İşsizlikte vahim tablo sürüyor: Sermayenin düzeninde iş de aş da yok!
TÜİK’in açıkladığı istatistikler işsizlikteki vahim tablonun sürdüğünü gösteriyor. Mevsim etkisinden arındırılmış işsizlik oranı yüzde 13,8 ve işsiz sayısı 4 milyon 487 bin olarak açıklanırken DİSK, geniş tanımlı yani gerçek işsiz sayısının 7 milyona ulaştığını açıkladı. Genç işsizliği yüzde 25’in üzerinde ve her dört gençten bir işsiz. 2 milyon 720 bin genç ne eğitim öğrenim görüyor ne de bir yerde çalışıyor.
İktidar yandaşları algı operasyonundan vazgeçmiyor: Yaz iyimserliği mi kurnazlık mı?
Hükümete yakın kesimler turizm sektöründe 103 bin yeni istihdamın yaratılmış olmasını bir başarı tablosu olarak ortaya koymaya çalışsa da bu istihdamın ağır sömürüye bağlı ve geçici olduğu biliniyor. Açıklanan rakamlar Nisan ayını yansıtan anketlerden derlenmiş durumda. Yaz aylarında işsizliğin nispeten azalmasını beklemek olağandır. Ancak işsizlik olgusunu doğru şekilde ölçebilmek için mevsim etkisinden arındırılmış istatistik verileri kullanılır. Bu verilere bakıldığında TÜİK’in resmi açıklamalarında dahi son bir yılda işsizlik oranının düzenli şekilde artarak yüzde 10,3’ten yüzde 13,8’e geldiği görülüyor. Tarım alanındaki gizli işsizliği değerlendirme dışı bırakan ve işsizlik olgusunu daha net bir şekilde ifade eden tarım dışı işsizlik oranları da yine bir yıl içinde yüzde 12,2’den yüzde 16’ya yükselmiş durumda.
İşkur’a kayıtlı işsiz sayısı Haziran ayında 4 milyonu geçti
Ancak bir başka rakam yaz ayları için de iyimser olmayı güçleştiriyor. İşkur’un Haziran ayı rakamlarına göre kayıtlı olan işsiz sayısı 4 milyon 417 bine ulaşmış durumda. TÜİK istatistiklerinin kayıtlara göre değil anketlere göre yapıldığı ve İşkur’a kayıtlı olmayan işsizleri de kapsadığı düşünüldüğünde işsizlik oranının azalmak bir yana artış göstereceğini öngörmek güç değil.
Krizin faturasını işsizlikle ödetiyorlar
İşkur önünde uzayan kuyruklar, krizin faturasının işçi ve emekçilere ödetilmekte olduğunu gösteriyor. Patronlar, işçi çıkartarak kalan işçileri de daha yoğun çalıştırarak ya da üretimde azalma varsa ücretli-ücretsiz izinlere zorlayarak kârlarını sürdürmeye çalışıyor. Devlet de seçim dönemlerinde oy beklentisiyle sağladığı geçici istihdam uygulamalarını azaltıyor.
İş ve aş sağlayamayan bu düzen değişmeli
Bu tablo iş olmadığı için değil patronların kâr hedefi bunu gerektirdiği için oluşmuş durumda. Mevcut işlerin çalışan nüfusa bölüştürülmesi mümkün ama patronların işine gelmiyor; kamu yatırım seferberliği ile yeni istihdam alanları yaratmak mümkün ama iktidar bunun yerine mevcut fabrikaları yerli yabancı sermayeye peşkeş çekmekle meşgul. Sermayenin düzeni ve onun iktidarı çözüm değil sorun üretiyor. İşsizlikte vahamet gösteren ve giderek kötüleşen tablo bir kez daha gösteriyor ki: Sadece bir işçi ve emekçi hükümeti, kâr için değil ihtiyaç için üretim yapan planlı ve kamu mülkiyetine dayalı bir ekonomiyle iş ve aş sorununu çözebilir.