Hayat pahalılığına ve konut sorununa karşı emekçi halkın çözümü için örgütlenelim ve mücadele edelim!
İktidarın ekonomik krize çözümü işçinin emekçinin karşısında patronların ise yanında olmak. İktidar fabrika patronlarının, bankaların, müteahhitlerin çıkarını düşünüyor. İşçilerin, emekçilerin hükümetten hiçbir umudu yok. Tüm zenginlikleri üreten bizleriz ama sofrasına giren ekmeği günden güne küçülen yine bizleriz. İktidar bizi açlığa mahkûm etmek istiyor ama çözüm; göçmen- yerli demeden, Alevi-Sünni demeden, Kürt -Türk demeden, ayrı gayrı demeden birlikte mücadele etmemizde yatıyor.
Çarşıda pazarda fiyatlar el yakıyor, mutfaktaki yangın sönmüyor!
Hayat pahalılığı emekçi halkın belini bükmeye devam ediyor. İğneden ipliğe her şeyin fiyatı artarken, elimize geçen paranın kıymeti ise günden güne eriyor. Devletin açıkladığı enflasyon rakamları gerçeği yansıtmıyor. Gerçek enflasyonu pazardan, marketten, kırtasiyeden, ödediğimiz faturalardan, yükselen ev kiralarından zaten anlıyoruz. Pazar çantaları dolmuyor, halkın kursağından et geçmiyordu artık sebze ve meyve de geçmez oldu. Emekçi halk hayat pahalılığını cebinden biliyor, açıklanan rakamlardan değil. Bu yıl yapılan bir ankete göre halkın yalnızca yüzde 6’sı resmi enflasyon rakamlarının doğru olduğuna inanıyor, yani neredeyse kimse devletin doğru söylediğine inanmıyor. Gerçekler gün gibi ortadayken, kim nasıl inansın zaten!
Devlet ekonomiyi yönetmekten aciz. Her şeyi sermayenin çıkarlarına, piyasanın acımasız ellerine bırakmış durumda. Emekçi halk ise kendi kaderine terk edilmiş, enflasyonun yarattığı yükün altında ezildikçe eziliyor.
Hayat pahalılığına emekçi halkın çözümü: Fiyat denetim komiteleri! Ücretlerde ve iş saatlerinde eşel mobil!
Hayat pahalılığının çözümü hem fiyatların kontrol altına alınmasını hem de emekçi halkın güvenceli iş sahibi olmasını ve gelirlerinin artmasını gerektiriyor. Fiyatların çarpıtılmasına karşı sendikalar ve tüketici örgütleri fiyat denetim komiteleri oluşturmalı. İşçi ücretleri eşel mobil (oynak merdiven) uygulaması ile fiyat denetim komitelerinin belirlediği enflasyon oranında altı ayda bir değil her ay otomatik olarak arttırılmalıdır. Yoksulluk sınırının altındaki ücretler gelir vergisinden muaf tutulmalıdır. İşsizliğin çözümü için ise, devlet istihdam yaratan bir yatırım seferberliğine girişmeli, iş saatleri herhangi ücret kesintisi olmaksızın kısaltılmalı ve var olan işler çalışan nüfus arasında paylaştırılmalıdır. Bu çözümler milyonların çıkarınadır ve sadece bir avuç sömürücü azınlığın kârlarının azalmasına neden olacaktır!
Emekçi halka konut, öğrencilere yurt yok! Milyonlarca boş konut müteahhitlerin ve para babalarının elinde! Emekçi halkın çözümü kamulaştırma!
Temel ihtiyaçlarda yapılan zamlar yetmezmiş gibi şimdi de ev kiralarına her an zam geliyor. Rakamlar bir hafta bile sabit kalamıyor. Artan kiralarla ilgili Erdoğan “bir sorun görmezken” binlerce öğrenci evsiz yurtsuz kalmış barınamıyor. Ülkede iki milyon konut fazlası varken artan kiralara herhangi bir denetim ya da kısıtlama getirilmiyor. Halkın en temel haklarından biri olan barınma hakkı gasbediliyor. Derhal emekçi halkın yararlanacağı, insani koşullarda barınma! Evler artık oturanların olmalı! Müteahhitlerin elindeki konut fazlaları derhal kamulaştırılmalı!
Eğitim öğretim yılı başladı ama büyük zamlarla ve devasa bir yurt eksikliğiyle. Erdoğan’ın “gözünüze dizinize dursun’” dediği yurtlar açılan kontenjanları karşılamıyor. Öğrenciler kelimenin tam anlamıyla sokakta kaldı. Devlet yeterli sayıda yurt yapmıyor, gençleri ya tarikat yurtlarının ya da fiyatları karşılanamayacak kadar yüksek olan özel yurtların insafına bırakmış durumda. Özel yurtlar derhal kamulaştırılmalı! Tüm öğrencilere ücretsiz ve nitelikli devlet yurtları sağlanmalı!
Hükümetten de devletten de fayda yok, çözüm örgütlü mücadelede!
İşçiler emekçiler bizi ezmeye çalışanlara karşı, işimize ekmeğimize göz koyanlara karşı, gelin ayrı gayrı demeden birleşelim. Örgütlü mücadele ile ekmeğimizi hep birlikte büyütelim. Bu kavga ekmek kavgası, bu kavga hürriyet kavgası. Yüzde bir olan kan emici patronların karşısına yüzde 99 olarak çıkalım. Yoksulluğa, hayat pahalılığına, her gün yapılan zamlara, kölece çalışma koşullarına mahkûm değiliz. Tüm bu yoksulluğu bitirmek için masaya yumruğumuzu vurma zamanı. İşçiler, emekçiler birleşin! Ayrı gayrı yok!