İstanbul’da Balfour Deklarasyonu’nun 100. yılı ve tarihsel sorumluluklar konferansı
Türkiye’de 9 yıldır İsrail’e yönelik ekonomik, diplomatik, askeri, kültürel ve akademik boykot çağrısını yükselten BDS Türkiye, Siyonist işgalin işaret fişeği Balfour Deklarasyonu’nun yüzüncü yılında İstanbul’da bir konferans düzenledi. Konferans Cağaloğlu’nda İstanbul Tabip Odası’nda yüksek bir katılımla gerçekleşti.
BDS Türkiye adına konferansın açılış konuşmasını yapan Mutlu Örs, 9 Aralık’ın birinci İntifada’nın yıldönümü olduğunu belirterek, Trump’ın Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıması üzerine direnişe geçen Filistinlileri selamladı.
Filistin diasporası adına açılış konuşması yapmak üzere Şirin el-Arac söz alarak, “Bugün geçmişteki Balfour Deklarasyonunu konuşuyoruz. Trump’ın açıklaması yeni bir Balfour Deklarasyonudur” dedi. Filistin halkının haklarını mücadele ve direniş ile kazanacağını vurguladı.
Açılış konuşmalarının ardından konferansın ilk oturumuna geçildi. BDS Türkiye’nin konferansa hazırlık amacıyla gerçekleştirdiği Geç Osmanlı Döneminde Filistin başlıklı atölyenin tebliğini Nazlı Koca sundu. Osmanlı döneminde Filistin’in sosyal yapısından, Babıali ve Filistin ilişkilerine, Osmanlı’nın Siyonistlerle ilişkilerine kadar atölyenin üzerinde durduğu pek çok noktayı aktardı.
Nazlı Koca’nın ardından, Kudüs’te yaşayan Filistinli tarihçi Adel Manna söz aldı ve “Osmanlı İmparatorluğu’nun Çöküşünden 100 Yıl Sonra, 1. Dünya Savaşı’nın Filistin’deki Etkileri Üzerine Yeni Bir Okuma” başlıklı bir sunum yaptı. Manna Filistin’de yaşayan Müslümanlar ve Hristiyanların Yahudilerle bir sorunu olmadığının, ancak Siyonistlerin bölgeye diğer halklarla barış içinde yaşamak için gelmediğinin altını çizdi.
Katılımcıların söz alarak, katkı ve sorularını sundukları tartışma kısmından sonra ikinci oturum başladı. Bu oturumda ilk konuşmacı olarak İngiltere’de Exeter Üniversitesi’nde çalışan anti-Siyonist tarihçi Ilan Pappé sunum yaptı. Emperyalizmin Balfour Deklarasyonu ile Filistin’i Yahudi Devleti haline getirme taahhüdünden günümüze gelene kadar süreçteki rolünü vurguladı, Britanya’nın Filistin’in işgaline nasıl yardım ettiğini anlattı. Bugün Trump’ın Kudüs açıklamasının iki devletli çözüm projesine sıkılan bir kurşun olmadığını, o projenin zaten ölü olduğunu, Trump’ın bunu yalnızca ilan ettiğini söyledi.
Konferansın son konuşmacısı olarak araştırmacı yazar ve akademisyen Fikret Başkaya söz aldı ve “Filistin’de yüz yıllık işgal, yüz yıllık direniş” başlıklı sunumunu gerçekleştirdi. Siyonist İsrail’in neden Ortadoğu’da kurulduğu üzerinde durmak gerektiğini söyledi. Emperyalistlerin rolünün altını çizerek, Birleşmiş Milletler Cemiyetinin, milletlerin cemiyeti olmadığını, emperyalist bir kurum olduğunu vurguladı. Ayrıca Türkiye’nin de, İsrail’i tanıyan ilk Müslüman ülke olduğuna dikkat çekti. Sözlerini “Yaşasın Filistin halkının anti-emperyalist, anti-kolonyalist, anti-Siyonist mücadelesi!” diyerek bitirdi.
Konuşmaların ardından uzun ve verimli geçen bir tartışma kısmında, iki devletli çözüm konusu, Trump’ın Kudüs kararında başka devletlerin rolleri gibi çok sayıda konu tartışıldı.