İTÜ’de sazan sarmalı!

İTÜ yemekhane özelleştirilmesi

İTÜ’de yemekhanelerin özelleştirileceği söylentileri gitgide ciddi bir hal alıyor. Okulda son zamanlarda yaşananlar ise okul yönetiminin bir “sazan sarmalı” çevirdiğine, bir tezgah düzenlediğine işaret ediyor.

Önce, yemekhane işçilerinin kadroya geçirilmesiyle birlikte emekliliği gelen tüm personelin işine son verildi. Yerlerine ise yeni personel alınmadı. Aynı işi şimdi çok daha az işçi yapmaya çalışıyor. Ardından personel azlığı sebebiyle yemekhanelerdeki aktif turnike sayısı düşürüldü ve sonu gelmeyen yemek kuyrukları baş gösterdi. Personel azlığı sebebiyle Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı yönetimine giden işçilerin aldığı cevap ise “İşçi alımı için kesinlikle yanıma gelmeyin” oldu.

Bu durum akıllara doğal olarak şunu getiriyor: Okul yönetimi bilinçli bir şekilde işçi almıyor, yemekhanenin hizmet kalitesini düşürüyor, yemek kuyruklarını bilinçli bir şekilde uzun tutuyor. Bu sayede kimse özelleştirmelere karşı çıkmasın, herkes özelleştirme ile işlerin düzeleceğini sansın.

Erken bir aşamada bu konuya dikkat çekmenin son derece önemli olduğunu düşünüyoruz. Zira özelleştirme demek, bugünün yemeğini mumla arayacağımız günler demektir. Özelleştirmelerin memlekete ne getirdiği bugün açıkça ortadadır. Özelleştirme hem İTÜ öğrencisi hem İTÜ çalışanları hem de emekçi halkın kendisi için zararlıdır. Öğrencinin, işçinin, öğretmenin öğünü üzerinden bir takım patronlara para kazandırmaktır.

Hepimizin malumu olduğu üzere İTÜ'de varlık gösteren hiçbir özel işletme öğrenci dostu değildir ve olamaz. Özel işletmeler ancak paranın dostu olurlar. Özelleştirilen yemekhane de bunlardan farklı olmayacaktır. Bu anlamda iyileştirilmesi gereken birçok yönünün olmasıyla birlikte, söz konususu özelleştirme ise, okul yemekhanesine sahip çıkmak hepimizin ortak çıkarıdır ve hatta sorumluluğudur.

Okul yönetimi bugüne kadar hiçbir açıklama yapmadı, şayet böyle bir gündem yok ise mutlaka açıklama yapmalıdır. Eğer bu söylentiler doğru ise yemekhanemizin özel işletmeye devrini durdurmak için hep birlikte ne yapılması gerekiyorsa yapmalıyız!

Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2019 tarihli 114. sayısında yayınlanmıştır.