Feniş işçi denetiminde kamulaştırılmalıdır

Yarın ekonomik kriz koşullarında yüzlerce işletme Feniş gibi kapanabilir. Patronların işçilerin haklarının üzerine yatmasını engellemek, ülke ekonomisinin batağa saplanmaması ve halkın ihtiyaçları doğrultusunda üretimin sürdürülmesi için bu tür işletmelerin kamulaştırılması gerekir. Bu kamulaştırmaların 2001 krizinde bankalarda olduğu gibi patronları kurtarmak amacıyla oynanan bir tiyatroya dönüşmemesi için bedelsiz olması ve kamulaştırma ve sonrasındaki üretim sürecinde kontrol ve denetim işçilerde olması gerekir. 

Feniş Alüminyum işletmesinin patron tarafından kapatılmasıyla kıdem ve ihbar tazminatlarını alamadan işsiz kalan 638 işçi fabrikayı işgal ederek direnişe geçmişti. Feniş işçilerinin mücadelesi İstanbul’un çeşitli meydanlarında, mecliste, İstanbul Üniversitesi’nde duyuruldu. İki aydır direnen işçiler Kurban Bayramı’nı da direnişte geçirdiler. Fabrikalarında direnmeye devam ediyorlar.

Feniş işçileri, kâr ederken işçiye hak ettiği iyileştirmeleri yapmayan, işler biraz kötüye gittiğinde de tüm faturayı işçilere yıkan patronların ne ilk mağdurları ne de son olacaklar. Feniş işçilerine benzer biçimde gasp edilen ücret ve tazminatlarını isteyen Hey Tekstil işçilerinin mücadelesi en yakın örneklerden biri.

Feniş’te patronun işçilere 19 Milyon TL’yi bulan bir borcu bulunuyor. İşçiler üye oldukları Hak-İş’e bağlı Çelik-İş sendikası ile birlikte patronla protokol imzalayarak ve haciz yoluyla alacaklarını tahsil etmeye çalışıyor. Burada en önemli engellerden biri patronun 100 milyona yakın borcu olduğu söylenen bankalar. Çünkü iflas ilan edildiğinde haciz işlemlerinde banka borçlarına öncelik tanınıyor.

Feniş örneği, içinde bulunduğumuz sistemin nasıl büyük kapitalistleri ve bankaları koruduğunu gözler önüne seriyor. Alnının teriyle geçimini sağlayan yüzlerce emekçinin hakkı yenirken bankalara öncelik tanınıyor. Üstelik işçilerin birçoğu da tüketici kredileri ve kartlar dolayısıyla bankalara borçlu. Alacak sırasında önden yer kapmayı bilen bankaların hiçbiri işçilerin kendilerine olan borçları ile ilgili bir düzenleme yapmayı düşünmüyor.

Türkiye’yi vurması beklenen ekonomik kriz, Feniş’te olan bitenler üzerine tüm işçi sınıfının dikkatle düşünmesini gerektiriyor. Hükümet kıdem tazminatlarını alamayan işçilerin durumunu kıdem tazminatını fona devretme politikalarına malzeme yapmaktan çekinmiyor. Oysa bugün işçilerin alacaklarını tahsil etmeleri için, haciz işlemlerinde işçiye öncelik tanıyan bir yasayı hemen geçirip sorunu çözebilirler. Biz o AKP hükümetinin bir gecede yangından mal geçirir gibi havayolunda grev yasaklarını, işçilerin haklarını tırpanlayan torba yasaları nasıl geçirdiklerini biliyoruz. Feniş işçilerinin alacaklarını alması için patronların milyonlarca işçiyi kendilerine en ufak bir maliyeti olmayan koşullarda işten çıkarmasını sağlayacak fon sisteminin geçmesi gerekmiyor.

Bugün acil çözüm işçilerin alacaklarına öncelik veren bir yasal düzenlemedir. Ancak kesin çözüm için bunun da ötesine geçilmelidir. Yarın ekonomik kriz koşullarında yüzlerce işletme Feniş gibi kapanabilir. Patronların işçilerin haklarının üzerine yatmasını engellemek, ülke ekonomisinin batağa saplanmaması ve halkın ihtiyaçları doğrultusunda üretimin sürdürülmesi için bu tür işletmelerin kamulaştırılması gerekir. Bu kamulaştırmaların 2001 krizinde bankalarda olduğu gibi patronları kurtarmak amacıyla oynanan bir tiyatroya dönüşmemesi için bedelsiz olması ve kamulaştırma ve sonrasındaki üretim sürecinde kontrol ve denetim işçilerde olması gerekir. Bugün fabrika içinde kurdukları örgütlülük ile Feniş işçileri bunun rahatlıkla yapılabileceğini göstermektedir.

Bu yazı Gerçek Gazetesi'nin Kasım 2013 tarihli 49. sayısında yayınlanmıştır.