Çatalca Polonez direnişinden bir işçi: Türkiye’deki bütün emekçilerin direniş sembolü haline geldik ve bu bize ayrı bir sorumluluk veriyor

Çatalca Polonez direnişinden bir işçi: Türkiye’deki bütün emekçilerin direniş sembolü haline geldik ve bu bize ayrı bir sorumluluk veriyor

Ben Polonez’de direnen Tekgıda-İş üyesi bir işçiyim. 2007’den beri Polonez’deyim. 2021 tarihinde fabrikanın Ürdünlülere satılmasına kadar şartlar çok iyi olmasa da fabrikadaki arkadaşlık ortamının güzel olmasından dolayı çalışıyorduk. Satan tarafın satın alanlara vadettiği iki katı tonajı yakalamak için sürekli mesaiye bırakmalar, yoğun iş temposu ve mobbingler artık yeter dedirtti ve hakkımızı almak için 15 Temmuz 2024’te sendikaya başvurduk. Üyelik işlemlerimizi 24 saatte yüzde 70 civarında tamamladık. Firma sahibi olayı fark edince benim de aralarında olduğum, liderlik yapan 13 arkadaşımızı işten çıkardı. Bu direnişimizin başlangıcıydı, içeride kalan üyeler bizi desteklemek için iş bırakma eyleminde bulundu. Genel müdür buna karşı yüzde 25 zam ve bir maaş ikramiyeyle direnişi kırmak istedi fakat arkadaşlarım bunu kabul etmeyip işten atılanların geri alınmasını aksi takdirde işbaşı yapmayacaklarını beyan ettiler.

Dışarıdaki 13 kişi olan bizlerin içerideki arkadaşlarımızla irtibatını kesmek için araya ses perdeleri, tırlar vs. koyarak engellemeye çalıştılar. Böyle olamayacağını anlayan patron kıyımlara devam etti, peyderpey toplam 133 arkadaşımızı haksız hukuksuz bir şekilde Kod 46’dan işten çıkardı. Biz bu süreçte bugüne kadar ilk gün nasıl dirençliysek yine aynı inanış ve dirençle yolumuza devam ediyoruz. İlk günden beri bizi yalnız bırakmayan Devrimci İşçi Partisi, ekmeğimizi suyumuzu aşımızı bizimle paylaştı. Bize ilk günden bugüne nasıl direneceğimizi öğretti çünkü biz haklarımızı bilmiyorduk. Tekgıda-İş sendikası önderliğinde emekleyen bebeklerden koşan atletlere döndük, bizi biz yapan dayanışmamız, saygı ve sevgi ortamımız. Dayanışma derken çok küçük bir anekdot anlatabilirim. İçerideki üye arkadaşlarımız aldıkları yüzde 25 zam bizim hakkımız değil diyerek o zammı alıp dışarıda ihtiyacımız var diye bize gönderdiler. Elektrik faturasını ödeyemeyen vatandaş bize içme suyu getiriyor. Biz bu sinemanın oyuncularıyız, bizim bu sinemamızın kapalı gişe oynamasına vesile olan basın yayın organları, siyasi partilerimiz, STK’larımız ve sendikalarımızdır.

Bizler burada bir şeyin farkına vardık. Biz gücümüzün farkında değilmişiz ama şimdi farkındayız ve buraya gelen dostlarımız bize diyor ki, siz Türkiye’deki bütün emekçilerin direniş sembolü haline geldiniz. Bu bize ayrı bir sorumluluk veriyor, direniş alanımızdaki her arkadaşımız artık bunun bilincinde ve bunun için de 7/24 direniş alanımızı boş bırakmıyoruz. Bu bir hak mücadelesi ve haklı olduğumuzu biliyoruz. Bunu basın açıklamasıyla Çalışma Bakanlığı da tasdikledi. İyi ki bu eylemi başlatmışız, iyi ki Tekgıda-İş sendikasını tanımışız, iyi ki bu yolu beraber yürüyoruz. Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!

Çatalca Polonez direnişinden bir işçi

Bu yazı Gerçek gazetesinin Eylül 2024 tarihli 180. sayısında yayınlanmıştır.