AKP ve MHP seçimlere sosyal medya yasaklarıyla hazırlanıyor
AKP ve MHP’nin seçim barajını yüzde 7’ye indirmekte anlaştığı biliniyor. Seçim sisteminin diğer boyutları üzerinde de iki parti çalışmalarını sürdürüyor. Bu çalışmalarda seçim sisteminin demokratikleştirilmesi, halk iradesinin sandığa yansıması gibi kaygılar elbette yok. Tek dert mevcut iktidarın kaybettiği oy desteğini seçim sistemindeki oynamalarla telafi etmek. Yüzde 7 barajını bile bu sebeple, Millet İttifakı’ndan ayrılanlar olur, HDP belki bölünür, muhafazakâr Kürtler yeni parti kurup seçime girer beklentisiyle gündeme getirdiler. Yoksa derdi halk iradesi olan barajı tümden kaldırırdı.
Her halükârda Erdoğan yeniden cumhurbaşkanı olmak için iki turun sonunda yüzde 50 artı 1 oyu kolay kolay alamayacağını görüyor. Oylarını arttırmak için ekonomiyi düzeltmesi lazım ama pek kolay değil. Dış politikada sıkıştı. İçeride ise muhalefetten çok kendi arka bahçesini kontrol etmekle meşgul. Hal böyle olunca, istibdad rejimi yine tek yapabildiği şeyi devreye sokarak baskı ve yasaklardan medet umuyor. Son dönemde “yalan terörü” lafı Erdoğan’ın dilinden düşmüyor. Sosyal medyada yalanlara karşı yasal düzenleme yapacaklarmış. Basbayağı sosyal medyaya sansür getiriyorlar. Ama aralarında tartışma varmış, bir haber ya da bilginin yalan olduğuna kim karar verecek? RTÜK mü, BTK mı, İletişim Başkanlığı mı, mahkemeler mi? Sansürde anlaşmışlar sansürcüyü tartışıyorlar.
Unuttukları bir şey var. Sosyal medya halkın öfkesinin yansıdığı mecralardan sadece bir tanesi, Her mahallede, her sokakta, her okulda, her fabrikada, her işyerinde halkın isyanı büyüyor. Bu sansür girişimi meclisten geçse bile halkı susturamaz. Ancak öfkenin büyümesine ve iktidarın ömrünün kısalmasına neden olur.