Özel hastane patronlarının ağlamasına mendille değil, kamulaştırmayla cevap verilmelidir!

Ertuğrul kasım

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) verilerine göre 2024 yılında hastanelere toplam 660 milyon başvuru olmuş. Özel hastanelere başvuru sayısı ise yaklaşık 66 milyon (toplam hastane başvurularının %10’u). OHSAD (Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği), Eylül ayında bu istatistikleri işaret ederek “Özel hastanelere GSS başvuruları dibe vurdu” başlığıyla bir açıklama yayınladı. Oysa özel hastanelere başvurular ne dibe vurdu ne de özel hastanelerin sağlık sistemi içindeki ayrıcalıklı konumları değişti. 

Türkiye’de özel hastaneler Cumhuriyetin ilk yıllarından beri vardı. Ancak sağlık sisteminin ana aktörü haline gelmeleri AKP iktidarının 2003’te başlattığı “Sağlıkta Dönüşüm Programı - SDP” sonrasında oldu. İlk önce, sevk işlemi yapılmadan özel hastanelere başvurunun önü açıldı. Daha sonra (2006-2008) SGK’nın özel hastanelerden hizmet satın alması uygulaması başladı. Artık vatandaşlar “fark ücreti/ilave ücret” ödeyerek istedikleri özel hastaneye başvurabilecekti. 

Bu gelişmelerle beraber özel hastane başvurularında patlamalı bir yükseliş yaşandı. SDP’nin başladığı yıllarda özel hastanelere başvuru sayısı yaklaşık 5 milyonken (toplam hastane başvurularının %4’ü), 2009 yılına gelindiğinde bu sayı 60 milyona (toplam hastane başvurularının %26,4’ü) ulaşmıştı. Daha sonra başvuru sayısı 2015 yılında (90 milyon) tavan yaptıktan sonra azalışa geçerek 2024 yılında 66 milyon oldu.  

OHSAD patronlarının ağlamasının esas sebebi başka. Onlar başvuru sayısı azalırken kârlarından zarar etmek istemiyorlar. SGK’dan aldıkları pastanın artırılmasını istiyorlar. Oysa zaten özel hastanelere başvuran hasta sayısında ve oranında azalma olmasına rağmen SGK’nın özel hastanelere yaptığı birim ödeme yıldan yıla artıyor. 2012’den 2024’e gelene kadar özel hastanelere hasta başına ödenen tutar yaklaşık 9,5 kat artarken, devlet hastanelerine kıyasla yaklaşık 2 kat artmış. 2024 yılında SGK özel hastanelere, devlet hastanelerine göre hasta başına 3 kat daha fazla ödeme yapmış.

Özel hastaneler, yasaya göre SGK’nın ödediği ücretin en fazla %200 kadarını “ilave ücret” olarak alma hakkına sahip. Bu da branşına göre değişmekle beraber yaklaşık 250-350 lira kadar ek bir ücret anlamına geliyor. Buradan soruyoruz: Herhangi bir özel hastaneye başvurunuzda talep edilen ücretler bu mu? OHSAD açıklamasında bu itiraf ediliyor: “Ya yaşamak, hayatta kalmak için vatandaştan alacaksınız, kural ihlal edeceksiniz, ya da kapanacaksınız.” Hem SGK’dan aslan payını al hem de vatandaştan kopar koparabildiğini.

Ekonomik kriz koşullarında özel hastane faturalarını işçilerin ve emekçi halkın ödemesi imkânsız hâle geldi. Bu nedenle hastane başvuruları, kamuya kaydı. Ancak kaynaklar kamuya aktarılması gerekirken özel hastane patronlarına akmaya devam ediyor. Özel hastanelerin varlığı, kamu sağlık hizmetlerinin nitelikli şekilde verilmesine engel olmakta, işçilerin ve emekçi halkın sağlığına zarar vermekte. 

Nitelikli, ücretsiz, eşit-ulaşılabilir, devlet eliyle planlanan sağlık hizmetinin önünde engel olan özel hastanelerden SGK’nın hizmet satın alması derhal durdurulmalıdır! Özel hastanelerdeki “ilave ücret” soygununa göz yumulmasına son verilmeli, denetimler artırılmalı, cezalar caydırıcı hale getirilmelidir! Konkordato/iflas ilan eden özel hastaneler kamulaştırılmalı, buralarda çalışan sağlık emekçilerine kamuda istihdam hakkı tanınmalıdır! Kaynakların tamamı kamu sağlık hizmetinin yararına kullanılmalıdır!

Bu yazı Gerçek gazetesinin Kasım 2025 tarihli 194. sayısında yayınlanmıştır.