DİP'in 5. Kongresi: Komintern’in kuruluşunun 100. yıldönümünde dünya proletaryasına yeniden bir öncü yaratalım!

Komintern’in kuruluşunun 100. yıldönümünde dünya proletaryasına yeniden bir öncü yaratalım!

Gerçek gazetesi ve internet sitesinde daha önce haberleştirdiğimiz ve dünya ve Türkiye durumunun, Kıbrıs politikasının ve Kürt hareketinin siyasi analizleri ve bu analizlerden çıkan devrimci enternasyonalist görevlerin yer aldığı  karar metinlerini yayınladığımız Devrimci İşçi Partisi'nin 5. Kongresi'nin kararlarından sonuncusu Komintern'in 100. yılına ilişkin. Aşağıda okuyucularımıza sunuyoruz. 

 

Komünist Enternasyonal (kısa adıyla Komintern) 2-6 Mart tarihleri arasında Moskova’da toplanan Birinci Kongre’sinde kuruldu. 2019 yılının Mart ayında Komintern’in kuruluşunun 100. yıldönümünü kutlayacağız.

Uluslararası işçi sınıfının tüm ulusal kesimlerinin tarihsel çıkarı ortaktır ve birbirine bağlıdır.  Proleter enternasyonalizminin dayandığı temel budur ve mantıki sonucu enternasyonal örgütlenmenin ve dünya devrimini hedefleyen bir dünya partisinin gerekliliğidir. Devrimci işçi sınıfı hareketi ilk uluslararası örgütü, adına Marx ve Engels’in Manifesto’yu yazdığı Komünist Birlik’ti. Ama bu örgüt çok küçüktü ve esas olarak da göçmen Alman işçilerini örgütlemişti. İşçi sınıfı asıl gerçek uluslararası örgütüne 1864’te Birinci Enternasyonal ile kavuşmuştur. Dünya devriminin partisi olarak inşa edilen Komintern ise işçi sınıfının enternasyonal örgütlenmesinde bir zirve noktası olmuştur.

Komintern uluslararası sosyalist işçi sınıfı hareketinin burjuva hegemonyasından kurtulmak için yaptığı yeni atılımdı. Sadece beş yıl önce, 1914’te, İkinci Enternasyonal’in liderlerinin büyük çoğunluğu, Birinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle birlikte, her biri kendi ülkesinde kendi burjuvazisinin çıkarlarını destekleme kararı alarak Avrupa’nın bütün ülkelerinin işçi ve köylülerinin karşılıklı olarak birbirini kesmesi sonucunu doğuracak bir kararla, Enternasyonal’in dağılmasına yeşil ışık yakmışlardı. Enternasyonal varlık nedenini yitirmişti. İşte Komintern bu koşullarda enternasyonalist komünizm için büyük bir umut ışığı olarak doğdu.

Modern proletaryanın ilk uluslararası örgütü 1864’te Uluslararası İşçi Birliği adıyla kurulan, Marx’ın bir numaralı önderi olduğu Birinci Enternasyonal’di. Bu örgüt Avrupa ve Kuzey Amerika’nın kapitalistleşmiş toplumlarından çok çeşitli siyasi görüşte işçileri, sendikacıları, sosyalistleri, anarşistleri bir araya getiriyordu. Çok farklı görüşlerden gelen işçi sınıfı temsilcilerinin tek bir sınıf örgütünde toplanması, Enternasyonal’in kitleselliğine kapı açıyordu, ama aynı zamanda özellikle Marksistler ile anarşistler arasındaki çekişme ve mücadeleler yüzünden Enternasyonal’in ortadan kalkmasına giden yolu döşüyordu.

İkinci Enternasyonal, hemen hemen hepsi kendisini Marksist olarak kabul eden partilerin birliği olarak 1889’da, Marx’ın ölümünden sonra, yaşlı Engels’in himayesi altında kuruldu. Avrupa ve çeperi ile Kuzey Amerika’da işçi sınıfını enternasyonalist bir dava etrafında örgütledi. Her biri eskiye göre çok daha kitlesel ve güçlü partilerin kurulmasına fırsat yarattı. Ne var ki, İkinci Enternasyonal’in sağlam Marksist temellerde kurulmuş olduğu yolundaki yargının fazla iyimser olduğu zamanla ortaya çıktı. Revizyonizm, oportünizm, reformizm ve emperyalizme adaptasyon türünden geri eğilimler Enternasyonal çatısı altında kendilerine gittikçe daha çok yer buldular. Birinci Dünya Savaşı ile birlikte savaşın desteklenmesinde kendini ortaya koyan gerici tutum bütün bunlar tarafından hazırlanmış olan topraktan fışkırdı.

