“Savran: AKP silahla konuşuyor”

Avrupa’da yayınlanmakta olan Yeni Özgür Politika gazetesi, 19 Ağustos 2011 günü DİP Genel Başkanı Sungur Savran ile yaptığı bir görüşmeyi yayınladı.  Aşağıda bu görüşmenin gazetede yer alan bölümlerini okuyacaksınız.

Devrimci İşçi Partisi’nin (DİP) Genel Başkanı Sungur Savran, AKP’nin ‘açılım’ adı altında Kürt sorununu değil, Kürt hareketini çözme oyunu oynadığını ama şimdi aynı amaç için oyunun değiştiğini söyledi: "Eski süslü sözlerin yerine silahlar yeniden konuşacak."

 

Türk ordusunun üst kademesindeki ‘istifa’ veya ‘emeklilik’ şeklinde açıklanan gelişme hakkında Sungur Savran, ilkin ‘burjuvazinin politik iç savaşının yeni bir merhalesi’ özetini yapıyor ve ardından devam ediyor:  “Son iki YAŞ’ta AKP büyük üstünlük elde etti ve davaların sonucu ne olursa olsun kendisine tümüyle karşı kadroları TSK’den tasfiye ediyor. İşin buradaki özeti de şu: AKP 2007’den beri mevzi üzerine mevzi kazanıyor. Ama karşı taraf pes etmiş değil.“

‘Kürt hareketini çözemedi’

Savran, AKP’nin Kürt sorununda ‘yeni bir dönem’e hangi taktiklerle geçeceğini ise, öncelikle geçmişe değinerek ele alıyor: "Ben AKP’yi pek demokrat bulanlardan farklı olarak, bu partiye ve hükümetine ne Kürt sorununda, ne de başka alanlarda hiçbir zaman en ufak bir güven duymadım. ‘Açılım’ı bile en başından itibaren, Kürt sorununu değil, Kürt hareketini çözme oyunu olarak niteledik. ‘Açılım’, Türkiye’nin Kürtlerine değildi. Hükümet Türkiye’nin Kürt hareketini tasfiye ederek, Ortadoğu’ya açılırken bir pürüzü ortadan kaldırmayı planlıyordu. Bu arada, tasfiyenin bir yöntemi de akılları sıra Kürt hareketini bölmek, ‘ılımlı’ları kendi yanlarına kazanmaktı. Şimdi, aynı amaç devam ediyor, ama oyun değişti. Eski süslü sözlerin yerine silahlar yeniden konuşacak.“

Alternatif imal edilemedi

AKP’nin ‘açılım’ politikasıyla hedefine ulaşamadığını, Kürt hareketini bölmenin mümkün olmadığını kaydeden teorisyen Savran, şu öngörüde bulunuyor: "İçeride alternatif imal edilemedi. Bu yüzden ithal önder kullanılması düşünülüyor. Kemal Burkay bunun adayı. Hükümetin çizgisinde bu değişiklik neden? Birincisi, Arap devriminin Suriye aracılığıyla Türkiye’nin kapısına dayanması, Suriye Kürtlerinin özgürleşmesinden duyulan korku ve Türkiye Kürtlerinin demokratik özerklik ve ikili hukuku fiilen uygulamaya geçmesi, ABD ile Türkiye’nin (hatta İran’ın) yeni bir yönelişte buluşmasına yol açtı gibi görünüyor. Tablo bütünüyle berrak değil, ama görünen bu. İkincisi, Erdoğan’ın stratejik hedefi 2023’te Türkiye’nin başında olmak için başkanlık sistemine geçmek. Bunun için Kürtlerden uzak durması, MHP’nin tabanını oyması gerekiyor. Yani ‘Kürt sorunu yoktur’ çizgisi seçimlere özgü bir politika değil. Seçim sonrasında BDP’nin altı vekilinin içeride tutulmasını da yeni devlet politikasının bir parçası olarak görüyorum.“

‘Necdet Özel’le saldırmak kolay’

Genelkurmay Başkanlığına, katliamcı kimliğiyle bilinen Necdet Özel’in atanması hususuna da Savran, az önce dile getirdikleriyle paralel yaklaşıyor. AKP’nin yeni dönemde daha ‘saldırgan bir politika’ izlemeyi amaçladığını ve bunu da Necdet Özel gibi bir isimle gerçekleştirebileceğini düşünüyor. Sungur Savran, AKP-Ordu işbirliğine dair tahlillerini şöyle sürdürüyor: „Ordu ister ‘AKP’nin ordusu’ olsun, ister AKP karşıtı, iş Kürtlerin haklarının bastırılması olunca, AKP ile ordu kolayca anlaşır. AKP ile TSK’nın, kelimenin mecazi anlamıyla ‘kanlı bıçaklı’ olduğu dönemde dahi, askeri operasyonlar konusunda arada hiçbir ayrılık olmuyordu. Daha da ötesi Kürt illerinde askeri personelden silme AKP’ye oy çıkıyordu! Dolayısıyla, ‘ortak hareket’, uzlaşı’, ‘paralel halk karşıtı yönelimler’ tabii ki olacaktır. Sadece Kürt halkına karşı da değil. Dünya ekonomik krizinin Türkiye’ye uğramaması mümkün değil. Mücadele sertleşince işçi ve emekçilere karşı da işbirliği yaparlar.”