Devletin yeni taşeronu: İşkur üzerinden işçi çalıştırma
İşkur üzerinden kamu kurumlarına işçi sağlanan bir uygulama var. Adı, Toplum Yararına Program (TYP). Adına bakınca gerçekten yararlı bir uygulama olduğu zannedilebilir. Oysa bu program esnek çalışma biçiminin vücut bulmuş bir halidir. Taşeronluktan daha beter, aslında tam bir kiralık işçiliğin, köleci çalışma düzeninin adıdır.
İşçiler kamu işi yapıyor ücretleri işsizlik fonundan karşılanıyor
Türkiye'deki bütün kamu kurumlarında, birçok farklı alanda ve işlerde TYP uygulanıyor. TYP kapsamında çalışan işçilerin çalışma süreleri, programı düzenleyen kamu kurumuyla İşkur’un imzalamış olduğu protokolle belirleniyor. Bazı programlar altı aylık, bazıları dokuz aylık olarak düzenleniyor. Daha kısa süreli program düzenlemek mümkün olmakla birlikte bir programın süresi dokuz aydan daha fazla olamıyor. Bir kişinin bu programlardan yararlanma süresi ise toplamda 24 ay. Tabi kesintisiz 24 ay değil. Bir kişi, bu programdan bir yıl içerisinde en fazla dokuz ay yararlanabiliyor. Yeni bir programa başvurabilmesi için ise en az üç ay beklemesi gerekiyor.
Bu şekilde çalışan işçiler her ne kadar kamuda, kamusal bir iş yapsalar da kamu işçisi sayılmıyorlar. Ücret olarak ise asgari ücret alıyorlar. Üstelik ücretleri devlet bütçesinden değil, işsizlik sigortası fonundan karşılanıyor!
İş sürekli, işçi neden geçici?
Kamu kurumlarında yapılan bu işlerin hiçbiri geçici işler değilken neden işçiler geçici olarak çalıştırılıyorlar? Bu sorunun cevabı uygulamanın detaylarında saklı. Bu şekilde geçici çalıştırılan işçiler:
- Bir yılı doldurmadıkları için kıdem tazminatına hak kazanamıyor,
- Yıllık ücretli izin hakkına sahip olamıyor,
- Süresi belirli olduğu için ihbar tazminatına hak kazanamıyor,
- Sendikalara üye olamıyor, toplu sözleşme hakkından yararlanamıyor,
- Sadece asgari ücret alıyorlar.
Sorunun cevabı çok net bir şekilde ortaya çıkıyor: İşçiler, Anayasa’da ve kanunlarda yazan haklarını, özellikle kıdeme bağlı haklarını kullanamasınlar diye İşkur üzerinden geçici olarak çalıştırıyorlar.
TYP’nin yasal çerçevesi 2008 yılında oluşturuldu ancak her geçen yıl daha fazla uygulanıyor. Nitekim KHK ile yapılan taşeron düzenlemesiyle birlikte kamudan güvenlik soruşturması, sınav ve emeklilik bahaneleriyle işten atılan binlerce işçinin yerine İşkur üzerinden bu şekilde geçici işçi çalıştırılması yaygınlaştı. MEB’e bağlı okullarda sadece geçtiğimiz Eylül ayı içerisinde 60 bin kişi bakım onarım ve temizlik işinde, 20 bin kişi de güvenlik işinde TYP kapsamında geçici işçi olarak işe başladı.
Ne işçilere ne de topluma bir faydası olan, aksine işçi kiralama sisteminin bir biçimi olan bu uygulamaya derhal son verilmeli, işçiler de sendika ve toplu sözleşme haklarını özgürce kullanabilecekleri bir şekilde kamu kurumlarında istihdam edilmelidir.
Bu yazı Gerçek gazetesinin Aralık 2018 tarihli 111. sayısında yayınlanmıştır.