İşçinin ortak sesi Gebze’den yükseldi: “Krizin faturasını ödemeyeceğiz!”

Gebze Sendikalar Birliği’nin çağrısı ile yüzlerce işçi Gebze Kent Meydanı’na yürüyerek ekonomik krizin faturasının işçi sınıfına kesilmesine karşı çıktı. Eylemin en önemli yönü, farklı konfederasyonlardan sendikalara üye işçilerin omuz omuza meydana çıkmasıydı. Türk-İş’e bağlı Petrol-İş sendikası, DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş, Nakliyat-İş ve Lastik-İş sendikaları ve Hak-İş’e bağlı Çelik-İş sendikası üyesi işçiler hep bir ağızdan “kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz” sloganları attılar. 

Coşkulu yürüyüş kolu  “Direne, direne kazanacağız”, “İşgal, grev, direniş”, “işten atmalar yasaklansın” sloganlarıyla Gebze Kent Meydanı’na geldiğinde Gebze Sendikalar Birliği’nin dönem sözcülüğünü yürüten Petrol-İş sendikası adına Süleyman Akyüz konuşma yaptı. Akyüz, krizin faturasını emekçilere ödetmeye çalışan politikaları eleştirerek, işçi sınıfının birleşmesinin ve örgütlenmesinin önemini vurguladı. Akyüz, Gebze’de patronların krizi fırsat bilip baskıları arttırmasına ve işten çıkarmalara gitmesine karşı kriz fırsatçılığına izin vermeyeceğiz dedi. Eylem boyunca “mezarda emekli olmayacağız” sloganları ile emeklilikte yaşa takılanların talepleri de meydana taşındı.

Ekonomik krize karşı işçi sınıfının birleşik mücadelesi açısından çok önemli bir başlangıç olan bir eylem yapıldı. Ancak elbette ki bu yeterli değil. Hem daha fazla sendika bu mücadelede yer almalı hem de birleşik mücadele adım adım konfederasyonlar düzeyine ve tüm Türkiye'ye taşınmalıdır. Devrimci İşçi Partisi bu perspektifle eyleme katılarak “Ayrı gayrı yok! Birleşik İşçi Cephesi var!” başlıklı bildirileri dağıtarak tüm işçi ve emekçileri birlikte bir mücadele cephesi kurmaya çağırdı.  Aynı bildiride DİP’in krize karşı işçi sınıfının talep ve çözüm önerilerine yer verildi.

 

Gebze Sendikalar Birliği eyleminde DİP Gebze Temsilciliği’nin dağıttığı bildiri:

Ayrı gayrı yok! Birleşik işçi cephesi var!

İşçi ve emekçi kardeşler!

Bu bir birlik çağrısıdır!

Kan emici emperyalistler ve patronlar sınıfı sivri dişlerini emekçi halkımızın boynuna geçirmeye çalışıyor. Birleşme ve direnme zamanıdır!

Patronlar “her koyun kendi bacağından asılır” diyor. Sen onlara “birlikten kuvvet doğar” diye cevap vermelisin!.

Krizin faturasını hayat pahalılığı ve işten çıkartmalarla bize ödetmek istiyorlar. Sen onlara “siz daha az kâr edin biz işimizden ekmeğimizden vazgeçmiyoruz” diye cevap vermelisin!

Örgütlen!

Fabrikada yanı başımızdaki arkadaşınla kenetlen! Sendikasız işyerine sendika sokmak için mücadele et! Sendikan varsa üye ol! Sahip çık! Denetle!

Ayrı gayrı yok!

Türkiye’de sendika seçme özgürlüğü yok. Başka sendikada olan işçi kardeşini hor görme. O sendikanın başına çöreklenmiş bürokratlar ne kadar ihanet içinde olursa olsun, sen işçi kardeşine elini uzat! Birlikten kuvvet doğar. Birleşen işçilerin karşısında patronlar gibi işbirlikçiler de duramaz!

Birleşik bir işçi cephesi kurulmalı!

Birlik olup sendikaları mücadele meydanlarında buluşturmak için baskı yapalım! Ya işçi sınıfının alınteriyle, aidatlarıyla ve bilek gücüyle oluşturduğu birikimin heba olmasına seyirci kalırız ya da bu birikimi patronların karşısına yıkılmaz bir duvar olarak çıkartırız!

 

Devrimci İşçi Partisi krize karşı ne öneriyor?

Orta yol yok!

Çalışma hakkı dokunulmazdır: İşçi simsarlığı büroları kapatılsın! Kiralık işçilik, taşeron ve esnek çalıştırma yasaklansın! Tüm işçi ve emekçilere iş güvencesi!

İşten çıkartmak yasaklanmalı, işçi çıkartan işyerleri işçi denetiminde karşılıksız olarak kamulaştırılmalıdır!

İflas eden şirketler kamulaştırılsın, işyerinde işçi denetiminde üretime devam edilsin!

Herkese iş sağlamak için ücretlerde tek kuruş kesinti olmaksızın 6 saat işgünü.

Sermaye hesabı devlet kontrolüne alınarak serbest döviz ticaretine son verilmelidir.

Milletin tüm kaynaklarının emperyalist tefecilere dış borç ve faiz olarak ödenmesine hayır! Emperyalist tefecilere dış borç reddedilsin!

Tüpraş ve Türk Telekom gibi stratejik kuruluşlardan başlamak üzere işçi denetiminde kamulaştırmalarla ekonomi üzerinde kontrol sağlanmalıdır.

Dış ticarette devlet tekeli kurulmalıdır. Türkiye dış ticaretini emperyalizmin kurallarına göre değil kendi önceliklerine ve emekçi halkın çıkarlarına göre yürütmeli, ticaretini borçlu ve bağımlı ülkelerle dayanışma içinde gerçekleştirmelidir.

Krizde büyük şirketlerin ve bankaların kurtarılmasına hayır! Şirketlerin değil halkın borçları silinsin! Temel ihtiyaçlar için harcanmış kredi kartı borçları silinsin!

İşçi ücretleri eşel mobil (oynak merdiven) sistemi ile enflasyon oranına göre otomatik olarak artsın!

Asgari ücret fiilen açlık sınırına endekslenmiştir. Asgari ücret sendikaların açıkladığı yoksulluk sınırının üzerine endekslensin!

Tüm bu önlem ve talepler, işçi sınıfının çözümünü ortaya koymaktadır. Bizim çözümümüz haliyle emperyalist merkezlere ve sermayeye güven vermeyecektir. Onlar korkacak ama milyonlar, işçi sınıfı iktidarında ve ekonominin sosyalist planlamasında kurtuluşun yolunu bulacaktır. Sosyalizm günceldir, tek gerçekçi çözüm yoludur. Bir üçüncü yol yoktur!