Devrimci Marksizm’in İngilizce yıllık seçkisi (Revolutionary Marxism 2020) çıktı!
Devrimci Marksizm dergisinin 2017 yılından bu yana yayınlamakta olduğu yıllık İngilizce seçkilerin sonuncusu olan Revolutionary Marxism 2020 (Türkçesi: Devrimci Marksizm 2020), Mayıs ayında yayınlandı.
Bu sayının ilk dosya konusu salgın. Sungur Savran’ın salgının sıhhî, ekonomik ve sınıfsal boyutlarını ortaya koyduğu yazısını Levent Dölek’in salgının kapitalist krizi derinleştirdiğine, toplumların bir yandan salgına diğer yandan da kapitalizme karşı mücadele ettiğine dair analizi izliyor. Dosyanın üçüncü yazısında Özgür Öztürk, salgınla derinleşen kapitalist kriz karşısında yeniden ortaya atılan “refah devleti” modelini ele alarak, işçilerin kazanımlarının bir refah devleti ile değil, ancak kendi yönetimleri ile olanaklı olacağını vurguluyor. Yine bu dosyada bulunan Mariam Ansara’nın yazısı ise, Küba’nın korona ile mücadelesi üzerine.
Revolutionary Marxism 2020’nin ikinci dosyası, önceki sayılara benzer bir şekilde faşizmin 21. yüzyıldaki yükselişini mercek altına almayı sürdürüyor. Bu dosyanın ilk makalesi Sungur Savran’ın bir önceki sayıda aynı konu hakkında yazdığı makalenin devamı niteliğinde. Savran burada Modi, Trump ve Bolsonaro gibi örneklere değinerek, yaygın kullanılmakta olan “popülizm” ifadesine karşı ön-faşizm kavramını ve yaşananların uluslararası sol hareket için bir uyarı olması gerektiğini vurguluyor. Dosyanın ikinci makalesinde ise Burak Gürel, Hindistan faşizmini inceliyor. Gürel’e göre soldan devrimci ya da radikal bir tehdidin yokluğu, siyasi rejimin faşistleşmesinin tam olarak gerçekleşmesini engellerken, radikal solun ya da ana muhalefet partilerinin Hindistan’ın tam anlamıyla faşist bir diktatörlüğe evrilmesine izin verecek ölçüde zayıf olmaması da faşist hareket önünde bir engel oluşturuyor.
2020 yılının Lenin’in doğumunun 150. yılı ve Trotskiy’in katledilmesinin de 80. yılı olması nedeniyle hazırlanan üçüncü dosyayı, Türkiye’de sınıf mücadelelerinin bugününe ışık tutan iki makaleden oluşan başka bir dosya izliyor. Derginin sosyalizmin 20. yüzyılda karşılaştığı sorunlara eğilen beşinci dosyasında iki yazı yer alıyor. Savas Mihail-Matsas’ın makalesi 1919’da kurulan kısa ömürlü Macar Sosyalist Cumhuriyeti’ni ele alırken Burak Gürel, Minqi Li’nin 2016’da yayınlanan Çin ve 21. Yüzyıl Krizi adlı kitabını eleştirel bir değerlendirmeye tâbi tutuyor.
2020 sayısının son dosyası ise kapitalizm, bilim ve teknoloji arasındaki bağa odaklanıyor. Savas Mihail-Matsas, bu dosyanın açılış yazısında, tüm Sovyet dönemine tanıklık etmiş ve bugün de mücadelesini bir komünist militan olarak Rusya Komünistleri Partisi’nde sürdüren devrimci aydın Yosif Abramson’un hayat öyküsünü ortaya çıkarırken Yosif Abramson’un kendi makalesi de Marx’ı haklı çıkaran bir biçimde bugün kapitalist üretim tarzının öncü üretici gücünün fen olduğunu, ancak bunun değişik bir emekgücünü gerektirmesinden ötürü, üretici güçlerdeki bu yeni gelişmenin kapitalizmden bir kopuşu gerektirdiğini de vurguluyor. Ahmet Tonak’ın bu dosyaya kısaltılarak alınan çalışması ise, iPhone’un emek değer teorisi ışığında üretiminde ne kadar artık değer üretildiğini ortaya koymakta.
Revolutionary Marxism, Devrimci İşçi Partisi’nin yürüttüğü enternasyonalist pratiğin teorik alandaki yansıması olmayı giderek artan bir başarıyla sürdürüyor.