“Demir kubbe” çöktü! Siyonist saldırganlık direniş duvarına çarptı!
Siyonist ordu vahşice saldırmasına, çocuk sivil demeden katliama girişmesine rağmen bir kez daha Filistin halkının direnişiyle püskürtüldü. 21 Mayıs’ta Gazze’de ateşkes sağlandı. Mayıs ayında Siyonist İsrail’in önce Kudüs’ün Şeyh Cerrah Mahallesi'ndeki Filistinlileri, 1948’den beri yürüttüğü etnik temizlik projesi kapsamında evlerinden atma girişimi, bunu protesto eden Filistinlilere tarihsel Filistin topraklarının her noktasında yaptığı saldırılarla devam etmişti. İsrail ayrıca, bu saldırılarına karşı meşru savunma hakkını kullanan 11 Filistin direniş örgütüne, Gazze’de sivilleri bombalayarak yanıt verdi. İsrail’in vahşi saldırıları sonucunda 65’i çocuk 243 Filistinli yaşamını yitirdi.
Fakat, direniş örgütlerinin roketleri, bu sefer her zamankinden daha başarılı oldu. Emperyalizm destekli Siyonist İsrail ordusunun aşılamaz denilen "Demir Kubbe"si, atılan 4.000’den fazla roketin %20’sini engelleyemedi. İsrail askerî kayıplarının giderek artacağını ve siyasî maliyetin de çok yüksek olacağını görerek bir kara operasyonuna girişemedi.
Mısır’ın arabuluculuğunda yapılan ve 21 Mayıs’ta sabaha karşı başlayan ateşkesin ardından, bilanço oldukça açıktır. Şeyh Cerrah’taki tahliyeler şimdilik de olsa durduruldu. Filistin örgütlerinin askerî yetenekleri İsrail’i şaşkınlığa sürükledi. Demir Kubbe efsanesi ciddi şekilde yara aldı. Hatta Biden ateşkes sonrası mesajında özellikle Demir Kubbe’yi güçlendirmekten bahsetmek zorunda kaldı.
Batı Şeria’da bulunan, başında Mahmut Abbas’ın olduğu işbirlikçi “Filistin Yönetimi”nin birtakım bahanelerle seçimleri ertelediği bir ortamda, Gazze’deki 11 Filistin direniş örgütünün omuz omuza vermesi son derece önemliydi. Bu örgütler birleşik bir cephe oluşturarak düşmana karşı iyi bir sınav vermiş oldu. Batı Şeria ve Kudüs’ün yanı sıra 48 topraklarında yaşayan Filistinliler de sokaklara döküldüler ve Siyonist işgalciye Filistin halkının teslim olmayacağını gösterdiler. Netanyahu’nun askerî şovu yarıda kesildi. Tüm dünyada insanlar Filistin halkına destek olmak için yürüyüşler düzenlediler. Avrupa emperyalizminin merkezlerinde kamu binalarına İsrail "bayrağının" asılması gibi işgalciyle dayanışma girişimleri halkta karşılık bulmadı. Ama Filistinlilerle kol kola Siyonizmi kınayan Yahudi gençlerin fotoğrafları konuşuldu ve sosyal medyada ağırlıklı olarak bunlar paylaşıldı.
Burada, Siyonistlerin kendi başlattıkları bir saldırıda geri adım atmak zorunda kaldıklarını, başarısız olduklarını ve bunda asıl olarak diplomasinin değil, 11 direniş örgütünün verdiği karşılığın belirleyici olduğunu görmek gerekir. Filistin halkının mazlum olduğunu, İsrail’in işgalci olduğunu kabul eden ama Filistinli direniş örgütlerinin yöntemlerine şu ya da bu gerekçeyle karşı çıkan kesimler bu gerçeği anlamalıdır. Filistin halkının, protestoyla, yürüyüşle, taşla, bıçakla, silahla ve nihayet roketlerle gerçekleştirdiği direniş Siyonist saldırganlığın sebebi değil sonucudur. Bu direniş olmazsa Filistinli bebekleri, çocukları ve tüm sivil halkı ne işbirlikçi rejimlerin (Türkiye dahil) ne de Birleşmiş Milletler’in koruduğu ve koruyacağı tecrübeyle sabittir.
