Ankara’da 1 Mayıs’a çağrı toplantısı
Devrimci İşçi Partisi 21 Nisan Pazar günü Ankara bürosunda “Ekmek ve hürriyet için 1 Mayıs’ta alanlara” başlığıyla bir etkinlik gerçekleştirdi. Çeşitli sektörlerden işçilerin, kamu emekçilerinin ve öğrencilerin katıldığı toplantıda 1 Mayıs’ta alanlara çıkma ve DİP saflarında örgütlenme çağrısı yapıldı.
Etkinlikte ilk sözü alan yoldaşımız bu topraklarda hürriyet mücadelesinin tüm geçmiş iktidarlara karşı verilen mücadelenin bir mirası olduğunu hatırlattı. Özellikle Gezi ile başlayan halk isyanından itibaren de baskıcı iktidara karşı güncel ve yakıcı bir kavga haline geldiğini belirtti. Hürriyet kavgasının sadece isyanın parçası olmuş halk kesimlerinin ya da gençliğin değil aynı zamanda sendika seçme özgürlüğü kısıtlanan, grevleri ve hatta mitingleri dahi yasaklanan işçi sınıfının da kavgası olduğunu vurguladı. Seçimlerde AKP, Erdoğan ve istibdad cephesinin büyük bir yenilgi aldığının altını çizdi. Ancak bu yenilginin CHP ve ittifak yaptığı güçlerin topluma bir çıkış yolu sunuyor olmasının değil ekonomik krizin etkisiyle emekçilerin bir tepkisinin ürünü olduğu değerlendirmesinde bulundu. Ekonomik krizi, yapısal reformlar adı altında işçi sınıfı ve halkın sırtına yıkmaya çalışacak istibdadın yenilmesine dair dinamiklerin sınıf gündemlerinden geçeceğini anlattı. Önümüzdeki dönemde istibdadı alt etmek için yüzünü düzen muhalefetine dönenlerin en sonunda Tayyip Erdoğan’ın “Türkiye ittifakı” olarak nitelediği TÜSİAD koalisyonunun bir parçası haline geleceklerini belirtti. Muhalefeti ve iktidarıyla düzen güçlerinin halk düşmanı politik yönelişlerinin karşısında Devrimci İşçi Partisinin işçi sınıfının çözümlerine işaret eden talep ve sloganlarla 1 Mayıs alanında yerini alacağını belirterek bu mücadele gününe DİP saflarında katılım çağrısı yaptı.
İlk konuşmanın ardından 89 Bahar Eylemleri olarak bilinen büyük işçi sınıfı hareketliliğinden bu yana emekçilerin ve gençliğin mücadelesinin sembol uğraklarına ve halk isyanına dair bellekleri tazeleyen bir sinevizyon gösterimi gerçekleştirildi.
Gösterimin ardından ikinci sözü alan yoldaşımız ise 1 Mayıs’ın 1800’lü yılların sonunda 8 saat işgünü mücadelesinde polis kurşunlarıyla ve darağaçlarında yaşamını yitiren ABD’li işçilerin mirası olarak tarihe geçtiğini belirterek konuşmasına başladı. Daha sonra Osmanlı’dan günümüze Türkiye’de 1 Mayısların tarihine ışık tutarak her dönemde baskı ve yasaklamaların karşısında işçi ve emekçilerin büyük mücadeleleri sayesinde bugünü kazandıklarını gözler önüne seren örneklerle devam etti. Ardından da Devrimci İşçi Partisi’nin alanlardaki varlığının politik gerekçeleri ve önemine değindi. Marksist sınıf analizine dayanan öngörülerle DİP’in Taksim 1 Mayıs mücadelesinde halk isyanından sadece bir ay önce “Taksim Tahrir olacak” pankartıyla yer aldığını söyledi. Metal işçilerinin 2015 yılında patlak veren büyük mücadelelerinin de öngörülmüş olduğunu, partinin buna dair stratejik mevzilenme adımlarının bu sayede atılmış olduğunu belirtti. DİP’in Tekel çadırlarında, halk isyanlarında, işçi ve emekçilerin mücadeleleri içinde yetişen kadrolar tarafından kurulmuş olduğunu, Devrimci İşçi Partisi’nin parçası olarak yer aldığı sınıf mücadelelerinde bu sayede başarılı sınavlar verebildiğini vurguladı. Ardından Devrimci İşçi Partisi’ni inşa etme mücadelesinin devrimin nihai zaferi açısından vazgeçilmez öneminin altını çizerek parti saflarında örgütlenme çağrısı yaptı.
Konuşmanın ardından etkinlik sona ererken devamında 1 Mayıs’ın nasıl daha kuvvetli örgütleneceği üzerine sohbetler gerçekleştirildi.