AKP’si, MHP’si, İyi Parti’si, CHP’si, Saadet’i… 40 yıllık 12 Eylül partileri

AKP’si, MHP’si, İyi Parti’si, CHP’si, Saadet’i… 40 yıllık 12 Eylül partileri

Siyasette her gün birbiriyle atışan, kendilerini milliyetçi, muhafazakâr, sosyal demokrat vb. adlarla tanımlayan partiler özünde aynı sınıfın, patronlar sınıfının partileridir. Biz bu partileri aynı zamanda düzen partileri olarak tanımlıyoruz. Bu partiler, patron sınıfının çıkarları etrafında ve emperyalizmin boyunduruğunda kurulmuş düzenin bir parçasıdır, bu düzenden güç alırlar, parasal kaynakları düzen sahiplerinden gelir ve eninde sonunda bu düzenin devamı için çabalarlar. Türkiye’de bugün içinde yaşadığımız düzenin şekillenişinde 12 Eylül askeri darbesinin rolü önemlidir. Bugünün tüm düzen partileri de aslında özde birer 12 Eylül partisidir.

12 Eylül de 12 Eylül partileri de hep patronları güldürdü

12 Eylül darbesi, siyasi partileri kapatmıştı. Ancak cuntacıların husumeti, düzen partilerinin liderleri olan Demirellere, Ecevitlere, Erbakanlara, Türkeşlere yönelik değildi. Onlar işçi sınıfına düşmandı. Kenan Evren ve cuntacılar düzen partilerinin liderlerini işçi sınıfını ve yükselen sosyalist hareketi bastıramadıkları için suçluyorlardı. Emekçi halk üzerinde uygulanan 12 Eylül darbesi, siyasi partileri kapatmıştı. Ancak cuntacıların husumeti, düzen partilerinin liderleri olan Demirellere, Ecevitlere, Erbakanlara, Türkeşlere yönelik değildi. Onlar işçi sınıfına terör ve baskı ile dönemin büyük patronlarından Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) başkanının veciz sözü ile “daha önce hep işçiler gülmüş ama artık patronlar gülecek”ti.

1983’te tekrar seçimlere gidildiğinde cuntanın adamı olan emekli general Turgut Sunalp ve onun Milliyetçi Demokrasi Partisi, Turgut Özal’ın Anavatan Partisi’ne (ANAP) karşı kaybettiğinde 12 Eylül’ün kaybettiğini hatta bittiğini söyleyenler çok olmuştur. Ancak aslında 12 Eylül’ün amaçları ve programı düşünüldüğünde darbenin asli partisi ANAP’tır! 12 Eylül öncesinde ülkeyi emperyalist piyasa ile dizginsiz biçimde bütünleştiren, işçi sınıfını ezen ve tüm krizi emekçi halkın sırtına yıkan 24 Ocak kararları alınmıştı. Ama bu işçi düşmanı kararların uygulanması ancak 12 Eylül askeri diktatörlüğünün baskı ve terörü altında işçi sınıfının hareketsiz bırakılmasıyla mümkün olmuştur. 24 Ocak kararlarını alan hükümet Demirel hükümetidir. Bu kararların mimarı ise dönemin Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarı Turgut Özal’dır.

12 Eylül’ün programını uygulamak için sıra bekleyenler

Turgut Özal’ın emperyalizme bağlanma, özelleştirme, sendikasızlaştırma programı daha sonra iktidara gelen tüm partiler tarafından devralınmış ve uygulanmıştır. Merkez sağda DYP ve ANAP; merkez solda SHP, DSP ve CHP; siyasal İslamcı Refah Partisi ve faşist MHP iktidarda oldukları dönemlerde bu programın uygulayıcısı olmuşlardır. Birinin yarım bıraktığını öbürü tamamlamıştır. Çünkü işçi düşmanı bir programı uygulamak bu iktidarlara seçim kaybettirmiş, bu sefer muhalefetteki düzen partileri iktidara gelmiştir.

Örneğin, Özallı yılların ardından 24 Ocak kararlarının bir benzeri, Demirel’in cumhurbaşkanı Çiller’in başbakan olduğu, CHP’nin kardeş partisi SHP’nin ise iktidar ortağı olduğu dönemde alınan 5 Nisan 1995 kararlarıdır. DSP-MHP-ANAP hükümetleri 2001 krizinin ardından işçi sınıfını daha da bastıran ve ülkeyi iyice emperyalizmin tahakkümü altına sokan kararlara imza atmıştır. Bunlardan en önemlilerinden biri bugün EYT zulmüne neden olan mezarda emeklilik yasasıdır. Emperyalizmin Dünya Bankası’ndan ülkeye komiser olarak atadığı Kemal Derviş 15 günde 15 işçi ve emekçi halk düşmanı yasanın mimarı olmuştur. Tabii ki bu siyasetin yıprattığı DSP-MHP-ANAP baraj altında kalmış, 12 Eylül’ün işçi düşmanı siyasetini Erdoğan ve Gül’ün AKP’si üstlenerek bugünlere getirmiştir. Bugün de Millet İttifakı’nı oluşturan CHP’si, İyi Parti’si, Saadet’i klasik birer 12 Eylül partisi olarak AKP’nin yıpranmasını ve kendi sıralarının gelmesini beklemektedir.

