Nuh Köklü cinayeti siyasidir!
Türkiye, Kadıköy Yeldeğirmeni mahallesindeki bir katliam ile sarsıldı. Basın emekçisi Nuh Köklü'nün katliamı ile. Sadece arkadaşlarıyla kartopu oynadıkları için esnaf bir faşist tarafından Nuh katledilmişti.
Sıradan bir insan değildi Nuh. Bir öncü işçiydi. Hürriyet, Radikal, NTV ve Sabah - ATV grubunda çalışmıştı. Muhalif bir insandı. Özellikle de 2009'daki ATV - Sabah grevinde sendika işyeri temsilcisiydi. Ki bu sebeple de işten atılmıştı.
Peki Nuh neden katledilmişti? Bunun cevabı için çok değil, 3 ay öncesine gitmek yeterli. Tarihler Kasım 2014'ü gösterirken Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Gezi parkı ile başlayan halk isyanı şehitlerinden Ali İsmail Korkmaz'ın katillerinin yargılandığı dava devam ettiği sırada şöyle konuşmuştu: "Esnaf ve sanatkâr demek altını çizerek ifade ediyorum ticaret yapan, alan satan, sırf ekonomik faaliyette bulunan insan demek değildir. Bizim medeniyetimizde bizim millet ve medeniyet ruhumuzda esnaf sanatkâr gerektiğinde askerdir, alperendir. Gerektiğinde cephede vatanını savunan şehittir, gazidir, kahramandır. Gerektiğinde asayişi tesis eden polistir. Gerektiğinde adaleti sağlayan hakimdir, hakemdir." (Vurgu bizim.)
İç güvenlik paketinin meclisten madde madde geçtiği şu günlerde bu söz; paketin sadece polislerin değil, aynı zamanda faşistlerin de işine geleceği anlamını taşıyor. Nitekim Nuh'un katledilmesinden sadece iki hafta önce faşist bir platform Kadıköy esnafına bildiri dağıttı. Bildiri şöyle bitiyordu: "... Kadıköy'de terörizmi örgütleyen güruhlar, kamu mallarına zarar vererek Kadıköy'ü küçük düşüren kişiler tarafından eylemlerimiz (eylemin tarih ve saati yer alıyor) engellenmeye çalışılmaktadır. Terör her yerde terördür, şirin ilçemizde birlik ve beraberlik için sizi eylemimizde (yine tarih ve saat) görmek isteriz. Neden mektup yazdık? Çünkü teröristler gibi sprey boyalarla kapına, camına camekânına zarar vermek istemedik." (Vurgu bizim.)
Bu nasıl bir tesadüftür ki bu bildirideki bahsi geçen camekân, Nuh'un katlinin "bahanesi" oldu! Hatırlatalım, dükkânın önündeki pirinç çuvalına kar topu isabet etmesiyle esnaf olan faşist önce hakaret etmiş, sonra beyzbol sopasıyla saldırmış, en sonda "camekânımı kırabilirsiniz" diyerek diğer faşist esnaf arkadaşıyla birlikte (ki bu kişinin daha sonra devletin tetikçilerinden Sedat Peker ile ilişkisi olduğu ortaya çıktı ve bir türlü gözaltına dahi alınmadı!) bıçakla arkadaş grubuna saldırmış ve Nuh'un kalbinden bıçaklayarak katline sebebiyet vermişti. Yine nasıl bir tesadüftür ki, Nuh; katlinden bir iki saat önce iç güvenlik paketinin geri çekilmesi için eylemden dönmüştü!
İşçi sınıfı elbet faşistlerden bunların hesabını soracak ve asıl o zaman adalet getiren "gerçek yargıcı" herkes görecek!