Fabrikalardan Haberler - Ekim 2025

THY’de şartlar dışarıdan göründüğü gibi değil!
Merhaba değerli arkadaşlar, emekçi dostlar,
Ben THY’de çalışan bir emekçi kardeşinizim. Burada herkes bizlerin çok rahat olduğunu zannediyor fakat her şey dışarıdan göründüğü gibi değil. İnsanlara zorunlu mesai adı altında baskı yapılıyor. Bazı firmalar 6 ay deneme süresi, bazı firmalar da 3 ay deneme süresi koyuyor. Yıllık izinler tam kullanılmıyor, banka promosyonlarını bazı şirketler verirken bazılarında verilmiyor. Sendikalı yerlerde bilinçli işçi sayısı bir el parmaklarını geçmez. Yasal zorunlulukları yani haklarını bilmeyen işçi sayısı %90’nın üstünde. Bu da patronların işine geliyor. İnsan kaynakları istediği gibi at koşturuyor ve personelin haberi olmaksızın işten çıkarılıyor, neden sebep gözetmeksizin. Yani emeğin ve emekçinin halinden maalesef kimse anlamıyor vesselam. Öyle hayal edildiği gibi değil THY’nin iştiraklerinde çalışanların durumu. Ve tam aksine her an işte çıkarılma korkusu ile emekçiler işe geliyor, bu da gerçekten biz emekçiler için çok üzücü bir durum. Aşırı iş temposu, aşırı yoğunluk ve bitkin bedenlerin çarpışmasına dönmüş bir döngü içerisindeyiz maalesef. Şimdilik bu kadar diyorum ve koşullar ne olursa olsun şunu hiçbir işçi arkadaşım unutmasın istiyorum: Emek her zaman ayakta duracak ve mücadele edecek vesselam!
İstanbul Havalimanı’nda THY’den bir işçi

Sürekli sayıyı arttırıp patronun cebini doldurmak üzerine kurulu bir düzen
Selamlar Arkadaşlar,
Ben Çerkezköy organize sanayi bölgesinde enjeksiyon plastik fabrikasında çalışan bir işçiyim. Sizin de tahmin edebileceğiniz üzere diğer fabrikalardaki işçi arkadaşlarımızınkilere benzer biz de bazı konularda sıkıntı çekiyoruz. Genel olarak fabrika yönetimi işçilere ağır ve haddinden fazla bir şekilde zorluk çektiriyor. Makineler aşırı hızlılar ve bir işçi iki makineye bakıyor. Böyle bir fabrikada 2 makine yetmezmiş gibi iş durmasın diye moladaki arkadaşların da makinelerine bakmak, molaya çıkan işçiler birbirini yollamak zorunda kalıyor. Örneğin iki makineye bakan bir işçi, arkadaşını molaya gönderdiği zaman dört makine bakmak zorunda kalıyor. Bu bir eziyet, işkence. Bizim bu makinelerimiz 300 ton basarak enjeksiyon yapıyor. Böyle bir güç üreten bir makineye bir tane işçi bakması gerekir. Ama biz yeri geliyor dört makineye bakıyoruz. Sürekli sayıyı arttırıp patronun cebini doldurmak üzerine kurulu böyle bir düzen kimseye rahat vermez. İşçi fabrikada değer görmüyor. Biz değer görmüyoruz. Bize bunu yapmaya kimsenin hakkı yok. Bugün yazmak istediğim sorun budur. Sorunun çözümünün ise yine bizde olduğunu biliyoruz. Bu sayfalarda farklı fabrikalardan işçilerin yaşadığı sorunların da benzer olduğunu okuyoruz, sonra aynı fabrikalarda işçiler örgütlendiğinde, sendikalaştığında durumun nasıl değiştiğini de okuyoruz. Genç bir işçi kardeşiniz olarak sizlerin düşünce ve tecrübelerinden faydalanmak bize de yol gösteriyor.
Çerkezköy’den enjeksiyon fabrikasından bir işçi
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ekim 2025 tarihli 193. sayısında yayınlanmıştır.