YAŞ toplantısı ve komutanların 15 Temmuz karnesi

15 Temmuz’un ardından yapılacak ve darbe girişiminin gölgesinde gerçekleşecek olan ilk YAŞ (Yüksek Askeri Şura) toplantısının teamüllere uygun olarak Ağustos başında yapılması bekleniyor. YAŞ toplantısında TSK’nın komuta kademesindeki terfiler, emeklilikler ve muhtemel ihraçlar masaya yatırılacak. YAŞ toplantısında tasfiye edileceklerini öğrenen Fethullahçı subayların 15 Temmuz darbe girişiminde etkin olduğu üzerine çokça konuşulmuş bir senaryo oldu. 15 Temmuz’un ardından darbe girişimi bastırılmış olsa da TSK’nın üst kademelerinin bu girişim sırasında yaptıkları, darbecilerle ne tür ilişkiler içinde oldukları, neden darbe girişimini öğrendikten sonra sivil iktidarı haberdar etmedikleri bir türlü açıklığa kavuşmadı.

Ayrıca 15 Temmuz’dan bu yana geçen tam bir yıl TSK ile hükümet arasındaki ilişkiler açısından güllük gülistanlık denemeyecek, gergin bir seyir izledi. 10 Kasım’da Genelkurmay önce halkı Anıtkabir’e çağırıp sonra son dakikada “faaliyet”i iptal etti. Şubat sonunda Hürriyet gazetesinde yer alan “Karargâh rahatsız” başlıklı yazı rahatsızlık yarattı. 16 Nisan öncesinde ve sonrasında TSK’nın alacağı tutuma ilişkin iktidara yakın kalemler tarafından senaryolar ortaya atıldı. Kılıçdaroğlu Balıkesir’de askeri törenle karşılandı. TSK’da türban düzenlemesi sonrasında Ege Ordusu başta olmak üzere TSK bünyesinde yeni soruşturmalara konu olan “hareketlenmeler” yaşandı. Son olarak “Adalet yürüyüşü” çağrısı için arkada askerlerin bulunduğu bir Anıtkabir fotoğrafı seçildi. Bunlar gerginliğin sadece basına yansıyan boyutlarını oluşturuyor. Bu tür gerginliklerin yüzeysel mi olduğunu yoksa buzdağının görünen kısmını mı oluşturduğunu ise zaman gösterecek.

YAŞ’ta Hulusi Akar’ın Genelkurmay Başkanlığı’nda kalması kuvvetle muhtemel görünmekte, zira görev süresinin dolmasına daha 2 yıl var. Ayrıca Hulusi Akar’ın YAŞ’taki fiili ve yasal gücü artan sivil otoriteyle yani Erdoğan ve AKP iktidarı ile ilişkileri de iyi. 15 Temmuz’un hemen ardından Jandarma Genel Komutanlığı’na atanan Yaşar Güler ve 15 Temmuz gecesi vekâleten Genelkurmay Başkanı yapıldıktan sonra Genelkurmay ikinci başkanlığına getirilen Ümit Dündar’ın da emekliye sevk edilmeleri için bir neden görünmüyor. Kara ve Hava Kuvvetleri Komutanlarının ise 2 yıllık görev süreleri dolmuş durumda. Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın görev süresi hâlihazırda 1 yıl uzatılmış durumda. Ancak YAŞ kararı ile her bir kuvvet komutanının (Deniz Kuvvetleri dâhil) görev süresi 1 yıl daha uzatılabilir. Bu uzatmanın yapılıp yapılmayacağı ise meçhul.

Hürriyet’in iktidara yakınlığı ile bilinen yazarı Abdülkadir Selvi’ye bakılırsa terfi ve atamalarda komutanların 15 Temmuz karneleri belirleyici olacak. Yeni Şafak gazetesi de aynı doğrultuda “YAŞ’ta kriter FETÖ ile mücadele” başlıklı bir bütün sayfa yayınladı. İktidarın siyasi söylemine uygun görünen açıklamalar bunlar.