12 Eylül de 12 Eylül partileri de emperyalizmin çocuğudur

12 Eylül askeri cuntası iktidarı ele geçirdiğinde CIA Direktörü Henze, Amerikan Başkanı Carter’a gidip “bizim çocuklar başardı” demiştir. ABD emperyalizmi bu darbenin o kadar içindedir. Kendini demokrasi havarisi gösteren Avrupalı emperyalistler de işçi sınıfını bastıran, solu ezen ve ülkeyi emperyalist tekellere ucuz emek cenneti olarak sunan bu darbeyi desteklemişlerdir. CHP’li Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin’in bir sonraki durağı NATO’nun Afganistan’daki sömürge valiliği olmuştur. CHP-SHP-DSP türevleri çağdaşlık ve muasır medeniyet kılıfı içinde emperyalizmin politikasını gütmüştür. 12 Eylül’ün üniversitedeki hakimiyetinin sembolü YÖK’ü bile 28 Şubat döneminde “laiklik” bahanesiyle savunmuşlardır.

En farklı görünen Erbakan bile İsrail’le en ciddi askeri anlaşmalara imza atmıştır. Tabii ki İsrail de aynı dönemde emperyalizmin kuklası Şah’ı deviren İran devrimi karşısında mevzisini korumaktan memnundur. Erbakan ve Milli Görüş hareketi 12 Eylül cuntasının sola karşı dini siyasete alet eden ve kökü NATO’nun SSCB’ye karşı “yeşil kuşak” projesinde yatan politikalarından sonuna kadar faydalanmıştır. Nihayet bu parti içinden tam anlamıyla NATO’cu “yeşil kuşak” İslamcıları olan Gülleri Erdoğanları çıkartmıştır.

12 Eylül partileri de 12 Eylül gibi emperyalizmin çocuğudur. Birinci Körfez Savaşı’nda Turgut Özal, İkinci Körfez Savaşı’nda (yani 2003’teki Irak savaşında) Erdoğan, ABD emperyalizminin Irak’a karşı savaşına tam destek vermiştir. Erdoğan’ın AKP’sinin kuruluşunda ABD’den icazet alındığı, kuruluş sürecindeki toplantılarda Amerikan Konsolosluğunun temsilcilerinin bulunduğu bizzat o süreçte yer alan AKP’liler tarafından söylenmektedir. Bugün AKP iktidarı altında Türkiye, İncirlik üssüyle olsun Kürecik radarıyla olsun emperyalizme ve Siyonizme hizmete devam etmektedir. En önemlisi de ekonomi üzerinde doların hakimiyeti sürmektedir. 12 Eylül dövizde serbestliği getirmiş tüm 12 Eylül partileri de dolar zehrinin ekonominin kılcal damarlarına kadar yayılmasını sağlamıştır. Bugün döviz kurlarındaki dalgalanmanın yarattığı tüm sorunlara rağmen AKP, AKP’nin içinden çıkan Babacan’ın ve Davutoğlu’nun partileri, fiili iktidar ortağı MHP, CHP, İyi Parti, Saadet gibi muhalefetteki düzen partileri… Hepsi dövizde serbestliği adeta bir kırmızı çizgi olarak korumakta ve savunmaktadır.

İktidarı ve muhalefetiyle düzen partileri 12 Eylül’ün partileridir!

Bugün iktidarıyla muhalefetiyle düzen partileri zaman zaman 12 Eylül’ü yeriyor, Kenan Evren’den kötü şekilde bahsediyorsa da bunlara inanmayın. Onların 12 Eylülcülüğü, Turgut Özal’a yaptıkları övgülerde, liberal ekonomiye bağlılıklarında, emperyalizme ve Siyonizme hizmet yarışında, devrimcilere, sosyalistlere düşmanlıklarında, 12 Eylül’e kahramanca direnmiş Kürt halkına terörist yaftası yapıştırmalarında, en önemlisi de tüm krizlerin faturasını işçi sınıfının üzerine yıkacak politikalarda birleşmelerinde saklıdır.   


12 Eylül partileri podcast

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Eylül 2020 tarihli 132. sayısında yayınlanmıştır.