Yağmanın temsilcisi Türgev

Türkiye’de ortaya çıktığı ilk andan itibaren gençlik ve eğitim vakıfları, sermaye grupları için ekonomik ve ideolojik birer silah işlevi görmüştür. Bu vakıflar altında vergi muafiyeti, vergi kaçırma türünden türlü hırsızlıklar yapılırken, şirket üzerinden yapılamayacak türlü yatırımlar bu vakıflar altında yapılabilmiştir. Ayrıca bu vakıflar, sermaye gruplarının ve bunlarla ilişkili cemaat, siyasi örgüt gibi yapıların çıkarları için gençliği işlemekte ve onlardan kendi kadrolarını yaratmaktadır.

Gençlik ve eğitim vakıflarının işlevini kısaca özetledikten sonra AKP iktidarıyla serpilip gelişmenin ötesinde patlama yapmış bir vakfa dikkat çekmek gerekiyor. Bu vakıf kısaltması Türgev olan Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’dır. Yani 17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarıyla tüm Türkiye’nin aşina olduğu, yönetim kurulunda Tayyip Erdoğan’ın kızı Esra Albayrak ve oğlu Bilal Erdoğan’ı bulunduran yağma ve yolsuzluk paravanı.

Türgev, 1995 yılında İstanbul Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı adıyla kurulduktan sonra 12 yıl boyunca mütevazı boyutta işlemiştir. 2008 yılıyla birlikte birçok yurt ve araziyi bünyesine katmaya başlamıştır. 2012’ye kadar devam eden bu süreç, İstanbul’daki yağma ve yolsuzluk dar gelmeye başlamış olacak ki, vakfın Türkiye çapında faaliyet göstermeye başlamasıyla son bulmuştur. Bu sürecin son bulmasıyla Türgev için bir “altın çağ” açılmıştır. Türgev’e Türkiye çapında birçok gayrimenkul peşkeş çekilmiştir. Türgev gittikçe şişmiş, üniversite bürokrasisinin desteğiyle cesaretlenmiş ve üniversitelerde geniş çapta, büyük bir finansal destekle çalışmalar yapmaya başlamıştır.

17-25 Aralık yolsuzluk operasyonlarıyla bu vakfa ait, yani Tayyip Erdoğan ve çocuklarına ait birçok kirli çamaşır ortaya serilmekle birlikte, bütün bunlar devlet eliyle hasıraltı edilmiştir. Ne Esra Albayrak ne de Bilal Eroğan yargılanmıştır. Devlet eliyle şişirilen, beslenen bu hırsızlar vakfı yine devlet eliyle korunmuştur. Hatta Türgev bu operasyonlardan etkilenmek şöyle dursun, çok daha büyük bir iştahla sıyrılmıştır. Operasyonların hemen ardından yeni yurtları, yeni kamu mülklerini zimmetine geçirmiştir.

Bugün Türgev neredeyse tüm üniversitelerde faaliyet göstermektedir. Öğrenci yurtlarında neredeyse sınırsız bir ekonomik ve bürokratik destekle Tayyip Erdoğan’ın hayalini kurduğu dindar ve kindar bir nesil yetiştirmektedir. Türgev, faaliyetlerinde o kadar rezil bir boyuta ulaşmıştır ki, edep merkezleri kurup sadece kadınlara edep eğitimi vermeye başlamıştır!

Kamu mallarını devlet desteğiyle zimmetine geçiren, gençliğe ideolojik saldırılar düzenleyen Türgev ve türevlerine karşı bizim de kendi önlem ve taleplerimiz bulunmaktadır. Birincisi, yolsuzluğun ve yağmanın sistemli ve maskeli bir hali olan bu vakıfların tüm mallarına işçi denetiminde el konmalıdır. Arazileri kamuya iade edilmelidir. Üniversitelerle olan tüm bağları kesilmelidir. İkincisi, Esra Albayrak ve Bilal Erdoğan ve tüm yandaşları halk tarafından yargılanmalıdır. Bu talep ve önlemler olmaksızın bu harami çeteleriyle hesaplaşmamız ve onları durdurmamız imkansızdır!