Ancak 15 Temmuz’un ardından ilan edilen OHAL ile grevleri yasaklanan, ne darbeyle ne cemaatle ilgisi olmadığı halde muhalif düşüncede olduğu için KHK’lar ile ihraç edilen, haber alma hakkı kısıtlanan, sendikaları baskı altına alınan, hak arama mücadeleleri engellenen, bir istibdad rejimi ile karşı karşıya kalan işçilerin ve emekçilerin vereceği karne en önemlisi. Bu karnenin dayanacağı kriterler de elbette ki gerçekler olacaktır. Bu anlamda mesele sadece cemaatle ilişkilere, ona karşı mücadeleye ve 15 Temmuz gecesi alınan tutuma indirgenemez. En başında bu darbe girişimi ABD ve NATO’dan ciddi bir destek görmüştür. Bu desteğin kanıtları, İncirlik üssünün darbe girişiminde oynadığı rol ortadadır. Ancak tüm bunlara rağmen TSK’nın üst kademelerinde NATO görevi almış olmak, ABD madalyası sahibi olmak en temel kriterler olmaya devam etmektedir.

Gerçeklerin üstünü örtenlerin, halkı kandıranların, darbecilerle, emperyalistlerle, iktidar çevreleriyle gizli ve kirli ilişkiler/pazarlıklar içinde olanların, özelleştirmelere arka çıkan, orduyu bile özelleştirip taşeronlaştıran, askerleri sadece cephede değil kışlada da zehirleyerek ölüme gönderenlerin işçi ve emekçilerden alacağı not her zaman sıfırdır.

Yine de YAŞ’ta haklarında karar verilecek askeri personelin 15 Temmuz ve sonrasındaki karnesine bakalım ve takdiri işçi ve emekçilere bırakalım.

Genelkurmay Başkanı Org. Hulusi Akar: Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndaki bir kursun 15 Temmuz’da yapılması planlanan kapanış töreni vardı. Hulusi Akar’ın programı dolayısıyla teamüllere pek de uygun olmayan biçimde tören Cuma’dan (15 Temmuz) Perşembe’ye alındı. Törende MİT müsteşarı Hakan Fidan da yer aldı. Gece yarısına kadar 6 saat boyunca yalnız başına MİT müsteşarı ile konuşan Akar’ın bu görüşmede neler konuştuğu açıklanmadı. 15 Temmuz günü MİT’in ardından bir kaç saat içinde darbe girişiminden haberdar oldu, ancak sivil iktidara hiçbir şekilde haber vermedi. Makamında derdest edilip bir cuntanın merkezi olduğu anlaşılan Akıncı üssüne götürüldü. Burada rehin tutuldu. Sabaha karşı darbecilerin başında olduğu söylenen Tümgeneral Mehmet Dişli ile birlikte bindikleri helikopterle Çankaya köşküne indiler. 15 Temmuz’u takip eden günlerde boğazındaki kızarıklıkla gündeme gelen Hulusi Akar, bir hafta içinde ABD Genelkurmay Başkanı’nı iki defa arayarak Türkiye’nin ABD’ye karşı taahhütlerine bağlı olduğunu bildirdi. 7 Ağustos’ta Erdoğan ve AKP’nin çağrısıyla Yenikapı’da yapılan MHP ve CHP’nin de katıldığı mitingde konuşma yaptı. Amerikan liyakat madalyası sahibi.

Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Salih Zeki Çolak:15 Temmuz günü meşhur Binbaşı MİT’e gidip darbe girişimini haber verdikten sonra Hulusi Akar tarafından, MİT’e saldırı yapacak helikopterlerin kalkış yapacağı söylenen Kara Havacılık Okulu’na gönderildi. Görevi istihbaratın doğruluğunu kontrol etmekti. İfadesine göre Çolak okul komutanı ile yaptığı görüşmede cemaatçi olduğu iddia edilen bazı subayları sordu. Hangarlarda teftişte bulundu. İstihbarata göre MİT’e saldırı düzenleneceği söylenen 2 Sikorsky ve 1 Cougar tipi helikopterin hangarlarda bulunduğunu ve sorun olmadığını karargâha bildirdi. Gerekirse tutuklama yapmakla yetkilendirilerek gittiği okulda hiçbir girişimde bulunmadı. Kendisinin peşi sıra Kara Havacılık Okulu’na giden askeri savcı yoldan geri döndürüldü. Daha sonra başka ifadelerden anlaşıldığı üzere hangarlarda brifing aldığı subaylar 15 Temmuz darbesine katılan ve saldırı helikopterlerini kullanan pilotlar arasında yer aldı. Savcılık iddianamesinde Çolak’ın ifadesi ile çelişen biçimde birlik içindeki kamera görüntülerinden daha sonra Ankara’daki saldırılarda kullanılacak Cobra, Süper Cobra ve Atak helikopterlerinin apronda hazır bekletildiği kayıtlara geçti. “Asayiş berkemal” diyerek Kara Havacılık Okulu’ndan Genelkurmay’a geçtikten sonra cunta tarafından diğer komutanlarla birlikte Akıncı üssüne götürüldü. 1995-1998 yılları arasında Belçika/Brüksel’de NATO Türk Temsil Heyeti’nde Batı Avrupa Birliği Askerî Temsilciliği’ni yapan Çolak, TSK üstün hizmet madalyasının yanında Azerbaycan, Afganistan ve Pakistan devlet madalyalarına sahip.

Hava Kuvvetleri Komutanı Org. Abidin Ünal:Moda Deniz Kulübü’ndeki düğünde başka generallerle birlikte derdest edilerek Ankara’ya Akıncı üssüne götürüldü. Düğün sırasında yanındaki generallerle bir kriz masası oluşturduğunu söyledi. Hava Kuvvetlerine bağlı Eskişehir Birleştirilmiş Harekât Merkezi darbe girişimini önlemede belirleyici rol oynadı. Ancak bu girişimler esas olarak gece yarısından sonra yani Abidin Ünal ve diğer Havacı generaller derdest edildikten sonra gerçekleşti. Özellikle Eskişehir Birleştirilmiş Hava Harekât Merkezi’ni kontrolü altına alan Albay İsmail Üner’in girişimleri etkili oldu. Genelkurmay Başkanlığı’nın ilk talimatı olduğu söylenen “tüm uçuşları yasaklama” kararından ne Abidin Ünal’ın ne de hava kuvvetlerinde kritik görevde olan ve Genelkurmay kararını birinci derecede uygulaması gereken “düğün sahibi” Korgeneral Mehmet Şanver’in haberi oldu.Askeri kariyeri süresince NATO Teknoloji ve Araştırma Organizasyonu Genel Kurul Kıdemli Üyeliği yapmıştır.

Deniz Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Bülent Bostanoğlu:15 Temmuz gecesi bir düğün için Yeşilköy’deki Çınar Otel’deydi. Darbe girişiminin ardından 9 saat boyunca arabasının içinde İstanbul-Yeşilköy civarında dolaştı. Bu zaman zarfı içinde komutanı olduğu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait intikal edecek güvenli tek bir birlik bulamadı. Gece boyunca toplam 157 dakika süren 140 telefon görüşmesi yaptı. Komutası altındaki 11’i firkateyn, 8’i hücumbot, 5’i korvet olan toplam 24 gemi darbe girişimi kapsamında limanlardan ayrıldı. Deniz Kuvvetleri içinde hiç kan dökülmemiş olmasını bir teselli ve başarı olarak görüyor. TSK madalyalarının yanında Eski Yugoslavya NATO Madalyası, ABD Liyakat Nişanı ve Pakistan Nişan-ı İmtiyaz madalyası sahibidir.

Jandarma Genel Komutanı Yaşar Güler: 15 Temmuz sırasında Genelkurmay 2. Başkanı görevini yürütüyordu. Daha sonra darbe gecesi Gazi Orduevi’ndeki düğünden alınarak Akıncı üssüne götürülen Org. Galip Mendi’nin yerine Jandarma Genel Komutanlığı’na atandı. MİT darbe girişimini haber aldıktan sonra ilk olarak ona ulaştı. Genelkurmay karargâhında yapılan değerlendirme ve alınan kararlarda doğrudan yer aldı. Daha sonra makam odasında kendi emir astsubayı tarafından derdest edildi ve Akıncı üssüne götürüldü. Bu süreçte darbecilerle boğuştuğunu söyledi. 1997-1999 yılları arasında Napoli/İtalya’da konuşlu NATO Güney Bölge Komutanlığı Muhabere Başkan Yardımcılığı görevinde bulunan Güler, 2011-2013 yılları arasında Genelkurmay İstihbarat Başkanlığını da yapmıştır.

