Bakırköy Belediyesinden bir işçi: Bir mevsim (100 gün)
Örgütlü olduğumuz Belediye-İş sendikası ile; bir mevsim (100 günlük) mücadelemiz büyük bir yenilgiye uğratılmıştır. 25 Ekim’de başlatmış olduğumuz yasal grev sürecimiz 1 Şubat’ta sona ermiştir. Grev sürecimizde Belediye-İş sendikasının maddi ve manevi imkanları ile örgütlü olan işçilerin desteğini alarak iyi bir duruş sergilemiştik. Direniş ruhunu geliştirmek için davullar çalmış, halaylar çekmiş, sloganlar atmış, çeşitli etkinlikler düzenlemiştik. Türkiye'nin her tarafından örgütlü olduğumuz belediyelerdeki üyelerimizi grev alanına taşıyarak direnişteki işçilerin gücüne güç katarak, direnişçilerin direncini artırmıştık. Bu arada çeşitli siyasi partiler, sendikalar, dernekler ve diğer sivil toplum örgütleri sık sık ziyaretlerde bulunmuşlardı.
Grev süreci tamamen genel merkez yöneticimiz ve şube başkanımız tarafından yürütülmüştü. Şube yönetimi ve temsilci arkadaşlarımız olması gereken çalışmalarını yapmakta eksik kalmışlardı. Aynı zamanda komiteler oluşturulmuş fakat çalıştırılmamışlardı. Covid-19 salgınının çok yaygın olduğu bu dönemde, hastalığa yakalanan birçok arkadaşımız olmasına rağmen, direncimiz artarak direnişimiz devam ediyordu. Ta ki 95. günde ne olduğunu anlamadığımız bir şekilde sendika genel merkez yöneticimizin bir anda ortadan kaybolup, daha sonrasında şube başkanımızın “İşçiler direnişi sonlandırmak istiyor grevi bitireceğiz” yalanına kadar.
100. gün sonuç:
Kırmızı çizgimiz olan
1-İşten atılan işçiler, işine dönmedi
2-Her yıl iş sözleşmesi yenilenerek giriş-çıkışlar kaldırılmadı.
3-Grev kırıcılar sözleşmeden yararlandırıldı.
Yevmiyelere 2020 için %6, 2021 için %8, 2022 için %11 ve sosyal haklara %0 zam oranları ile anlaşma sağlandığını açıklaması ile grevimiz sona erdi. İşçiler bu durumun kabul edilemez olduğunu şube başkanını toplantıya çağırarak, ısrarla “grevimizi bu şekilde bitirmeyin” demesine rağmen, gereğini yapacağını söyleyerek sözleşmeye imza attı. 6356 sayılı kanuna göre “Greve katılmayan işçiler sözleşme farklarından yararlanamaz, aksi hüküm bulunmadıkça” hükmü olmasına rağmen, işverenin dayatması ile grev kırıcılarını bu sözleşmeden yararlanmaları için, bir anlaşma tutanağı ile yararlanmalarını işverenle beraber imza altına aldılar. Gelinen noktada, henüz işbaşı yapmanın 17. gününde 8 şirket personeli işten atıldı. 21. gününde ise greve çıkan işçilerden kadrolu işçi olan 10 kişi iş akitleri fesih edilerek işten atıldı. 85 kadrolu işçinin görev yerleri değiştirilerek sürgün edildi. Bakırköy Belediye başkanı ile yapılan görüşmede her ay 10 kişiyi işten atacağını söyledi.
Ciddi anlamda sendikal bürokrasi sorunu var ve bu sorun emekçiler tarafından tartışılıyor. Emekçiler nasıl bir çıkış yolu bulunacağı noktasında çözüm arayışı içerisindeler. Netice itibarıyla demokratik, şeffaf, katılımcı bir anlayış sendikalara hakim olmadıkça, çok yüksek maaş ve imkanlarla beslenen sendikal bürokrasiden kurtulmadıkça yaşadığımız sorunlara benzer sorunlar devam edecektir. Emekçilerin mücadele ve eylem kararları, sendikacıların toplandığı otel odalarında değil, işçilerin çalıştığı işyerlerinde alınmak zorundadır. Kahrolsun sendika ağaları, yaşasın işçilerin birliği!
Bakırköy Belediyesinden bir işçi
Bu yazı Gerçek gazetesinin Mart 2022 tarihli 150. sayısında yayınlanmıştır.