Kürt halkı işbirlikçi toprak ağaları ve burjuvalara isyan etti

Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde yapılan referandumda her ne kadar Kürt halkı bağımsızlık yönünde irade göstermişse de bu sürecin başını çeken Barzani ve aşiretinin derdi, Kürtleri değil kendilerini kurtarmaktı. Zira Barzani yıllardır yapılması gereken seçimleri erteliyor, halktan gelen baskıdan kurtulmak için de referandumu koz olarak kullanıyordu.

Artık yeter!

Nitekim referandumun ardından Irak ordusu Kerkük’e taarruz ettiğinde peşmerge ciddi bir direniş gösteremedi. Ardından Barzani’nin partisi (PDK-Kürdistan Demokratik Partisi) parlamentodaki çoğunluğunu kullanarak seçimleri 8 ay daha erteledi. Bu süreçte yakın zamanda ölen Celal Talabani’nin partisi Kürdistan Yurtseverler Birliği (YNK) ise fırsatçı bir politika izledi. Irak ordusu KDP peşmergelerini tanklarla geriletirken, YNK bulunduğu mevzileri hemen terk etmiş, Bağdat yönetimi ile gizli bir işbirliğine girişmişti. Irak, İran ve Türkiye KDP’nin hakim olduğu Erbil’i adeta kuşatma altına alırken, Talabani’in YNK’si İran sınırındaki Süleymaniye’yi yeni siyasi ve ekonomik merkez haline getirmeye çalıştı.

Emekçi ve yoksul halk burjuva siyasetine karşı

Tüm bu yaşananların sıkıntısını çekmek ise yine yoksul Kürt emekçilerine düştü. Kürt halkının ulusal onuru kırıldığı gibi yaşadığı ekonomik sıkıntılar daha da arttı. Daha önce maaşlarda yarı yarıya kesintiye giden hükümet, kuşa çevirdiği maaşları da ödemeyince, elektrik kesintileri, yolsuzluklar, kötü yönetim yüzünden zaten iyice gerilmiş olan Kürt halkı patladı. Bir halk isyanı başladı. Barzanisi, Talabanisi ile toprak ağası ve burjuva hakimiyetinin temsilcisi olan tüm güçlere karşı bir hareket yaşandı. Öyle ki bu partilere muhalif olarak ortaya çıkan ama koalisyon ortaklığı yapan Goran partisi bile isyandan nasibini aldı. İslamcı partiler Yegurti ve Komel de iktidarın suç ortağı olarak halkın öfkesine hedef oldu.

Halk isyanını gözden düşürmek için bildik yalan: “Dış güçler kışkırttı”

KDP peşmergeleri zor kullanarak Erbil’de eylemleri bir miktar bastırsa da Süleymaniye kentinde eylemler çok daha sert biçimler aldı. Parti binalarının yakıldığı olaylar yaşandı. KDP, halkın haklı isyanını “bu Irak ve İran’ın kışkırtmasıdır” diyerek gözden düşürmeye çalışıyor. Bağdat, isyan eden halka zarar verilirse müdahale ederiz tehdidinde bulununca hemen işbirlikçiler “işte!” diyerek bu iddialarını tekrarladılar. Ancak halkın tutumu net. İsyan eden kitleler Bağdat’ın herhangi bir müdahalesine tamamen karşı. İşbirlikçi partilere olan öfkelerinin en büyük sebeplerinden biri de Bağdat karşısındaki silik tutumları.

Kürt yoksulları kaderlerini ellerine almak istiyor

Kürt halkının isyanının nereye doğru gideceğini bugünden kestirmek güç. Ancak işbirlikçi toprak ağaları ve burjuvaların karşısında isyan eden emekçi kitlelerin, kendi kaderini tayin etmede yeni bir başlangıç yapmakta olduğunu söyleyebiliriz.

Bu yazı Gerçek gazetesinin Ocak 2018 tarihli 100. sayısında yayınlanmıştır.