Komünist Enternasyonal ya da aynı anlama gelmek üzere Üçüncü Enternasyonal hem programatik ve örgütsel olarak homojendi, hem de kitlesel bir etkiye kavuşmuştu. Tarihin ilk kalıcı biçimde başarılı proletarya devrimi olan Büyük Ekim Devrimi’nin yarattığı şevk ve heyecanla kısa süre içinde sosyalist işçi sınıfı hareketinin, dünyanın dört bir köşesine, daha önce hiç girmemiş olduğu Asya’ya, Afrika’ya, Latin Amerika’ya yayılmasının önünü açıyordu. Bu geniş etkisine karşılık, aynı zamanda Marksizmin nihai tanımlayıcı programı olan proletarya diktatörlüğünü benimsiyordu.

Komintern’in kuruluşunun ardındaki iki büyük devrimci, daha sonra örgüt tarafından fahri başkan olarak seçilen Lenin ve Trotskiy’dir. Ekim devrimi önderliğinin, bütün ülkeye yayılmış bir İç Savaş’tan geçerken, ekonomi korkunç koşullar altında kıvranırken, bir Enternasyonal kurmak için öncülük yapması, Marksistlerin dünya devrimine adanmışlığının en çarpıcı ifadelerinden biri olmuştur.

İşte bu göz yaşartıcı enternasyonalizm, 1920’li yılların ortalarından itibaren Sovyet devletinin kendi içinde yükselen milliyetçi bir bürokrasinin ihanetine uğramış ve Komintern önce içten içe yozlaştırılmış, sonra 1943’te bürokrasinin önderi Stalin’in, emperyalist “demokrasi”lerle kurduğu ittifaka zarar vermemesi için lağvedilmiştir. Bu gidişatı erkenden tespit eden Trotskiy ile yoldaşlarının, daha Komintern dağıtılmadan, 1938’de kurduğu Dördüncü Enternasyonal, Komintern’in temsil ettiği sağlam devrimci proletarya önderliği çizgisinin bayrağını yüksek tutmak bakımından işte bu yüzden çok önemlidir. Dördüncü Enternasyonal kendi tarihsel meşruiyetini, Komintern’in siyasi ve örgütsel mirasının ayakta tutulmasından alır.

Günümüzün görevi, sadece, bir kadro Enternasyonali gücüne ulaşmış olan Dördüncü Enternasyonal’in geleneğini değil, onlarca ülkede on binlere, yüz binlere, milyonlara erişen Komintern’in kazanımlarını da yeniden ayağa kaldırmaktır.

Devrimci İşçi Partisi, Dördüncü Enternasyonal’in yeniden kuruluşu için yılmaksızın çalışmasını, Komintern’in bayrağını yeniden yükseltmenin yolu sayar. Günümüzde, “alternatif küreselleşme hareketi” ya da “anti-kapitalist hareket” olarak anılan ve içinde her türlü reformist, pasifist, revizyonist akımın yer aldığı hareketlerin veya gûya 21. yüzyıl sosyalizmi olan Bolivarcı hareketin etkisi altında Beşinci Enternasyonal’i inşa etmeye soyunanlar, geçmişte,19. yüzyılda programatik ve teorik berraklaşmanın ortamı olarak iş gören, ama bir kez Marksizm işçi hareketinin gündemine oturunca işlevini yitirmiş olan Birinci Enternasyonal gibi bir yapıyı hedeflemektedir. Bugün görev, Birinci ya da Beşinci Enternasyonal’i değil, bütün programatik berraklığı ve örgütsel disiplini ile Komünist Enternasyonal’in ruhunu ve maddesini canlandırmaktır. Yani görev 21. Yüzyılda proletaryanın devrimci dünya partisini inşa etmektir. 

Devrimci İşçi Partisi, Komintern’in 100. yılında, bütün dünyanın işçileri, emekçileri ve ezilenleri için bir umut olarak doğmuş olan bu örgütün mirasının işçi sınıfının öncüsüne de taşınabilmesi için 2019’u “Komintern yılı” olarak ilan eder.

Komünist Enternasyonal’in Yeniden Kuruluşu için ileri!

Yaşasın Komintern’in tek meşru varisi Dördüncü Enternasyonal!

Yaşasın dünya devrimi!

Devrimci İşçi Partisi 5. Kongresi