DEÜ'de 12 akademisyen açığa alındı: İstibdadın rektörleri yükseköğretim emekçilerine saldırmayı sürdürüyor!
YÖK ve üniversiteler, OHAL bahanesi ile mücadeleci, yükseköğretim emekçilerine saldırmayı sürdürüyor. Bu kez hedefte Dokuz Eylül Üniversitesi’nde aralarında yıllardır sendikal mücadeleyi yılmaksızın sürdüren 12 yükseköğretim emekçisi var. Dokuz Eylül Üniversitesi rektörlüğü; Cem Terzi, İzge Ünal, Halil Resmi, Halis Ulaş, Ayşen Uysal, Emel Yuvayapan, Aydın Arı, Nuri Erkin Başer, Yeşim Edis Şahin, Seçkin Aydın, Serap Sarıtaş, ve Dilek Karabulut’u, barış bildirisi olarak anılan bildiriyi imzalamalarından dolayı haklarında savcılığın yürüttüğü soruşturmayı bahane ederek açığa aldı.
Arkalarını sarayın duvarlarına yaslayarak, emekçileri üniversitelerden çıkarmaya çalışanları tanıyoruz. Bunlar, zamanında Fethullah Gülen ile can ciğer olanlar, bu “cemaati” ülkenin başına musallat edenler. Taşeron çalışmayı değil, sendikalılığı yok etmeye uğraşanlar. Üniversiteleri, burjuvazinin dikensiz gül bahçesi haline getirmek için çabalayanlar. Saray sofralarına meze olanlar. Hepsinin ciğerini biliyoruz.
Peki, ihraç edilen arkadaşlarımız? Biz, bu arkadaşlarımızı yıllardır sebatla sürdürdükleri sendikal mücadeleden tanıyoruz. Benzer konumdaki binlerce meslektaşı özel şirketlere danışmanlık peşinde koşar, toplumsal meselelerde üç maymunu oynamayı tercih ederken, sendikalarında tüm yükseköğretim emekçilerinin haklarını savunmalarından tanıyoruz. Meslektaşları, TV ekranlarında milyonlar kazanırken, Suriyeli mültecileri muayene etmek için İzmir sokaklarını arşınlamalarından tanıyoruz. Meslektaşları, “puan” peşinde kongrelerde çalıntı eserler sunup işi ticarete dökmüşken, Karaburun Bilim Kongresi’ni yıllardır hiçbir maddi çıkar gözetmeksizin özgür bilimin hizmetine sunmalarından tanıyoruz.
İşçinin emekçinin alınteri ile ayakta duran üniversitelerden, işçinin emekçinin hocaları atılıyor. İşe bakın! Ama, hep beraber mücadele edeceğiz ve kamusal yükseköğretim sistemini, bugünlerde içini dolduran ifrazattan temizleyeceğiz. Arkadaşlarımıza, şimdilik geçmiş olsun diyoruz.
Hep birlikte mücadele etmeye ve haklılığımızı haykırmaya devam edeceğiz!
Kahrolsun istibdad yaşasın hürriyet!