Ekonomiye güven yerlerde sürünüyor… Emekçi kendi gücüne güvenmeli!
İktidar, Berat Albayrak’ın sözcülüğü ve yandaş medyanın borazanlığının eşliğinde “en kötüsünü geride bıraktık” yalanını söylemeye devam ediyor. Ekonominin genel gidişatı açısından önemli olan “güven endeksleri” ise tam tersini anlatıyor.
Tüketici ve üreticilerin ekonominin geneline yönelik ne kadar güvenli olduklarını ölçen anketlerin sonucunda oluşturulan “ekonomik güven endeksi” 2018 başında 105,2 iken bugün 77,5 ile dibe vurmuş durumda. Üretim tarafında reel sektör endeksi bir önceki aya göre 6,6 puan azaldı. İş yeri bazlı anketlerde gelecek üç ay için de iç ve dış piyasadan gelecek sipariş miktarı ile istihdamda düşüşün devam etmesi bekleniyor. Maliyetlerin ve fiyatların ise artması öngörülüyor. Özellikle inşaat sektörü tam anlamıyla alarm veriyor.
Tüketici yani vatandaş tarafında ise durum farklı değil. Vatandaşın haneye ilişkin maddi durum beklentisi yüzde 10, işsizlik beklentisi yüzde 11,3 kötüleşmiş durumda. Zaten düşük olan tasarruf etme ihtimali ise yüzde 20 azalmış. Yani vatandaş kemerleri sıkmış durumda.
Ekonomi sanki insanlardan ve günlük yaşantımızdan ayrı bir olay gibi anlatılıyor. Halbuki tam tersi söz konusu. Ekonomi tam anlamıyla bir sınıf mücadelesi arenasıdır. Ekonomik kriz sınıfları çok daha açık ve çıplak biçimde karşı karşıya getirmektedir. Vatandaş ekonomik kriz koşullarında hemen tüketimini azaltmış, kemerleri sıkmaya başlamıştır. Bu kendiliğinden olmadı. İşten çıkartmalarla insanlar gelirlerinden oldu. İşte kalanların ise ücretleri enflasyon karşısında eridi. İşten atılma korkusu birçok emekçiyi hak ettiği halde zam istemekten alıkoyuyor.
Patronlardan hak ettiğini alamayan, yeni iş bulamayan işçi ve emekçiler, tüketimlerini kısıyor ya da borçlanıyor. Tüm bunlar olurken borsaya gururla milyarlarca kâr açıklayan holding patronları aslında geniş işçi ve emekçilere krizin faturasını ödetmenin sonucunu alıyorlar. İşçi ve emekçiler sadece kötü ekonomik koşullara bakıp ayağını yorganına göre uzatmakla kalmamalıdır. Ekonominin güvenilecek hali kalmamıştır ama işçi sınıfının kendi gücüne güvenmesi gerekmektedir. Çünkü bu durum kaderimiz değil. Birlik olur ve mücadele edersek, krizin faturasını patronlara ödetebiliriz. İşçi emekçi tükendi! Patronların ise bu faturayı ödeyecek milyarları var. Ödetmeliyiz!
Bu yazı Gerçek gazetesinin Haziran 2019 tarihli 117. sayısında yayınlanmıştır.