Cargill işçileri: Kış kıyamet kopsa da yağmur çamur yağsa da direneceğiz!
Cargill işçilerinin direnişi 900 günü aştı. Fabrikanın önünde direniş çadırında, fabrikanın bulunduğu Orhangazi’den şirketin merkezinin olduğu İstanbul Ataşehir’e yürüyüşte, mahkemelerde, gözaltında Vatan Emniyet Müdürlüğünde, gece gündüz Ataşehir Paladium Tower önünde direnişte, Cargill şirketinin müşterileri olan Fastad, Assan Gıda, Coca Cola, Pepsi Co., Haribo, Mondelez şirketlerinin genel müdürlüklerinin önünde pandemi döneminde kısa bir ara dışında dolu dolu hiç durmadan, sıcakta, soğukta, yağmurda, karda, en son İstanbul dolu ve fırtına ile boğuşurken, pankartlarını siper ederek, sloganlarla haykırdıkları gibi “Kış kıyamet kopsa da, yağmur çamur yağsa da” devam eden bir direniş, “bir hak hikayesi” onlarınki!
Cargill işçileri “Çocuklar daha iyi yaşasın diye babalar direniyor” diyerek çıktılar yola. Bu yolda çocuklar büyüdü, nişanlanan, evlenen, çocuk sahibi olan oldu. İşçiler söylediklerinin hakkını verdi. Sadece kendi çocukları için değil tüm işçi sınıfının çocukları ve geleceği için direniyorlar. Çünkü Cargill onları Tek Gıda-İş’te sendikalaştıkları için işten attı. Şirket mahkemeleri kaybedince tazminat verip kurtulmak, sendikalaşmayı parasıyla durdurmak istedi. Pek çok yerde pek çok patron bu yolla kurtulmuştu ama Cargill işçisi hakkını da patronun yakasını da bırakmadı.
Sadece kendileri için direnseler çoktan teklif edilen paraları alır hayatlarına devam ederlerdi. Ama Cargill işçisi önlerine baktığında parayla aydınlatılamayacak kadar karanlık bir gelecek görüyor. Geleceğe bakıp endişelenmeyen kim var? Ama Cargill işçisi bize sadece endişelenmemeyi, örgütlenip kendi kaderimizi kendi elimize almamız gerektiğini gösteriyor. Bu mücadele yalnız bırakılmamayı, desteklenmeyi ve en önemlisi tüm işçi ve emekçilere yayılarak dalga dalga büyütülmeyi hak ediyor!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ekim 2020 tarihli 133. sayısında yayınlanmıştır.