Tuzla Chen Solar’dan bir işçi: Göçmen nefretine geçit yok! Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği!
Merhaba Yoldaşlar, bugünlerde fabrikada 6 Eylül’e yetiştirmemiz gereken bir siparişin koşuşturması var. Koşuşturmanın sebebi patron tarafının hatalı planlaması. 6 Eylül bizim toplu izine çıkacağımız tarih. Biz toplu izine çıktığımızda fabrikadaki makinalar da yenilenecek. Yönetim, bizden o tarihe kadar kalabildiğimiz kadar mesaiye kalmamızı istiyor ama aynı zamanda siparişi yetiştiremezsek “planlarımızın aksayacağını” söylüyor. Bu izin tarihini ertelemek anlamına geliyor. Yönetimden kaynaklı bir hatanın üstesinden gelmek için herkes canla başla çalışıyor fakat yönetim hala olası bir aksaklığın bedelini bizlere ödetmeye çalışacağını ima ediyor. Biz şaşırmıyoruz onlar ise utanmıyorlar.
Bu günlerde sosyal medyada veya günlük hayatımızda göçmen karşıtlığına şahit oluyoruz. İnsanların yaşadıkları toprakları bırakıp gelmelerine kimlerin sebep olduğunu, göçmenlerden en çok kimlerin faydalandığını ve göçmen karşıtı söylemleri kimlerin ortaya attığını görmemiz gerekiyor. Şu günlerde göçün artışına sebep olan her ne idiyse, bu göçmenlerin kontrolünde olan bir şey değildi. ABD çıkarları doğrultusunda Afganistan’dan çekildi. Türkiye çıkarları doğrultusunda Kabil Havalimanı’na yerleşmeyi kabul etti. Türkiye’nin çıkarları derken bahsettiğimiz Türkiye sermaye sınıfının çıkarları tabii ki. Yarın öbür gün, patronlar, insanları yerinden yurdundan etmeleri yetmiyormuş gibi bir de onları düşük ücretlerle çalıştıracak, bize de şunu diyecekler: “Sen bu paraya çalışmıyorsan senin yerine çalışacak olan var.” Daha sonra patronların yayın organları göçmenlerin nasıl işsizliği arttırdığını, düşük ücrete çalıştığını ve yerli işçi, emekçiye zarar verdiğini yazıp duracak. Bu vesileyle aynı sınıfın parçası olan göçmen ve yerli işçileri bölmeye çalışacaklar. Kısacası, sorunu yaratan da bu sorundan faydalanan da sermayedarların kendileri. Göçlerden en çok zarar görenlerin toplumun en alt tabakasındaki yoksullar, işçiler, emekçiler olduğu bir gerçek. Bu göç eden taraf için de geçerli, göç alan taraf için de. Ama bunun çözümü göçmenlere nefret duymak, göçmen düşmanlığını dillendiren politikacıların peşine düşmek değil. Bunun çözümü sınıf temelli bir birleşme. Biz işçilerin, emekçilerin, yoksulların, toplumun tüm ezilen gruplarının tek kurtuluş yolu hep beraber örgütlü mücadeledir. Bu mücadelede de göçmen nefretinin yeri yok. Yaşasın işçilerin birliği, halkların kardeşliği! Yaşasın örgütlü mücadelemiz!
Tuzla Chen Solar’dan bir işçi
Bu yazı Gerçek gazetesinin Ağustos 2021 tarihli 143. sayısında yayınlanmıştır.