Yeni İzmir’de isyan!

Sindagma Meydanı

Komşumuz Yunanistan’da, iki ülkenin hâkim sınıflarından farklı olarak, emekçi halkın gündeminde Doğu Akdeniz gazı yok! Halkın gündemi, ülkenin başındaki Miçotakis hükümetinin gerici politikalarına karşı mücadele. Geçtiğimiz günlerde bir bakan kendi hükümetinin başarısızlığı dolayısıyla yeniden azan Covid-19 salgınının suçlusu olarak halkı işaret etti: Bakan beye göre, bu yeni dalganın nedeni, halkın iki buçuk ay içinde 686 sokak eylemi yapmış olmasıydı!

Aslında Yunanistan, halkın umutsuzluğa kapılmış olduğu bir aşamadan geçiyor. 2010’da ortaya çıkan borç krizi temelinde halk Avrupa Birliği’nin (AB) dayattığı kemer sıkma politikalarına karşı defalarca genel greve gitmiş, büyük mitingler yapmış, 2011’de ise Atina’nın Taksim’i olan Sindagma Meydanı’nı günler geceler boyunca işgal etmişti. Ama bu mücadele dalgasının iktidara taşıdığı Çipras önderliğindeki sol Syriza hükümeti, kendi düzenlediği referandumda (Temmuz 2015) halk kemer sıkmaya yüzde 62 oranında “hayır” dediği hâlde çark ederek AB’ye teslim bayrağını çekmişti!

İşte bu noktadan itibaren siyasi bakımdan düş kırıklığına düşen halk sonunda 2019’da Miçotakis’in başında olduğu sağcı Yeni Demokrasi’yi başa getirdi. Halk yeni hükümete karşı ilk bir buçuk yılı sessiz geçirdi. Miçotakis gündeme çeşitli gerici yasalar getirdi.

İlk fitil 7 Ekim 2020’de ateşlendi. Yunan faşist partisi Altın Şafak’ı bir suç örgütü ilân eden mahkeme kararının bu örgütle daima iş birliği yapmış olan polisin, devlet bürokrasisinin, sağ partilerin suçlarını görmezlikten gelmesi karşısında dev gösteriler yapıldı.

Bugün öğrenciler üniversite polisine ve özelleştirmeye karşı Boğaziçi Üniversitesi ile dayanışma pankartları taşıyarak eylemler yapıyor. Halk gittikçe Türkiye’ye benzeyen polis şiddetine karşı tepkisini ortaya koyuyor. Baskı altındaki siyasi mahkûmlarla dayanışma gösterileri yapılıyor. Pandemi döneminde perişan olan tiyatro sanatçılarının kurduğu Mücadeleci Sanatçılar Konseyi haklarını arıyor. Devrimci İşçi Partisi’nin kardeş partisi EEK (İşçilerin Devrimci Partisi) de diğer Yunan solu gibi bu mücadelelerde yerini alıyor.

Ama en önemlisi Mart başında bir Pazar günü yaşanan olaylar. Atina’nın yüz yıl önce Anadolu Rumu göçmenler tarafından kurulmuş Nea Smırni (Yeni İzmir) mahallesinde polisin çocuklarıyla hava almaya çıkmış olan bir kadına karşı saldırganlığını protesto eden bir adamın dövülmesi, siyasi bir bilinci olmayan binlerce insanın ansızın bir miting düzenlemesine yol açtı. Bir gece sonra yine binlerce insanın katıldığı bir mitingde polisin saldırganlığı özellikle taraftar gruplarının da şiddetle cevap vermesine yol açınca neredeyse bir isyan başladı. Bunun üzerine Atina’nın hemen hemen bütün mahallelerinde binlerce kişinin katıldığı kendiliğinden mitingler düzenlendi.

Olaylar şimdilik duruldu. Ama Yunanistan bahar aylarına emekçi ve yoksul halkın isyan duygularının zor kontrol altında tutulduğu bir ruh durumu ile giriyor. Ne demişler? Komşuda pişer bize de düşer!

 

Bu yazı Gerçek gazetesinin Nisan 2021 tarihli 139. sayısında yayınlanmıştır.