ABD’nin destroyer diplomasisi ve istibdadın teslimiyeti
Terör tehdidi gerekçesiyle NATO üyesi bir dizi ülkenin (Almanya, Hollanda, Kanada vb.) İstanbul’daki konsolosluklarını kapatması kamuoyunda tartışılırken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu bu ülkeleri eleştiren özellikle de ABD’yi suçlayan sert açıklamalar yapmıştı. Özellikle Amerikan Büyükelçisi’ni hedef alan Soylu, ABD büyükelçilerini geçmişten bugüne ülkeyi karıştırmakla, darbe tezgahlamakla suçladı. Terör tehdidine dair istihbaratın kaynağı olan ABD ise diğer NATO ülkelerinden farklı olarak İstanbul’daki konsolosluğunu kapatmadı. Bunun yerine USS Nitze isimli Amerikan destroyerini İstanbul Boğazı’na getirdi, Dolmabahçe açıklarında demirletti, gemiye gelen Büyükelçi Jeffry Flake yanına gemi kaptanını ve İstanbul Başkonsolosunu alarak basının karşısına çıktı.
Jeffry Flake açıklamalarını her yerden görülebilecek şekilde seçilmiş büyük bir Amerikan bayrağının (yanında direğe çekilmiş küçük bir Türk bayrağı ile) ve USS Nitze’nin yakın dönemde Yemen halkının üzerine ölüm kusan silahlarının altında yaptı. Gemi kaptanının kadın olması bile tesadüf olarak görülmemeli. Emperyalistler en kirli işlerini “medeniyet” ambalajına sarmayı severler. Ve yine ABD, Türkiye’deki istibdadın erkek egemen, kadın düşmanı politikalarının yarattığı zaafı değerlendirmeden geçmemiştir.
Flake’in güvertede yaptığı açıklama kısa ve netti: “ABD ve Türkiye NATO’nun iki önemli müttefikidir!” Kelimeler dostça görünebilir. Ama nerede ne zaman ve nasıl söylendiği önemlidir. ABD gözdağı vermektedir. Burada hiç şüphesiz ki Süleyman Soylu’ya da bir cevap vardır. Ama gözdağı tüm Türkiye halkınadır. ABD diğer NATO ülkelerinden farklı olarak konsolosluğunu kapatmamış (ABD konsolosluğu Boğaziçi’ne nazır bir tepede İstinye’de bulunmaktadır) ve destroyerini getirerek, daha sonra Gölcük’te Ford fabrikasının karşısına demirleyerek Türkiye’deki Amerikan çıkarlarını silahla korumaya niyetli olduğunun mesajını vermiştir. Bu memleketin iç güvenliğinden sorumlu İçişleri Bakanlığı’na yönelik bir güvensizlik gösterisinin ötesinde apaçık bir aşağılamadır. Ama esas tüm Türkiye halkına ülkenin boynuna geçirilmiş NATO ve Amerikan boyunduruğunu hatırlatmaktadır.
Gemide yapılan müttefiklik vurgusuna ek olarak, NATO resmi twitter hesabından Türk hava Kuvvetleri’ne ait F16’ların resmi ile birlikte “hayırlı cumalar” mesajı verilmiş ardından USS Nitze Türk Deniz Kuvvetleri’nin misafiri olarak Gölcük’te demirlemiştir. Yani ABD Soylu’ya “sen istediğin kadar konuş devletin NATO üyesidir, NATO’nun da patronu benim ve Türk Silahlı Kuvvetleri de benimledir” mesajı vermektedir. Ve Soylu ne kadar bağırıp çağırsa da, Amerikalılara küfür bile etse, Türkiye NATO’dan çıksın demediği ve diyemediği için emperyalist efendisine boyun eğmiştir. Bu durumdan iktidar kavgası veren tüm düzen güçleri gereken mesajı almış olmalıdır. Bu düzende iktidarın yolu ABD’ye teslimiyetten geçmektedir.
Emekçi halkımız verilen mesajı anlamalı ama bu yaşananlardan kendi için ders çıkarmalıdır. İçi boş hamasi nutuklardan ibaret bir Amerikan karşıtlığı ile halka yalan söyleyen istibdad rejimi pratikteki tutum ve eylemleriyle emperyalizme karşı milletin boynunu eğmektedir. NATO ve patronu ABD, Türkiye için başlıca güvenlik tehdididir. Ama daha önemlisi bu tehdit dışarıdan gelmemekte, İncirlik’te, Kürecik’te, Buca’da, tüm NATO ve Amerikan üslerinde yuvalanmakta, ekonominin damarlarında dolaşan dolarla tüm yaşamın hücrelerine sirayet etmektedir, iktidarıyla muhalefetiyle tüm düzen siyaseti Amerikan silahı ve doları karşısında hazır ola geçmektedir.
Bu toprakların hem sözüyle hem eylemiyle anti-emperyalist olan devrimci geleneği, kürsüye çıkıp Amerikan karşıtı nutuk atan, inince ABD’nin karşısında el pençe divan duranlardan ışık yılı kadar uzaktadır. Denizler, Sinanlar, Mahirler anfilerde nutuk da atmıştır, 6. Filo askerlerini Dolmabahçe’de denize de dökmüştür, Amerikan üslerini silahla da basmıştır, darağacında da “kahrolsun Amerikan emperyalizmi” sloganıyla ölüme gitmiştir. Amerikan emperyalizminin boyunduruğu istibdadın hamasi nutuklarıyla değil emekçi halkın devrimci geleneğe sahip çıkan bir anti-emperyalist seferberliği ile, NATO’dan çıkarak, İncirlik, Kürecik başta olmak üzere tüm emperyalist üsleri kapatarak kırılır.