Mali: ABD’nin bozgunu!
Kimilerinin geçtiğimiz Mayıs ayında Fransa’da seçimler yapılırken sosyalist gazetelerin köşe yazılarında umut kaynağı olarak gösterdiği Fransız “solu”, yani sözde “sosyalist” cumhurbaşkanı François Hollande, selefi Libya fatihi Nicolas Sarkozy’nin yolundan yürüyerek eski sömürgeci güç Fransa adına Kuzeybatı Afrika ülkesi Mali’de yeni bir emperyalist saldırı başlattı. Şimdi aynı “soft” sol muhtemelen yine emperyalizmin nasıl halkları ezdiğinden, nasıl her yere hâkim olduğundan falan dem vurur. Onlara göre, emperyalizm zaten dünyayı avucunun içi gibi kontrol ediyor!
Oysa gerçek yine tam tersi. Fransa’nın çok riskli Mali macerası aslında bütün emperyalistlerin patronu ABD’nin traji-komik bir bozgununun sonucu olarak ortaya çıkmış bulunuyor. ABD son yıllarda Büyük Sahra bölgesinde, Fas ile Nijerya arasında kalan ülkelerde, 600 milyon dolara ulaşan bir harcamayla köktendinci İslam’ın önünü kesmek için büyük bir program uyguladı. ABD komutanlarına göre bu program içinde Mali ordusu “örnek” bir yer tutuyordu. Dikkatli biçimde silahlandırılmış ve eğitilmişti. Ama sonunda bütün program çatır çatır çöktü!
2011’de emperyalistler Libya’daki Kaddafi yönetimine karşı çarpışan isyancı güçlere destek olmak için bir hava savaşı başlatıp da Kaddafi’yi devirince, Libya’da onlarla aynı saflarda çarpışmış savaş deneyimli İslamcılar Mali’nin kuzeyinde yerli güçlerle işbirliği yaparak bölgeyi ele geçirdiler. Şimdi ülkenin kuzeyi, “İslamcı Mağrip’te El Kaide” örgütü ile Mali’nin yerlisi “Ensarüddin” örgütünün kontrolünde.
Ama komik olan şu. ABD ordusunun özenle geliştirdiği, Özel Kuvvetler’in nişancılık, sınır denetimi, pusu ve benzeri alanlarda dikkatle eğittiği güçler, Mali ordusunu terk ederek isyancıların yanına geçmiş durumda! Bunun çok önemli bir nedeni, ABD’nin Mali ordusunun belkemiğini Tuareg etnik grubuna yaslamış olması. Oysa esas olarak ülkenin kuzeyinde yaşayan Tuaregler de İslamcılara paralel olarak ayaklanıyor. Bu yüzden ordunun dört birliğinden üçünün Tuareg komutanı ve 1600 asker isyancıların yanına geçiyor. Bu orduda morali altüst ettiği için bir de ayaklanma oluyor ve alt düzey subaylar ABD’nin izni dışında, seçilmiş hükümeti bir darbeyle deviriyor!
Bush Irak’ta yıllarca savaşıp sonunda ülkeyi İran’ın etkisine teslim etmiş oldu! Aynı Bush’un renkli devrimleri iflasla sonuçlandı. Ukrayna’da renkli devrimle başa gelen Yulia Tımoşenko şimdi hapislerde çürüyor! Gürcistan hem Rusya’yla savaşma cüretini gösterdiği için bölündü, hem de ABD’nin adamı Mikail Saakaşvili seçimleri kaybetti.
Obama, Sarkozy ile birlikte Libya’yı “özgürleştirdi”, Libyalılar da ona büyükelçisini linç ederek teşekkür ettiler. Şimdi yine Obama Kuzeybatı Afrika’da, Büyük Sahra bölgesinde kendi eliyle kendi destekçisi rejimin kuyusunu kazmış oluyor. Bazılarının her şeye kadir sandığı emperyalizmin durumu bu işte! Afganistan, Lübnan ve diğerlerini saymıyoruz bile.
Fransa’nın Mali’de yenilgisi ilk bakışta İslamcılar için, El Kaide için bir zafer olacaktır. Ama emperyalizmin yenilgisi, dünya halkları için her zaman en önemli şeydir. Bütün tehlikelerin nihai cevabı ise Arap devrimini yayarak İslamcılığın yerine sürekli devrimin zaferi için mücadele eden güçleri öncü hale getirmektir.