görev başında olduğunu vurgulayan Kavlak'tan sonra sözü Tekel işçisi Hatice Konak aldı. Abdi İpekçi Parkı'nda polisin üzerlerine gaz ve tazyikli suyla saldırdığını hatırlatan Konak "bizi yıldıramadılar, yıldıramayacaklar da" dedi. Başbakan'ın, Tekel işçilerinin yetim hakkı yediği söylemine değinen, "Neymiş, yetim hakkı yiyormuşuz, oturduğumuz yerden para kazanıyormuşuz. Yuh olsun size yuh. Boş oturmadık, siz satıp talan ederken, biz TEKEL'i vergi şampiyonu yaptık. Siz kendi çocuklarınıza gemicikler alırken, yandaşlarınıza ihaleler verirken biz alnımızın teriyle, helalinden kazandık, helalinden... Suçlu arıyorsanız kendinize bakın" diyerek AKP'ye seslenen Konak "Suçlu sizsiniz. Suçlu milyonlarca işsiz, yoksul, aç yaratan sizin kahrolası düzeniniz" şeklinde konuştu.

Tekel işçisinin ardından İstanbul İtfaiyesi'nden Vedat Kaya isimli bir işçi konuşma yaptı. Konuşmasına "Tekel işçilerinin vermiş olduğu mücadelenin önünde saygıyla eğiliyorum" diyerek başlayan Kaya, " Bizim tek derdimiz insanca yaşamak, tıpkı Tekel işçileri gibi" dedi. Açlıkla, işsizlikle tehdit edildiklerini ve taşeronda çalışmaya zorlandıklarını belirten Kaya, baskıların kendilerini yıldıramayacağını vurguladı. Kendilerine baskı yapanların sel, yangın, deprem gibi felaketlerle karşılaşmayacaklarını sandıklarını söyleyen Kaya "İstanbul halkına sesleniyoruz; bilin ki bu koşullarda itfaiye artık o kadar cesur ve yürekli olamayacaktır" dedi. AKP'nin işçi hakları konusundaki riyakarlığını bütün Türkiye'nin gördüğünü kaydeden Kaya konuşmasını "Ama kaybeden onlar kazanan işçi sınıfı olacak!"sözleriyle noktaladı.

"Türk-İş göreve, genel greve"

Mitingin son konuşmacısı Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu'ydu. Kumlu'nun adının anons edilmesiyle alandan "Türk-İş göreve genel greve" sloganları yükseldi. Konuşmasına önceki birçok konuşmasında olduğu gibi "Bugün Türkiye bir yangın yerine dönmüştür. Emek büyük bir saldırı altındadır" sözleriyle başlayan Kumlu'nun konuşması boyunca Tekel direnişi hakkında somut bir şeyler söylememesi ve sürekli Tekel direnişinin ideolojik olmadığını vurgulaması dikkat çekti. İşçiler genel grev kararı beklerken, Türk-İş başkanının AKP ismini dahi ağzına almadan yaptığı sıradan konuşma sık sık yuhalamalarla ve sloganlarla kesildi.

"Kumlu gelsin, genel grev sözü versin"

Mustafa Kumlu, konuşmasını bitirir bitirmez alandan ayrıldı. Kumlu'nun konuşmasının ardından Türk-İş üyesi sendikaların üyesi işçiler de alanı boşalttı. Alanda kalan Tekel işçileri ise Alişan konseri olacağı duyurusunun ardından "biz buraya konser dinlemeye değil mücadele etmeye geldik" diyerek kürsüyü işgal etti. Onlarca Tekel işçisi kürsüye çıkarak slogan atmaya başladı. Kürsüden atılan "Genel Grev Genel Direniş" sloganı bütün alanda yankılandı. Telaşa kapılan sendika bürokratlarının "kürsü çökecek" anonsları da işçileri engelleyemezken, daha yetkili bürokratlar işçileri ikna etmek için kürsüye koştu. O sırada DİP Girişimi kortejinden yükselen "Kumlu gelsin, grev sözü versin" sloganını işçiler derhal sahiplendi. Hemen bir sonuç isteyen işçilerin haykırışlarıyla  "Kumlu gelsin, bize söz versin" biçimini alan slogan dakikalarca tekrar edildi. Harb-İş başkanı Ahmet Kalfa bu kararlı tutumu" genel grev kararının çıkması için ben bizzat çabalayacağım" diyerek yatıştırmaya çabaladı. Bunun da işe yaramadığını gören bürokratların "içinizde provokatörler var" anonsları da yuhalamalarla karşılandı. Uzun süre işçilere dil döken bürokratlar son koz olarak, o sırada alanda bulunan sosyalist örgütlere ait kortejlerin polis saldırısına yol açacağı imasıyla işçilerin kararlılığını o an için zayıflatmayı başarabildiler. Böylece işçiler Türk-İş'in önüne dönmeye ikna edildi. Türk-İş binası önüne sloganlar eşliğinde yürüyen binlerce işçi burada da "Kumlu istifa" sloganları atarak Türk-İş binasını işgal etti. Direnişin başından itibaren işçilere yasak edilen binanın başkanlık katları işçiler tarafından dolduruldu.

DİP Girişimi: "Ayaklar Baş Olacak / İşçi Sınıfı Kazanacak!"

Direnişin başından itibaren Tekel işçilerine omuz veren, oturma eylemi yapılan 3 gün boyunca gece gündüz işçilerle beraber olan DİP Girişimi mitinge "Ayaklar Baş Olacak, İşçi Sınıfı Kazanacak!" yazılı pankartla katıldı. DİP Girişimi kortejinde direniş boyunca yalnız bırakmadıkları Tekel işçileri de vardı. Eylem boyunca "Hükümetin Nesi Var Tekel'in Milyon Sesi Var", "Tekel İşçisi Uyanışın Simgesi", "Genel Grev Genel Direniş", "Uzlaşma Yok Genel Grev Var" sloganlarını haykıran DİP Girişimi militanları Türk-İş binası önüne kadar Tekel işçilerini yalnız bırakmadılar.

Mitingden ve Tekel direniş çadırlarından fotoğraflar 

ankara20100117.jpg