Marx 200 yaşında: “Sınıf, devrim, sosyalizm!”
Devrimci Marksizm dergisi Marx’ın doğumunun 200. Yılı vesilesiyle Şişli Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde “Sınıf, devrim, sosyalizm” başlıklı bir konferans düzenledi. Konferans beş yıl önce kaybettiğimiz Türkiye’nin en önemli Marksistlerinden Nail Satlıgan’ın anısına gerçekleştirildi. Konferans boyunca Marx’ın devrimci düşünce ve eylemleri konuşulurken sık sık yakın mücadele arkadaşı Engels, ve onun en iyi öğrencisi, 20. Yüzyıla damgasını vuran sosyalist Ekim Devrimi’nin lideri Lenin’e de yer verildi.
Konferans Sungur Savran’ın açılış konuşması ile başladı. Sungur Savran açılış konuşmasında Nail Satlıgan’ın düşünce ve mücadele hayatını anlatırken onun bir akademisyen olarak görülemeyeceğini, onun partiler üstü değil partizan bir kişi olduğunu ve partisinin geniş anlamda devrimci Marksizm olduğunu vurguladı. Sungur Savran’ın konuşmasının ardından Nail Satlıgan’la yapılan bir ropörtaja ve hayatından kesitlere yer veren bir video gösterildi.
İki oturum halinde yapılan konferansın ilk oturumun başlığı “Tarih, Toplum, Kapitalizm”di. İlk konuşmayı yapan Özgür Öztürk, Marx’ta diyalektik başlıklı konuşmasında Marx’ın felsefi düşüncelerinin nasıl geliştiğini ve yapıtlarına nasıl yansıdığını ele aldı. Kurtar Tanyılmaz, sunumunda Kapitalizm teorisyeni Marx’ın kapitalizmin işleyiş yasalarının bilimsel analizinden çıkardığı devrimci sonuçlar üzerinde yoğunlaştı. Mustafa Kemal Coşkun, Marx’ı ve düşüncesini sınıf mücadeleleri açısından ele aldığı konuşmasında işçilerin güncel deneyimleriyle Marksist dünya görüşüne farkına varmadan nasıl yaklaştıkları üzerinde durdu. Armağan Tulunay ise Kadınların ezilmesi karşısında Marx’ın hiç de kayıtsız olmadığını tam tersine Marx’ın Engels’le birlikte kadın kurtuluş mücadelesinin önünü açan maddi bir analiz zemini sunduklarını aktardı.
İkinci oturumun genel başlığı Marx ve İnsanlığın Geleceği genel başlığını taşımaktaydı. İlk konuşmayı yapan Burak Gürel, Marx, Uluslar ve Enternasyonalizm başlığı altında Marx’ın ulusal sorunu çok erken bir aşamada tespit edip bu alanda politik mücadele yürüttüğünü ve Avrupa merkezcilik eleştirilerinin tam aksine başta Asya olmak üzere ezilen halkların mücadelesini uluslararası işçi hareketinin devrimci mücadelesinin merkezine yerleştirdiğini ortaya koydu. Levent Dölek Marksizm ışığında 21. Yüzyılda Savaş konusunu ele alırken dünya çapında yaklaşan savaşa karşı doğru tutum alabilmek için emperyalizm teorisinin altını çizdi. Neden Rusya ve Çin’in emperyalist olarak nitelendirilemeyeceğini açıklayarak ABD’nin başını çektiği emperyalist blokun yenilgisi için mücadelenin dünya devrimi açısından önemi üzerinde durdu.
Konferansın son konuşmasını Sungur Savran yaptı ve bir devrimci olarak Marx’ı anlattı. Marx’ın devrimci fikirlerinin onun devrimci eyleminden ayrı olmadığını vurgulayan Sungur Savran, Marx’ı ve düşüncesini öğrenmek isteyenlere onun devrimci eylemin içinden yazdığı metinlerini okumalarını tavsiye etti. Zira tüm konferansın ana vurgusuna uygun bir biçimde Marksist olmak aşağılık bir sınıflı toplum olan kapitalizmin yok edilmesi için mücadele etmek demektir.