Direniş sayesindedir ki gerçekleştirdiği saldırı ile Siyonist kamuoyundan puan kapmayı hedefleyen Netanyahu’nun oyunu yarıda kesilmiştir. "Roketler kesilmedikçe ateşkes yok" diyen İsrail’e, direniş örgütleri ateşkesin başladığı saate beş dakika kalana dek roket atmayı sürdürmüştür.
Şimdi yapılması gereken açıktır. Biden Demir Kubbe’yi güçlendirecektir, Filistin dostları ise Siyonist İsrail üzerindeki baskıyı ve Filistin direnişine desteği arttırmalıdır!
Türkiye, İsrail ile tüm siyasî, ticarî ve istihbarî ilişkilerini hemen kesmeli, BDS hareketinin taleplerine kulak vermelidir!
İsrail’e boykot! Filistin’e tıbbi, insani, ekonomik, siyasi, diplomatik, askeri her türlü destek! Ukrayna’da, Suriye’de, Libya’da emperyalist taşeronları değil Filistin direnişi silahlandırılsın!
Zorlu Holding gibi Siyonist işbirlikçisi şirketlerin İsrail’deki yatırımlarını geri çekmesi sağlanmalıdır! Türkiye’nin tüm limanları İsrail gemilerine kapatılmalıdır! Liman, nakliyat ve taşımacılık işçileri İsrail gemilerine yükleme, boşaltma vb. yapmayı reddetmelidir!
Yeni bir saldırıyı beklemeden, Türkiye, hava sahasını askeri, sivil tüm İsrail uçaklarına kapatmalıdır!
Türkiye NATO’dan çıkmalıdır! İsrail’e kalkan olmaya son vermelidir! İsrail’e kalkan olan Kürecik radar üssü derhal kapatılmalıdır!
Yıkılsın Siyonist İsrail devleti! Nehirden denize özgür Filistin!
Filistin halkının zaferi için uluslararası dayanışma çağrısı
Saldırılar sürerken, Hristo Rakovski Uluslararası Sosyalist Merkezi ve RedMed internet ağı tarafından14 Mayıs’ta “Kudüs Savaşı, Filistin halkına karşı açılmış bir savaştır! İsrail’in sömürgeci ve ırkçı taarruzunu durduralım! Filistin halkının zaferi için mücadele edenlere selam olsun!” başlıklı bir bildiri yayınlandı. Türkiye’den Devrimci İşçi Partisi (DİP) ve Emperyalizme ve Siyonizme Karşı Filistin Dostları’nın imzacı olduğu bildiriye ayrıca Yunanistan’dan İşçilerin Devrimci Partisi (EEK), Rusya’dan Birleşik Komünist Parti (OKP) ve Sovyetler Birliği Derneği, Finlandiya’dan Marksist İşçi Birliği (MTL), Fransa’dan Devrimci Proleter Yeniden Doğuş (ROR), ve Bulgaristan’dan Dokumentalni Vakfı da imza koydu.
Yaşanan olayların gerçek nedeni olarak Siyonist etnik arındırma projesine işaret eden bildiri, İsrail’in uluslararası hukukun işgal altındaki bölgelere yaşayanların zorla yerlerinden edilemeyecekleri ilkesini çiğnediğini, Kudüs’ün iki belediye başkan yardımcısının etnik temizlik yaptıklarını itiraf ettiğini, Siyonistlerin bunu yaparken emperyalistlerin desteğini aldığını vurguladı. Filistin halkının topraklarına dönüş ve kendi kaderini tayin hakkı için emperyalistlere, gerici Arap rejimlerine, emperyalizm veya Siyonizm ile temelde bir sorunu olmayan, 2016’daki Mavi Marmara teslimiyeti sırasında Kudüs’ü aslında fiilen İsrail’in başkenti olarak tanıyan, emperyalist üsleri kapatmayı darbe girişiminden sonra bile önüne koymayan Erdoğan’a güvenilemeyeceğini ifade etti. Bildiriyi yayınlayan örgütler ayrıca dünyada ve bölgede işçi sınıfı örgütlerinin, devrimci Marksist hareketin ve emperyalizm karşıtı halk hareketlerinin görevinin, elden gelen her yolla Filistin halkıyla somut dayanışma içine girmeye çağırdı.