Genelkurmay 2. Başkanı Org. Ümit Dündar: Darbe gecesi merkezi İstanbul’da bulunan 1. Ordu Komutanlığı görevinde olan Dündar, İstanbul valisi ile birlikte hareket ederek 1. Ordu bünyesinde darbeye karışan birliklerin geri dönmesinde etkili oldu. Gecenin ilerleyen saatlerinde rehin alınan Hulusi Akar’ın yerine Binali Yıldırım tarafından vekâleten Genelkurmay Başkanlığı’na getirildiği duyuruldu. Hulusi Akar’ın görevi devralmasının ardından Genelkurmay 2. Başkanlığı’na atandı. Basına yansıyan haberlere göre Erdoğan’la görüşen, “beni Bahçeli’ye sorun” diyerek Erdoğan’ın güvenini kazanan, Cumhurbaşkanına “güvenliğinizi sağlarım” diyerek İstanbul’a gelmesini öneren kişiydi. Bu pozisyonunun Ümit Dündar’a bir dönem sonra Genelkurmay Başkanı olmak için önemli bir avantaj sağladığı, hatta Genelkurmay Başkanı olmak için kuvvet komutanlığı yapma zorunluluğunu kaldıran yasa değişikliğinin Dündar için yapıldığı konuşulmuştu. Oysa Dündar, verdiği ifadede darbe gecesi kendisini adeta Erdoğan’ın kurtarıcısı mertebesine çıkaran tevatürlerin hepsini reddetti. Ümit Dündar da diğer üst düzey komutanlar gibi pek çok görevin yanında NATO görevi yaptı. NATO Enfrastrüktür Dairesi Başkanlığı ile 28. Barış Gücü Tugay Komutanlığı görevlerinde bulundu.

Özel Kuvvetler Komutanı (ÖKK) Korg. Zekai Aksakallı: 15 Temmuz gecesi o da Gazi Orduevi’ndeki düğündeydi. Düğün çıkışı aracını durduran darbecilerden aksiyon filmlerindekine benzer sahneler sonucunda kurtulduğunu söyledi. Darbe girişimi sürecindeki kritik Özel Kuvvetler Kursu törenini 15 Temmuz’dan 14 Temmuz’a alan komutan oydu. Darbe gecesi Cumhurbaşkanı ve Başbakana bir türlü ulaş(a)mayan MİT müsteşarı, Aksakallı ile defalarca görüştü. Kendisine zırhlı araç ve personel yardımında bulundu. Aksakallı, Özel Kuvvetler Komutanlığı’nı ele almak için gelen darbeci General Semih Terzi’nin ve Albay Ümit Bak’ın vurulması emrini Astsubay Ömer Halisdemir’e verdiğini söyledi. İfadelerinde Semih Terzi’nin FETÖ’cü olduğunu önceden beri düşündüğünü ve onu ÖKK’dan aldırmak için girişimlerde bulunduğunu söyledi. Ancak darbegecesi Semih Terzi’nin Ankara’ya intikalini engellemek için iki buçuk saat boyunca herhangi bir girişimde bulunmadı. Daha sonramahkeme heyetinin bir sorusuna“TSK’da kriz ve olağanüstü durumlarda ilk haber alınır alınmaz ‘personel kışlayı terk etmesin’ emri verilir. Birlik komutanları kışlalarında mesaiye devam edilir. Her zaman uygulanan bu temel ve basit kural 15 Temmuz 2016’da ilk haber alındığı zaman uygulanmamıştır. Uygulansaydı darbe girişimi baştan açığa çıkardı” sözleriyle yanıt vererek hâlâ sonuçlanmamış bir tartışma başlattı.