Akbelen’de köylüler zeytinliklerinin gasp edilmesine ve ormanlarının yok edilmesine karşı mücadele ediyor!
Muğla Milas’a bağlı Akbelen’de köylüler zeytinliklerinin bulunduğu ormanlık bölgenin kesimine karşı iki yıldır aralıksız mücadele ediyor. 24 Temmuz’da kesim ihbarı alıp nöbet tutan köylülere jandarma saldırdı ve sekiz köylüyü gözaltına aldı.
Limak Holding ve İÇTAŞ’ın ortağı olduğu YK Enerji isimli şirketin termik santrallerine kömür sağlamak amacıyla Akbelen Ormanlarında kesim yapılmaya çalışılıyor. Kesimi planlanan 740 dönümlük arazinin 150 dönümü de zeytinliklerden oluşuyor. Bu zeytinlikler, Hazine tarafından zeytinlik olarak kullanılmak koşuluyla yöredeki küçük üreticilere tapusu devredilen alanlar.[1] Dolayısıyla sadece bir ekolojik yıkım değil aynı zamanda emekçi köylülerin geçimlik arazilerine sermayenin saldırısı söz konusu. Termik santrallerinin enerji ihtiyacını daha ucuza karşılamak dolayısıyla kâr oranlarını arttırmak isteyen YK Enerji şirketi ile birlikte devlet, köylülerin geçimlik arazilerine saldırıyor, halk sağlığını hiçe sayıyor, ormanları tahrip ederek ekolojik yıkıma sebep oluyor.
1939 yılından beri var olan zeytincilik kanunu, zeytinliklere belirli bir mesafeye kadar sınai yatırım ve madencilik yapılmasını izin vermiyor. Özel şirketlerin “elimizi kolumuzu bağlıyor” dediği 1939 tarihli yasanın sağladığı direnci kırmak için çıkarılan ve 1 Mart 2022 yılında Resmî Gazete’de yayınlanan yönetmeliğe göre ise, elektrik üretimi amacıyla yapılacak madencilik faaliyetlerinde zeytinlik alanlardaki zeytin ağaçların taşınması veya kesilmesine bakanlıkça “kamu yararı dikkate alınarak” izin verilebiliyor. Çıkarılan bu yönetmeliğin yürütmesi Danıştay tarafından durduruldu, yani yok hükmünde.
Devlet desteğini arkasına alan özel sermaye Akbelen bölgesinde yasanın etrafından dolaşıp devlet ormanlarının bir kısmında kesime girişti. Bugün hukuka göre, yönetmeliklerle kanun değiştirilemeyeceği için zeytinliklerle ilgili yönetmelikler yine yargıdan dönecektir. Fakat yargı sürecinde oldu bitti ile diğer zeytinlik araziler de kesilebilir. Hukukun değil fiili mücadelenin emekçilerin işini, aşını, hürriyetini koruduğunu her gün deneyimliyoruz. Bu, ormanlar ve zeytinlikler için de geçerli. İşte bu yüzden gözü kâr hırsından dönmüş sermayenin saldırısına karşı Akbelenli emekçi köylülerin yanında olup mücadele etmek şart. Ancak, esas başarıyı getirecek olan bu mücadeleyi büyüterek, ülkenin dört tarafında topyekûn saldırıya geçen tüm sermaye bileşenlerine karşı, topyekûn bir şekilde birleşerek cevap vermek olacaktır.
[1] Alp Yücel Kaya, “Zeytinliklere sermaye taarruzu”, Birgün, 8 Ağustos 2022